24|Bebeğimizin cinsiyeti

26.1K 1.9K 1.3K
                                    

En son neler olduğunu hatırlamak için önceki bölüme göz atın derim..

Biraz zaman atlaması var bölüm içinde.

*

Saat sabahın sekiziydi.

Hafta sonunda bu kadar erken uyanmamdaki sebep neydi ben de bilmiyordum. Karnım gittikçe büyüdüğü için geceleri uyumak beni zorlar hale gelmişti. Rahat olduğum uyku pozisyonunu bir türlü bulamıyor, yarım yamalak uykuyla sabah ediyordum.

Savaş hala yataktaydı. En son duş alacağına dair bir şeyler mırıldanıyordu ama ne yapar bilmiyordum. Eğer üşengeçliği tuttuysa hala yatakta uyuklamaya devam ederdi.

O geceden beri büyük sorunlar yaşamıyorduk. Ailemden geldiğim akşam beni şefkatle sarmalamış, sakinleşene kadar yanımdan ayrılmamıştı. Ona babamın söylediği cümleleri olduğu gibi aktaramamıştım çünkü bunu yaparsam Savaş benim kadar alttan almaz, sorun çıkartırdı.

Zaten aile hayatımın ne kadar tuhaf olduğundan haberdardı. Lise zamanlarında her kavgamızdan sonra kollarına koştuğum için her fırsatta yetersiz olduğumu yüzüme vurduklarını biliyordu.

Yalnızca minik bir sorun vardı. Çağatay'ın döndüğünü söylememiştim. Annemle babama bir şey yapamayacağı için bunu öğrenir öğrenmez ona bulaşırdı ve ben Savaş'ın başına sorun açmasını istemiyordum. Ben ailemin bu tavırlarına alışmıştım.

Şimdi ise, asıl ailem için kahvaltı hazırlıyordum.

Orhan ve Umut babamı kahvaltıya davet etmiştim. Savaş'ın dahi haberi yoktu, birden aklıma gelmişlerdi. O akşam onlara söylenen sözler öylesine içime oturmuştu ki haftalardır her fırsatta ziyaretlerine gidiyor, asıl ailemin kimler olduğunu kendime hatırlatıyordum.

Son krepi de tabağa alıp ocağın altını kapattığımda sofra hazır sayılırdı. Umut babam portakal suyunu çok sevdiği için taze portakallar almıştım. Onu da hallettikten sonra işim kalmıyordu.

"Hayatım?" Savaş'ın uykulu sesinin hemen ardından belime sarılan kolları aklımdaki düşüncelerle beraber omzumdaki onlarca yükü de alıp götürürken bariz bir şekilde hafiflemiş, başımı omzuna yaslamıştım. "Neden bu kadar erken uyandın?"

"Uyuyamıyorum çünkü. Sen mışıl mışıl uyuduğun için bilmiyorsun tabii."

Aslında içimdeki duygular oldukça ılımlıydı. Savaş'a karşı sevgi doluydum ama ağzımdan çıkanlarla hissettiklerim birbirini tutmuyordu. Bu huysuzluk nereden gelmişti bilmiyordum.

"Bari bir günaydın deyip öyle soksaydın lafını." boynuma bastırdığı dudaklarıyla bana kocaman bir öpücük verdi. "Bebeğim, babanı sen mi sinirlendirdin yoksa?" karnımı okşuyordu yavaşça.

"Evet, hiç uyutmuyor beni. Çok sinirlendirdi beni Savaş!" ona doğru dönerek boynuna çıkarttım kollarımı. Sonunda derdimi anlaması beni mutlu etmişti.

"Ne kadar da üzmüş babasını..." yanaklarımı kavrayıp büzülmüş dudaklarıma bir öpücük bıraktığında gözlerim anında kapandı. Bedenim onun özlemi yüzünden kıvranıyordu ama Savaş'ta hala bir tık yoktu! Sürekli geçiştiriyordu.

"Özkan sorun olmayacağını söylemişti." dedim, kahvaltıya geçmeden önce yapılacak son konuşmayı yapıyordum şu an. "Ama hala-hala..."

Bebeğimiz İçin • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin