9.Bölüm

9.5K 574 39
                                    

Dakikalarca aynı yerde, aynı pozisyonda dişlerimi sıkarak sakinleşmeyi bekledim. Gözlerim dolmuş, yaşları akıtmak için tetikte bekliyordu ama izin vermiyordum. Bu aptal bebekleri değiştirme işine ben sebep olmamıştım, öz ailemi de ben bulmamıştım, bugüne kadar öz bildiğim ailemi ise canımı dahi verecek kadar çok seviyordum. Eski hayatımla derdim yoktu, eski evimle derdim yoktu, eski ailemle derdim hiç yoktu ama sanki tüm bunları ben düzenlemişim gibi, aptal bir muameleye maruz kalıyordum. 

Bu eve bile kendimi zorlayarak gelmiştim. Ailemde bana değer veren kişiler için konfor alanımdan çıkmıştım. Sağlam çatının altında dahi açıkta hissediyordum. Anne baba dediğimde ise aklıma gelen ilk görüntüde Reyhan annem ve Yahya babam oluyordu. Yani çok memnun değildim halimden.

Her şeyi geçtim, ruh hastası bir hemşireye denk gelmeseydim tüm bu hayat şartları benim normalim olacaktı. Yaşadığım şeyi Deniz de yaşayabilirdi... Şu anda yaptığı şeyin bir açıklaması yoktu. İçimde bastırmaya çalıştığım tüm duyguları ortaya çıkarıyordu sadece. Acı çekiyordum. Hele şu an... O eve girmek istemediğimi fark ettim. Elimdeki anahtarı yere fırlatıp, ne haliniz varsa görün demek ve koşarak gerçek evime dönmek istiyordum. İki günde yorulmuştum.

Ama kaçarsam bunun sonu olmazdı. Yarın yeniden anne babam için gelirdim, Emir'in hatırına, Ali abimle Gökhan abimin hatırına yine gelirdim ve ilk yaralanmamda aynı acıyla yeniden kaçmak isterdim. Kaçmak çözüm değildi. Görünen o ki hiçbir şey yokmuş gibi yaşamak da çözüm olmayacaktı. Bir anlık kararla gözümü kararttım ve hızlı adımlarla eve girdim.

Merdivenleri hızlı hızlı çıkarken kendimi Deniz'in odasının önünde bulmuştum bile. Düşünmeden içeri dalarken son anda uygun olmayabileceği fikri gelse de artık içerideydim ve neyse ki üstünü değiştirmiş halde yatağında oturuyordu. Dirsekleri dizlerinde, öne doğru hafif eğilmiş, başını elleri arasına almıştı. İçeri girdiğimi duysa da başını kaldırmamıştı.

"İlacım geldi mi?" diye kısık sesiyle sorduğunda ne demek istediğini anlayamasam da o an sorgulayacak halde değildim.

"Benimle derdin ne senin!?"

Bir anda başını kaldırdığında şaşkınca gözlerime bakmıştı. Gözlerinin hafiften kızarmış olduğunu da böylece fark etmiştim. Ayrıca sık sık derin nefesler alıyordu.

"Nil, sonra." dedi yine kısık çıkan sesiyle ve ayağa kalkıp, pencerenin önüne doğru ilerledi. Bana arkası dönüktü şimdi, camı da açmıştı.

"Sonrası yok! Ben görmezden geldikçe bu iş daha da çirkinleşiyor!"

O sessiz kalırken bir an sendelediğini gördüm, hızla önündeki pervaza ellerini yaslayıp öne doğru eğildi hafifçe. Beynimse sonunda öfkesini birazcık olsun dizginlerken onun iyi olmadığını anlamaya başlamıştı. Kaşlarım hala çatıkken olduğum yerden onu süzdüm.

"Neyin var?"

Sesim soğuk çıkmıştı. Onunsa artık nefes alma çabasına hırıltılar eşlik ediyordu. Bana cevap veremeyecek halde olduğunu fark ederken birkaç adımda yanına gittim. Yüzünü görmek için biraz eğildim, gözleri kapalıydı. Teni de her an soluyor gibiydi. Odaya ilk girdiğimde bahsettiği ilacı anımsadım ve telaşla "Ne ilacından söz ediyordun? Nerede bu ilaç?" diye sordum ama beni duymuyor gibiydi. Gittikçe de kıvranır gibi daha da öne eğiliyordu.

Dizlerinin üzerine düşerken benden taraftaki koluna girip, düşüşünü yavaşlatmaya çalıştım. Onun da diğer elini boğazını bulmuştum. Boğuluyordu. Korkuyla ne yapacağımı düşünürken gözlerim açık bıraktığım kapıyı buldu.

"Yardım edin! Anne! Baba! Emir!"

Evde olanları tek tek çağırırken nihayet adım sesleri yaklaşmaya başlamıştı. Koşar adımlarla içeri giren evin yardımcısına baktım. Telaşla elindeki mavi, plastik şeyi getirip Deniz'in yanına diz çöktü ve kapağını açtığı şeyi ağzına dayayıp üstündeki bölüme bastı. Bunu birkaç kere tekrarladığında Deniz de birkaç saniye sonra normale dönmeye başlamıştı. Yardımcıya yaslanmış başı bana dönüktü. Birkaç dakika sonra toparlanarak gözlerini açtığında benimle göz göze gelmişti. Kaşlarını çatarken, doğruldu ve yardımcıya gidebileceğini söyledi, bu sırada bana bakmaya devam ediyordu. Yardımcı ise ilacını komodine bırakıp, odadan çıktı. O şey astım ilacıydı... Kadına çıkmadan kimseyi telaşlandırmasına gerek olmadığını da söylemişti. Anladığım kadarıyla bu Deniz için sıradan bir olaydı.

Gerçek Mi Ailem?Where stories live. Discover now