- Bölüm 24-

8.8K 369 17
                                    

" Aslında hiç bir şey iyi veya kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında düşündüğümüze bağlıdır..!"

# William Shakespeare #

~

" Uraz ? "

Bazen tek kelimeyle anlatırsın yaşadığın bu dakikaları. İstemsizce dudaklardan dökülen tek kelimeyle çaresizliği tadarsan gözlerinde. Ruhun, aklın, kalbin sen tüm miliminle içinde hissederken onu o ise sadece acı vermekle yetinir sana. Şuan insanların hayatında en çok yaşadığı duyguyu çaresizliği yaşıyorum. Bağırmak istiyorum karşımdakine, içimdeki tüm nefreti ona haykırmak istiyorum. Sonra da susuyorum, şuan yaptığım gibi. Bileğimi tutan el gerçekten acı vermeye başlamıştı.

" Uraz bırak beni ! "

Duymuyordu adeta. Cevap vermek yerine sadece canımı yakıyordu. Göremiyordum önümdeki zifiri karanlık buna en büyük sebepti. Uraz'ı yüzünü yansıyan ay ışığının dokunuşlarıyla görüyordum, sert ve duygusuz. Durduğunda bileğimi sertçe bıraktı. Gözlerimin içine baktı, baktı ve sustu. Ellerinin yumruk şeklini alması gözümden kaçmamıştı. Geride bıraktığımız bir yangın vardı ve biz burada hiç olmayacak şekilde birbirimize bakıyorduk.

" Sen hala nasıl benim karşıma çıkabili-"

" Kes sesini ! " Uraz'ın saatlerdir ettiği tek kelime belkide buydu. Sinirliydi belkide hiç görmediğim kadar. Uyuşturucu istiyordu vücudu. Titriyordu, göz bebekleri irileşmişti. Ve ben bu haliyle ondan korkuyordum. Uyuşturucu sadece insanın hal ve hareketlerini uyuşturmak dışında bir ruhsal katliam. Ve Uraz'ın beni bu katliamda kurban etmesinden korkuyordum. O gün gerçekten huzurlu hissetmiştim. Karşımda uzun zamandan sonra kalbimin en derinine inip kalp atışlarımı hızlandıran, en ufak bir şey söylediğinde yüzümün kızarmasını sağlayan o vardı. Belkide gerçek Uraz değildi o, bir anlık hevesle gelmiş benim hiç bir zaman tanımadığım Uraz'dı. Düşüncelerimden sıyrılıp tekrar ona döndüm. Kalbimden geçenleri ağzımdan çıkan satırlara döktüm. Olabileceğim en sakin halimle.

" Bir gün demiştin Uraz, sadece tek bir gün. Ve bitti ! Anlıyor musun senin dediğin o bir gün bitti. Onunla beraber sana karşı içimde oluşan ateşin kıvılcımları da söndü. Seni anlamaya çalışmıştım, ben seni gerçekten geçmişinden çıkarıp geleceğinle yüzleşmeye hazırlanmıştım. Aklından ya da kalbinden ne geçiyor bilmiyorum ama seni sevdiğini sana bakan gözlerinden belli eden bir kız var, geride, kolumu tutupta arkanda bıraktığın o var. "

" Se-"

Bir şeye söylemeye hazırlanacakken elimi istemsiz olarak dudaklarına getirip susturdum.

" Şimdi ben konuşacağım. Merve'nin nasıl biri olduğunu bilmiyorum. Benimle oynadın, duygularımla, aklımla, daha doğrusu bana ait olan herşeyle oynadın. Bana o çok merak ettiğim geçmişini anlatmayacağını da biliyorum. Senin hakkında bir takım şeyler biliyorum. Mesela ;

Öldürdüğün insanlara rağmen rahat gezebilmeni, acımasızlığını biliyorum.

Geçmişinde o kadar anı gizliyken, onları dışarı yansıtmamak için gösterdiğin azmin sonucun da bu kadar sessiz olduğunu biliyorum.

Bana beş dakika gülerken diğer dakikada canımı yakmanı, dengesizliğini biliyorum.

Gözlerinde birileri için yanan o büyük nefreti biliyorum.

Kindarlığını, umursamazlığını, soğukluğunu, basit bir hapa olan bağımlılığını ,sana has olan herşeyi biliyorum. "

Nefes nefese kaldığım, yaptığım en uzun konuşmayı sonlandırıp Uraz'a yaklaştım. Parmaklarımın ucunda yükselip Uraz'ın nefesini hissedene kadar ona yaklaştım. Nefes alış verişleri daha fazla hızlanmıştı. Vücudu daha çok uyuşturucu istiyordu. Söyleyeceğim son cümleler için gözlerine bakıp dudaklarımı kırpıştırdım.

Aşk-ı İntikam (Tamamlandı)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant