1. Özel Bölüm

533 50 110
                                    

Üzerinden yıllar geçen bir acı kendini hissettirmeye ne kadar devam ederdi?

O acı hiç geçmezdi, izi kalmıştı. Kalbin etrafını sıkıca sarıp kök salmıştı.

James Harry'nin odasına girerek hazır olup olmadığını kontrol etti. "Harry, geç kalıyoruz oğlum." Harry elindeki kravatı sinirle yatağının üzerine fırlattı. "Baba, şu lanet olası kravatı takmayı beceremiyorum!" James Harry'nin iflah olmaz kuzguri saçlarına baktı. Sanki kendine bakıyormuş gibi hissetti.

"Tamam, gel ben takayım kravatı." dedi James Harry'nin yatağının üstündeki kravatı avucunun içine dolarken.

Harry ellerini bir kez daha saçlarından geçirerek onları düzeltmeyi denedi. Sonuç ise tam bir hayal kırıklığıydı.

James Harry'nin saçlarıyla uğraşan ellerini saçlarından uzaklaştırdı ve gömleğinin yakasını kaldırarak kravatı geçirdi. "Önce bunu alttan geçiriyorsun," Harry kafasını olabildiğince eğerek kravarı izledi. James kravatın ucunu çektiğinde Harry "Bu kadar basit olduğunu düşünmemiştim. Ell bir daha benimle kravat takmayı bilmediğim için dalga geçemeyecek." diye mırıldandı.

James'in yüzündeki gülümseme büyürken aklına Lysandra ile yaşadıkları tatlı ama şimdi acı verici olan anıyı hatırladı.

"Daha kravat takmayı bile beceremiyorsun James." James Lysandra'nın ellerini sıkıca sararak kendi boynuna yerleştirdi. Elini onun ellerinden uzaklaştırdı ve beline doladı. "Senin bana takman için öğrenmek istemiyorum Peri Kızı."

Lysandra tek elini James'in kuzguri saçlarında gezdirirken onun yanağına minik bir öpücük kondurdu. "Senin kravatını her zaman ben takamam James. Bana bir şey olursa oğlumuza kravat takmayı kim öğretecek?"

James kollarını daha sıkı Lysandra'ya doladı ve ona sarıldı. "Sen beni bırakıp gitmezsin ki."

Gitmedin Peri Kızı. Ama kalmadın da! James birebir kopyası olan oğluna "Regulus'un kızıyla uğraşma Harry. Seni Sophia'nın elinden ben bile alamam. Lanetlerinin ne kadar isabetli olduğunu biliyorsun." diye uyarıda bulundu.

"Yeğenim hakkında barbarca konuşmana izin veremem James." James bakışlarını sertçe duvara çarpan kapı ile onu ayağıyla tekmeyen Sirius arasında gezdirdi. Sirius'un elindeki krep tavasına bakarak "Kardeşimle gurur duyuyorum." diye fısıldadı. Harry gülümseyerek Sirius'u selamladı. "Günaydın Sirius."

Sirius Harry'e göz kırparak "Hadi, hadi, hadi! Krepleri güzel karıcığımla," (Aşağı kattan Jenna'nın "Akıllı ve zeki demeyi unutma Sirius!" diye bağırdığı duyuldu.) "Ah, evet. Krepleri güzel, akıllı ve zeki karımla beraber yaptık. Evet, evet! Bir de dünyanın en harika yeğeniyle! Anladım Sophia, bağırma oradan!"

Sirius elindeki tavayı umursamadan aşağı kata indi. "Ne yani? Hamuru karıştırmanız için kaşığı kim getirdi?" Sirius kreplerin üstüne bal dökerken "Unuttuğum için bağışlayın Sophia hanım." diye geçiştirdi onu. Sophia ise istediğini almanın mutluluğuyla masaya oturdu.

Harry merdivenlerin başında olmasına rağmen Sophia Black'in sesiyle irkildi. "Güne daha kötü başlayamazdım." James oğlunun Sophia'ya karşı sürekli bir zıtlık halinde olmasını gülünç buluyordu. Ona zamanında Lysandra ile olan kavgalarını hatırlatıyordu.

"Günaydın, James ve yanındaki." Harry buz gibi gri* gözlerini Sophia'ya dikti. "Sana da günaydın Elladora." Sophia çenesini sertçe birbirine bastırdı. İkinci ismini kullanmayı sevmezdi. Ona Harry dışında kimse Elladora demiyordu bu nedenle. Harry ise "Peri Kızı" anlamına gelen Elladora ismini Sophia'yı delirtmek için özellikle kullanıyordu.

Aykız • 𝐉𝐚𝐦𝐞𝐬 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin