28|Dünya güzelim

19.5K 1.5K 849
                                    

selam<3

uzun zamandır evde misafirlerimiz var, hal böyle olunca kendime asla vakit ayıramıyorum. Bu yüzden bu gecikmeler

okul icin sehir degisterecegim azıcık kaldi, kurtuluyorum!!

Sehir disinda okumak icin asssla tereddüt etmeyin asssla

psikoloji okumayı hedefleyen varsa da sonuna kadar arkasında durun kararinizin ve calisin, yoruldugunuza degecek<3

ayrıca bu sıralar cok stresli ya da mutsuz bebisler goruyorum, istediginiz zaman yazabilirsiniz bana. Bu yazıyı ne zaman gormus olursaniz olun, tanismak icin de dertlesmek icin de yazabilirsiniz<3

*

"Biliyorum, akşam geleceğiz biz de."

Belki de şu sıralar konuşmak istemediğim tek kişiyle, üvey annemle telefonda konuşurken bir yandan da dolaptan giyeceğim kıyafetleri çıkarıyordum. Günlerdir beni arayıp akrabalarımızla yiyeceğimiz yemeği hatırlatıp duruyordu ve ben her ne kadar gitmek istemesemde mecburen kabul etmiştim.

"Hmhm, Savaş'da gelir."

Beni bir daha asla ailemle bir araya getirmek istemediğini söyleyen kocama bu konuyu nasıl açacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Son güne kadar bu konudan kaçmıştım fakat artık söylemek zorundaydım.

"Peki, gelirken alırım. İyi günler."

Tatlı siparişine karşı gözlerimi devirip telefonu kapatabildiğimde hemen yatağın üstüne atmış, boşta olan elimi karnıma sararak bebeğime bakmıştım. Benim güzel bebeğim, nasıl bir aileye geldiğini gördüğünde doğduğuna pişman olur muydu acaba? Kim böyle bir dede ve büyük anne isterdi ki?

"Bu akşam büyük babaya gideceğiz oğlum. Umut ve Orhan dedeye değil, diğer dedeye."

Kendi babamı ötekileştirmek canımı sıksa da durum böyleydi. Doğduğu zaman oğlumu çok sevmesini, onu ilgiye boğmasını her şeyden çok istesemde babamın bunu yapmayacağını biliyordum. Dolayısıyla bebeğimin favori büyükbabası Umut ya da Orhan babamdan yana olacaktı.

Ki ben en çok Orhan dedesini seveceğini hissediyordum.

"Biliyorum tatlım, oradan hoşlanmıyoruz ama gitmek zorundayız."

Sanki bebeğimden cevap alıyormuşum gibi konuşmaya çok alışmıştım bu sıralar. Onunla böyle sohbet etmek inanılmaz eğlenceliydi ve geleceğin provasını yapmış oluyordum. Bazen kızıp 'Babanın yanına git.' dediğim bile oluyordu ama gidemiyordu tabii...

"Giyecek hiçbir şeyim yok!" sinirli bir soluk verip elime geçen beyaz tişörtü yatağın üzerine bıraktım. Sağ omzundaki ince yazı detayı dışında hiçbir esprisi olmayan yumuşak kumaşlı bir tişörttü.

Artık bol kıyafetlerle dahi saklayamadığım kocaman bir göbeğim varken şık giyinme olayını bir kenara bırakmıştım. Sadece rahat edeceğim giysilere yöneliyor, genellikle eşofman takımlarımı giyiyordum.

Altına giymek için seçtiğim şortu üzerime geçirdikten sonra tişörtümü de giymiş, kıvırcık saçlarıma birkaç toka takmak için aynamın önüne geçmiştim. Turuncu ve mavi renklerindeki tokaları alnıma dökülen buklelerin üzerine özenle taktıktan sonra aynadaki yansımama karşı gülümsedim.

Bebeğimiz İçin • [b×b]Where stories live. Discover now