Bölüm 58: "Secret Keeper"

603 71 112
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın:)

Yorucu bir günün ardından James ve Lysandra salonda uyuyakalmıştı. Sabahın ilk ışıkları iyiye işaret değildi ama. Aniden sağanak yağış başladı. Sanki uyarmak istermiş gibi.

Gök gürültüsü...

Lysandra korkuyla yerinden sıçradı. Daha önce hiç bu kadar yüksek sesli gök gürültüsü duymamıştı. James gözlerini aralayarak neler olduğunu anlamaya çalıştı. "James, uyan. Bu çok korkunç. Çabuk gelip şuna bak! James, çabuk!" James üstündeki battaniyeyi sıyırarak kalktı ve aylak adımlarla salonla bahçeyi ayıran cam kapıya doğru ilerledi.

Lysandra ellerinin titrediğinin farkında değildi. Olacakların da farkında olmadığı gibi. James gözlüğünü yüzüne geçirirken bir yandan da Lysandra'ya sakin olmasını fısıldıyordu. "James, nasıl sakin olabilirim. Şuna baksana!" James kafasını yukarı çevirdiğinde gözlerine inanamadı. "Bu da ne demek şimdi?"

Gökyüzünün tam ortasında Ölüm Yiyen işareti duruyordu. Bu felaketin habercisiydi. İhanetin habercisiydi.

Patlama sesi gelince James'in bakışları kapıya çevrildi. Bahçenin kapısı biri ya da bir şey tarafından patlatılmıştı. James Lysandra'nın yüzünü avuçlarının içine alarak onu öptü. Onu son bir kez öptü. "Lysandra çık yukarı. Ben onu oyalayacağım." Lysandra ağlamaya başladı. "James, lütfen benden bunu isteme. İkimiz gidelim, lütfen!" James Lysandra'ya sarılarak onu sakinleştirdi. "Lysandra sana dediğimi yap. Yukarı çık ve arka kapıdan kaç. Kendine dikkat et. (Ellerini Lysandra'nın karnına sardı.) Bebeğimize dikkat et. Ben onu oyalarken siz gitmiş olursunuz."

Lysandra hıçkırıklarının arasından belli belirsiz konuştu. "James, seni ölüme terk etmemi istiyorsun. Sensiz ben nasıl yaşarım. Senin kalbin durursa ben yaşayamam. Kaçabiliriz ikimiz. Yalvarırım gidelim."

Kapı gıcırdayarak açıldı. James Lysandra'nın elini tutarak onu merdivenlere koşturdu. Hızla yukarı çıkıyorlardı.

Voldemort merdivenleri usul usul tırmandı. "Elladora, git! Sana hiçbir şeyin zarar vermesine izin vermeyeceğim! Söz verdim." Lysandra arka kapıya doğru koşarken sürekli arkasına bakıyordu. Ağlamaktan gözleri buğulanmıştı, önünü göremiyordu.

James asasını yere bıraktı ve ölümü bekledi. Lysandra'nın adımları bir an yavaşladı. Sonra ellerini karnına sararak koşmaya devam etti. "Avada Kedavra!" Evin arka kapısı kapanırken Lysandra bu sesi duymuştu. Yeşil ışıklar ve James'in yere yığılan cesedi... "Hayır..." diye fısıldadı. Koşmaya devam etti. "Hayır!" Sesi giderek yükseliyordu. "Hayır!" Artık çığlık atıyordu. Ayakları ona ihanet etti. Lysandra yere yığıldı. Karnında çok keskin bir acı hissetti. Kafasını aşağı eğdiğinde bacaklarının arasından kanın sızdığını gördü. Lysandra nefes alamayacak kadar çok hıçkırmaya başladı. James yoktu, James'e dair hiçbir şey kalmamıştı. "Yeniden karşılaşmak güzel Lysandra."

"Lysandra..."

"Lysandra!"

Lysandra gözlerini araladı. Gözleri buğulu olduğu için ilk başta görmekte zorlandı. Yanağından usulca süzülen gözyaşları biri tarafından silindi.

"Sakin ol, Peri Kızı. Hepsi bir rüyaydı. Ben buradayım." Lysandra James'i görünce sıkıca ona sarıldı. Ağlamaya devam ediyordu. "James, beni bırakıp gittin. Bunu bana sakın yapma." James Lysandra'yı göğsüne çekti ve kollarıyla sıkıca ona sarıldı. "Geçti, hepsi bir kâbustu." Lysandra eliyle karnını yokladı. Küçük bebekleri hâlâ oradaydı.

Lysandra kafasını kaldırdı. "James, lütfen gidelim. Başka bir yere gidelim. Burada durmak istemiyorum. O gelirse çok kötü şeyler olur James. Lütfen gidelim. Seni kaybedemem."

Aykız • 𝐉𝐚𝐦𝐞𝐬 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang