Bölüm 38: "Unbelievable. "

1.2K 132 130
                                    

Oy vermeyi unutmayın :)

Oy vermeyi unutmayın :)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Arı Queen Amelie)

Lysandra şaşkınlıkla Amelie'ye bakıyordu. Mr ve Mrs Potter, Lysandra'yı utandırmamak için az önce hiçbir şey duymamış gibi yapmıştılar. Mr Potter yine de ne kadar şaşırdığını gizleyemedi. Yüzünün aldığı şekil görülmeye değerdi. James'in Lysandra'yı sevdiğini biliyordu. Nasıl olsa bütün yaz boyunca James, Lysandra'nın ne kadar güzel ve yetenekli olduğundan bahsetmişti. Mrs Potter şaşırmamıştı. Çünkü zaten biliyordu. Ailede gizli ajanı -kesinlikle Sirius değil- vardı. Bunu kıyıda köşede ajandan duyduğunda ne tepki vereceğini bilemedi ve gözleri doldu. Ajan bunun için onunla dalga geçmeyi kendine vazife bilmişti.

Mr Potter'a gelen mektupta evden çıkması gerekiyordu. Hogwarts yıllarında Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde son derece yetenekli olan Fleamont Potter, Hogwarts'tan mezun olduktan sonra uzun bir süre Seherbaz olarak çalıştı. Euphemia ile evlendiğinde hâlâ Seherbazlık yapıyordu. Potter çiftinin uzun bir süre çocukları olmadı. Bu duruma alıştıklarında ise James dünyaya geldi ve Fleamont ailesiyle daha fazla vakit geçirmek için Seherbazlığı bırakarak İksirciliğe başladı.

Son zamanlarda ciddi bir artış gösteren ölümyiyen tehdidiyle birlikte Fleamont Potter da göreve çağırıldı. Fleamont bunu ilk başlarda kabul etmese de Euphemia'nın ısrarlarına dayanamayarak yardıma gitti. Bu gece de baskın olacağı tahmin edildiği için Fleamont'u çağırmışlardı. Fleamont, Amelie'nin bu son derece önemli duyurusundan kısa bir süre sonra mektup gereği gitmesi gerektiğini açıkladı ve evden ayrıldı. Euphemia da evde birtakım işleri olduğunu söyleyerek masadan kalktı. Etrafta derin bir sessizlik hüküm sürerken Lysandra, James'i unutarak "Bu ne şimdi?" dedi. Sesi ne kadar sessiz çıksa bile yeteri kadar tehdit içeriyordu.

"Ne ne şimdi?" Sirius sırıtarak konuşuyordu. Tehlikeli bir sırıtmaydı bu. "Başlatma ne nene!" James araya girerek "Ne?" diyebildi. "Sirius'un nenesi mi varmış?" Lysandra ve Sirius, James'e dönerek "Sen karışma şimdi!" dediler. James ağzı açık bir şekilde ikisine baktı ve sandalyesine sindi.

Lysandra "İntikam mı aldın şimdi, bu neydi?" diyerek elini havada savurdu. James sandalyesinde iyice geri gitti. Sirius "Sürpriz! Arkamdan iş çevirebileceğinizi mi düşünüyordunuz?" diyerek gülmeyi bıraktı. Lysandra ayağa kalktı ve karşısında oturan Sirius'u gömleğinin yakasından tutarak çekti. James olanları hayretle izliyordu.

"Her şeyimi bilmek zorunda değilsin!" Sirius direterek cevap verdi. "Zorundayım!" "Değilsin!" "Zorundayım!" Lysandra köfteyi kestiği bıçağı masadan aldı ve sinirle "De-ğil-sin!" dedi. James şaşkınlığın kaçıncı evresini yaşadığını hatırlamıyordu. Konuşmaya korkuyordu. "Zo-run-da-yım!" Lysandra elindeki bıçağı masaya geri koydu ve "Şu kalın kafanı masaya vurmak için neler vermezdim!" dedi. Sirius tehlikeli şekilde sırıtarak "Bilmem, James'i vermezdin mesela." dedi. James şapşalca gülümsedi ve cevap vermesi için Lysandra'ya döndü. Lysandra histerik bir şekilde güldü ve geri çekilmeden önce "Sen götünle mi düşünüyorsun, Sirius?" dedi. James daha önce Lysandra'nın quidditch oynarken küfür ettiğini duymuştu. Şu an ise Sirius'un acı gerçeklerini söylüyordu.

Aykız • 𝐉𝐚𝐦𝐞𝐬 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫Where stories live. Discover now