- Bölüm 28 -

8.2K 338 5
                                    


Mutluluk, gençlikte  beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda aranır.


# P.Courty #


~


Bazen uykuya dalmak istersin derin bir uykuya kimsenin sesini duymayacağın gözlerle buluşmayacağın bir uyku. O uykuyu beş gün önce uyuşturucu gibi istedim. Aslında tek istediğim uyuduğum o uykudan uyanmamaktı. Berkay'ın yüzüme vurduğu gerçeklerle yüzleşmeye gittiğim zaman aslında hayatımın en büyük ikinci gerçeğiyle yüzleştim. Babamı kaybettiğim zaman en büyük ruhsal yıkıntımı yaşamışken öğrendiğim gerçek fazla ağırdı, taşımayacağım kadar  fazla ağır. Yine acı çekiyordum ve yine sebebi uzun zamandır hayatımın ortasına düşmüş Uraz 'dı. Onu hayatımdan çıkarmak isterken kendisinin zaten hayali bir varlık olduğunu öğrendim. Uzun zamandır ne kadar acı çeksemde babamdan sonra sevdiğim tek adamdı Uraz. Ama sevdiğim babam da beni böyle terk etmemiş miydi zaten. Seni bırakmayacağım deyip beni ölümüyle sınamamış mıydı ?  



 

Yaşadıklarım koca bir ihanetten ibaretti. Bana yapılmış ihanetlerden oluşan bir hayat akla hiçte umutlu gelmiyordu. Uzun zamandır yattığım yataktan doğrulup lavaboya ilerledim. Elime doldurduğum buz gibi suyu yüzümle buluşturdum. Aynaya baktığımda karşılaştığım tek görüntü bundan üç yıl önceki görüntüydü. Yine eski halime dönmüş o kızdım ben. Saçlarımı toplayıp hızlı bir şekilde üzerimi giyindim. Onunla konuşmam gerekiyordu.



Evden ayrılıp önüme ilk çıkan arabaya bindim. Bu beş gün içerisinde hiç kimseyle görüşmemiştim. Sadece düşünüp hayatımın geri kalanında Uraz 'sız yaşayıp yaşayamayacağımı düşündüm. Uraz 'ın evinin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp eve ilerledim. Onu o günden sonra hiç bir şekilde görmemiştim. Ağacın arkasından zar zor ayrılıp  kendimi eve atmıştım. Ama şimdi yüzleşme zamanıydı. Ona bağırıp vurmak istiyordum. Neden bu zamana kadar bana hiç bir şey söylemedi öğrenmek istiyordum. Berkay 'dan öğrendiğim o kadar mühim şeyler varken ben sadece son cümlesinde takılı kalmıştım. Kapının önüne geldiğimde titreyen parmağımı zilin üzerine bastırdım.


Açılan kapıyla onu görmem bir oldu. Beni gördüğünde yüzünde oluşan umursamazlık  canımı yakmıştı. Aynı şekilde kapının önünden ayrılıp salona ilerledi. Kapıyı örtüp içeri girdim. Gittiğimde koltuğu oturmuş başını ellerinin arasına almıştı. Sanki kimse yokmuş gibi açıklanacak o kadar konu varken şuan yaptığı gibi sessizliğe bürünüyordu. Başını kaldırıp gözlerini bana dikti. Göz bebeklerinden uyuşturucu kullandığı açık bir şekilde belli oluyordu. 



" Neden burdasın ? " Sorduğu soru üzerine güldüm gözümden akan yaşı farketmeden. 


" Gerçekten mi Uraz soracağın tek soru bu mu ? " Uraz bir hışımla yerinden doğrulup bana yaklaştı ta ki nefesini hissedene kadar.


" Ne sormamı bekliyorsun? Üzüldün mü, ağladın mı yada açıklama falan mı bekliyorsun?"




Sözleri fazlasıyla  can yakıcıydı. Uraz 'a yaklaşıp gözlerimi  gözlerine sabitledim. İşaret parmağımla onu işaret ederek  başladım.

Aşk-ı İntikam (Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang