3.Bölüm

14.2K 745 90
                                    

Ertesi gün akşam yemeği için hazırlanma vakti gelmişti. Açıkçası nasıl giyinmem gerektiği hakkında zerre kadar fikrim yoktu. Normal hayatımda hep kot, tişört takılan biri olduğum için günlük denilebilecek elbiseler dahi bana abiye giyinmişim gibi hissettiriyordu. Ben de öyle bir manyaktım işte.

Biraz daha şık olmam gerektiğine inandığım için salaş, beyaz bir gömlekte karar kılmıştım. Önce beyaz bir tişört giyinip, sonra salaş beyaz gömleğimi üstüne geçirdim. Düğmelerini bağlamak yerine uçlarını önümde bağladım. Altıma da açık renk bir mom jean giyinip, gömleğimin kollarını katlayarak dirseğimin altına getirdim. Son olarak da açık sarı bir fuları bileğime bağlamıştım.

Saçlarımı her zamanki gibi açık bırakırken, hiç makyaj yapmadan odamdan çıktım. Telefondan başka bir şeye ihtiyaç duymadığım için çanta da almamıştım.

Kaan gömlek, kot pantolon giyinmiş, salonda bizi bekliyordu. Yanına oturup, saçlarını karıştırdım ama yüzüme bakmadan, telefonuyla oynamaya devam etti. Testin sonucunu orada öğreneceğimiz için hala gergindi.

"Kaan, ablacım neden abartıyorsun bu kadar?"

Neyi abartıyor Nil? Hastanede psikopat bir hemşire tarafında değiştirilmeni mi?

"Abla ya onların kızıysan?"

"Of Kaan, Of ablacım. Hiçbir şey değişmeyecek be oğlum! Sakin artık."

"Ben hazırım. Umay nerede?"

"Daha ses yok ondan."

İnci ablam da benim aksime hep zarif elbiseler giyinir, abartılı olmamasına rağmen duru güzelliği ile dikkat çekerdi. Siyah, ince, yumuşacık saçları vardı. Gözleri koyu kahve, teni ise bembeyazdı. Ufacık hastalıkta bile o beyazlık katlanır, dikkat çekici bir hal alırdı.

Şimdi de sade bir elbise giyinmiş, saçlarını da at kuyruğu yapmıştı. Günlüktü.

O sırada Umay ablam da içeri girmişti. Düz beyaz sweat ile kot giyinmişti. Karamel rengi saçlarını da açık bırakmıştı.

"Geldim, çıkabiliriz."

"Dur bakalım, şoför gelince arayacaktı."

İnci ablam telefonunu çantasından çıkarıp, eline aldığında ise çok geçmeden çalmıştı. Böylece hep beraber aşağı indik.

*

Bir malikanenin kapısındaydık ve benim avuç içlerim gördüğüm manzara ile kesinlikle terlemeye başlamıştı. Arabadan inince İnci ablam duraksamadan kapıya ilerlemişti. Umay ablam da peşinden giderken ekşittiği yüzüyle etrafını inceliyordu.

"Gösteriş budalaları." diye mırıldandığını duyunca ise istemsizce gülümsemiştim. Ekonomik eşitsizlik konusunda oldukça hassas biriydi kendisi ve sık sık elindekini avucundakini hayırlara kullanır, gönüllü ekiplerle ihtiyaç sahiplerine ulaşırdı.

Kaan gelip, koluma girince artık kolumu kesip ona vermeyi düşündüm. Korumacılığı kesinlikle saplantılı bir hal almaya başlamıştı. Ona dönüp, baygın baygın baktığımda beni umursamamıştı. Etrafına şüpheli bakışlarla bakmayı sürdürüyordu.

Hepimiz kapıya ulaşınca İnci ablam zili çaldı. Çok geçmeden de genç bir kız kapıyı açtı. Üstündeki kıyafetten evin çalışanı olduğunu anlamıştım. Kocaman bir gülümseme ile "Hoş geldiniz." diyerek geçmemiz için kenara çekildi. Biz içeri adım atar atmaz da aile üyeleri kapıya gelmeye başlamıştı. En öndeki Nergis Hanım heyecanla bana koşup, sarıldığında olduğum yerde kaldım.

"Test sonuçları pozitif çıktı Nil. Ben emindim, söylemiştim kızım."

İnci ablamın omuzlarının düştüğünü görmüştüm en başta. Demek ki hala umudu vardı. Umay ablam ise kendinden emin bakışlarını sürdürüyordu. Dün gece test ne olursa olsun bizimle yaşamayı sürdüreceksin demişti, şimdi de gardını alıyordu. Herhangi bir teklifte de ortaya atılacak gibiydi.

Gerçek Mi Ailem?Onde histórias criam vida. Descubra agora