Bölüm 42: "I have a plan."

1K 114 191
                                    

Oy vermeyi unutmayın :)

Lysandra hastane kanadından sinirle çıktığında ardında bıraktıkları umurunda bile değildi. Tek istediği onu kimsenin bulamayacağı bir yere gitmekti. Lysandra da aklına ilk gelen yer olan bahçeye doğru yol aldı.

Lucas, Lysandra'yı görünce ona günaydın demek istemişti. Ama Lysandra'nın dolmuş gözlerini görünce vazgeçip "Lisa sen iyi misin?" diye sordu ve Lysandra'nın peşinden bahçeye çıktı.

Lysandra peşinden gelen Davies oğlanını umursamadan hızla ilerliyordu. Lucas, Lysandra'ya yetişti ve "İyi olduğuna emin misin?" dedi. "Merlin aşkına! Nasıl görünüyorum sence?" Lucas baştan aşağı Lysandra'ya baktı ve "Merlin! Her zamanki gibi mükemmel görünüyorsun." dedi. Lysandra sinirle çocuğa dönerken asasını da doğrulttu. Lucas gülümsedi ve "Heh, şöyle. Eski Lysandra geldi sonunda. Lanet yemezsem de olur aslında. (Lucas bir süre kafiyeli bir şeyler düşünmeye başladı.) Nasıl olduğunu söyle şimdi bana." dedi.

"Nasıl olduğumu neden merak ediyorsun? Çok da umurundaymış gibi." Lysandra, Lucas'ı ittirdi ve yoluna devam etti. Lucas, Lysandra'yı kolundan tutup çekti. "Tabii ki de umurumda." Lysandra gözyaşlarının akmasını gülümsemesiyle engelledi ve titremeye yüz tutmuş sesiyle "Neden? Benim nasıl olduğumdan sana ne?" dedi. "Çünkü seni önemsiyorum Lysandra." Lysandra gözlerinin dolduğunu hatta ağlamaya başladığını fark etmemişti. Kollarını Lucas'ın beline sardı ve ağlamaya başladı. Lucas ne tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Daha önce kimseyi avutmamıştı ve bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.

Lucas da kollarını Lysandra'ya doladı ve "Lysandra, üzülme lütfen. Ne olduğunu bana anlatmaya ne dersin?" diye sordu. Lysandra kafası hâlâ Lucas'ın göğsüne yaslıyken boğuk bir sesle konuşmaya başladı. "Olmuyor Lucas. Mutlu olacağımı düşünüyorum ve bir şeyler sürekli buna engel oluyor. Ben bunları hak edecek ne yaptım ki? Sadece bir kez olsun kendimi güvende hissetmiştim. Bir kez olsun sırtımı yaslayabileceğim birilerinin olduğunu hissetmiştim. Nerede hata yaptım, anlamıyorum. James'i gerçekten seviyordum. Ona değer veriyordum, beni sevdiğini sanıyordum. Öyleye neden aramızdaki bu şeyi hiçe sayarak beni yalan söylemekle itham etti. Lily'e hiçbir şey yapmadım ki ben!"

Bir.

Lysandra konuşurken sürekli burnunu çekiyordu. Ağzından kekeleyerek çıkardığı sözcüklere hıçkırıkları eşlik ediyordu. Hıçkırıklara da Lucas'ın kalp ritmi uyum sağlıyordu.

Lucas kalbinin kanadığını sandı. Sevdiği kadın onun kollarında ağlıyordu. Başka biri için ağlıyordu. Başka bir aşk için ağlıyordu. Lysandra'ya daha sıkı sarıldı ve aklını dolduran gerçekten kurtulmayı diledi. "Yani senin ve Potter'ın arasında bir şey mi var?" Lysandra ağzından neler kaçırdığının yeni farkına varıyordu. Aynı zamanda Lucas'a sarıldığını da yeni fark ediyordu. Kollarını geri çekti ve usulca Lucas'tan ayrıldı. İnkâr etmenin hiçbir faydası yoktu. "Vardı."

İki.

"Ama kendisi her şeyi silip attı. Sadece biraz sevilmek istemiştim. Sadece biraz, çok fazla değil. (Bunları söylerken vicdanı sızlıyordu. Aklına Evan Rosier gelmişti.) Gerçekten Lily'e ben zarar vermedim. Hiçbir zaman da vermem. Biz sadece bir proje üstüne çalışıyorduk. O yüzden onun yanındaydım."

Lucas ona gülümsedi. Lysandra ağladığında burnu ve yanakları kızarıyordu. Bu da teninde gizlenen çillerini ortaya çıkarıyordu. Lucas'ın şu an tek düşündüğü şey, Lysandra'nın ne kadar tatlı göründüğüydü. "Lisa, inan bana geç olmadan hatasının farkına varacaktır." Lysandra gözleri tekrar dolmadan önce şunları söyledi: "Geç oldu Lucas. Artık çok geç. Ne kadar kötü bir fikir olduğumuzu bana kanıtlamış oldu. Sadece bir kere duvarlarımı indirerek birinin geçmesi için kapılarımı tuttum. Ama o kapıyı çekti. Bense arada sıkıştım. Ne kadar berbat bir fikir olduğunu bana kanıtlamış oldu. Hayatıma bir daha nasıl birini alacağım ki? Bir daha birini hayatıma alamam."

Aykız • 𝐉𝐚𝐦𝐞𝐬 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫Where stories live. Discover now