Bölüm 40: "I say we're in trouble."

1.2K 121 139
                                    

Oy vermeyi unutmayın :)

Dumbledore'un konuşması bitene kadar etrafta sessizlik hakimdi. Lysandra Ravenclaw masasında sakince oturup Jenna'nın seçimlerinin başlamasını bekliyordu. Dumbledore konuşmasını bitirince seçimler başlayacaktı.

James dirseğini masaya koydu ve çenesini avucuna yasladı. Tek odak noktası Ravenclaw masasındaki Lysandra'ydı. Sabırla Dumbledore'un konuşmasının bitmesini bekliyordu. James'e göre çok tatlı görünüyordu. Hâlâ kabullenmesi imkânsız şeyler yaşadığına alışamıyordu.

Kızıl cadı yakın arkadaşlarından biri olan Remus'un yanına oturdu ve kısaca diğerlerini de selamladı. James ile son konuşmaları geçen seneydi. James artık Lily Evans'ı sevmiyordu, Lily bu durumdan memnundu. Çünkü artık James'le iki arkadaş gibi konuşabileceklerdi. Evans, James'e döndü ve kısaca selamladı. James de onu selamladı ve tabağına birkaç tane börek koydu. Bu durum tabii ki de Lysandra'nın radarına girmesine sebep olmuştu. Lysandra asla kabul etmeyecekti ama kızıl cadıyı kıskanıyordu. James bunun gayet farkındaydı. Artık Lysandra'yı bakışlarından tanıyacak kadar fazla seviyordu.

Lily, Remus'la bir proje hakkında konuşuyordu. Çapulcular ile aralarında bir sorun yoktu. James'in Lysandra'yı sevdiği Hogwarts'takilerce konuşulduğundan beri aralarındaki gerilim de son bulmuştu. James'in Gryffindor ortak salonunda yalnız olduğu esnada Lily oradan geçiyordu ve James'e selam vermek istedi. Böylece aralarında garip bir sohbet konusu açıldı. James eski platonik olduğu kızla şu anki platonik olduğu kızı konuşuyordu. Aralarında ince bir arkadaşlık bağı oluşmuştu. Böylece Lily, James'in düşündüğü kadar bencil ve kendini beğenmiş olmadığını anlamıştı.

James ona Lysandra'yı çok sevdiğini, ama Lysandra ile nasıl bağ kurabileceğini bilmediğini söylemişti. Kızıl cadı ona Mrs Potter'ın da dediği gibi zamana bırakması gerektiğini söylemişti. Onu çok sıkması ve sürekli etrafında dolanması gerektiğini de eklemeyi unutmamıştı. James, Lily'e minnettardı. En azından geçmişteki yaşananları görmezden gelip James'le arkadaşlık kurmuştu.

Dumbledore'un konuşması bittiğinde seçim töreni başladı. 1. sınıflar binalarına yerleştirildikten sonra Jenna sandalyeye oturdu ve kafasına şapkanın yerleştirilmesini bekledi. Şapka daha kafasına değmeden "GRYFFİNDOR!" diye bağırdı. Jenna saçını savurarak Gryffindor masasına, Sirius ve James'in karşısına oturdu. Lysandra Jenna'ya baktı ve gülümseyerek önüne döndü.

Evanna "Potter hâlâ sana deli oluyor. Baksana sabahtan beri sana bakıyor. İkizini tebrik ederken bile." diyerek Lysandra'yı dürttü. Lysandra gülümsemesine engel olamamıştı. Kafasını kaldırıp James'e baktığında James hâlâ bu duruma alışmadığı için tedirgin oldu ve dirseği masadan kayarak su bardağına çarptı. Su, Sirius'un yemeğinin içine dökülünce Sirius çatalıyla James'in böreğini aldı. Lysandra geri kafasını çevirdi ve gülümsemeye devam etti.

"Sen az önce ona bakıp gülümsedin mi?" Evanna, Lysandra'nın bakışlarını yakalamaya çalışıyordu. "Saçmalama Evanna. Tabii ki de Potter'a gülümsemedim. Ondan nefret ettiğimi biliyorsun."

Ella: O kadar nefret ediyor ki onu öptü.

Lysandra içindeki küçük şeytancıklara lanet etmek zorunda kaldı. Evanna bir şey anlamış olamazdı herhalde. Bunu istemiyordu. Kimsenin bilmesini istemiyordu.

Evanna bir süre daha Lysandra'ya baktı ve önüne döndü. Pandora masaya geç gelmişti. Profesör Slughorn ile konuşması gerektiğini söyleyerek geçiştirdi. Xenophilius, Pandora'nın geldiğini görünce arkadaşlarının yanından kalktı ve Pandora'nın yanına geldi. Evanna gözlerini kısarak ağabeyine baktı. Bütün tatil boyunca ağabeyi ile arkadaşı Pandora'nın mektuplaşmalarını ve o aşk dolu, iğrenç, vıcık vıcık sözleri sindirmeye çalışmıştı. Xenophilius kitapların altını çizerek o sözleri Pandora'ya yazıyordu. Pandora bu durumdan memnundu. Aynı şey Evanna için geçerli değildi ama.

Aykız • 𝐉𝐚𝐦𝐞𝐬 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin