25

1.8K 119 31
                                    

Polat saate bakıp duruyordu. Elbet gelecekti. Emindi çünkü tanıyordu. Dayanamazdı Pelinsu. Yattığı koltukta gözlerini kapattı. Saat daha erkendi. Elbet gelecekti.

Polat yattığı yerde uyuyakalırken Pelinsu bacağını sallıyordu. Koltukta televizyona boş boş bakarken aklında Polat vardı. Gerçekten yemek yememiş miydi ki? Pelinsu saate baktığında dokuza geldiğini gördü. Bu saatte Polat'ın yanına gitmesine izin vermezdi babası. Dini nikahı kıysalar bile resmi nikahları yoktu. Bu yüzden de kızardı.

"Ben biraz dolaşacağım." diyerek ayaklandı Pelinsu.

"Nereye?" diyen babasıyla yutkundu.

"Dışarıda dolaşacağım baba. Evde daraldım." dedi.

"İyi, Polat'ı görürsen fazla durma yanında. Hemen buraya gel." dedi İlhan Bey. Pelinsu'nun imdadına annesi yetişti. "O ne biçim laf İlhan. Kız nikahlı eşiyle de mi görüşmesin?"

"Evet."

Pelinsu "Ben çıktım." deyip hemen çıktı. Yavaş yavaş giderken Polat'ın verdiği anahtarı elinde sıktı. Sadece bir şeyler yapıp çıkacaktı. Hiç konuşmayacaktı.

Kendi kendine karar alırken çoktan apartmanın önüne gelmişti. Merdivenleri de yavaş yavaş çıkarken kapıya vurdu. Bir daha vurdu ama açan olmadı. Anahtarla kapıyı açıp içeriye geçtiğinde Polat'ın koltukta uyuduğunu gördü. Hemen yatak odasından üstüne örtecek bir şeyler alıp salona geldi. Üstünü yavaşça örttü.

Mutfağa gidip dolaba baktı. Polat'ın sevdiği yemekleri Dua söylemişti. Aklındaydı ama hangisini yapacağını bilmiyordu. Genel olarak tüm yemekleri severdi. Fasulye pilav yaptı. Koku tüm evi sarmıştı. Polat uykuyla uyanıklık arasındayken kokuyu aldı. Üstündekini itip kalktı. Yüzünü sıvazlayıp mutfağa gitti.

Başındaki eşarbı kundak yapmış kollarını sıvamış yemeğin altını kapatan Pelinsu'yu gördüğünde kapıya yaslandı. Pelinsu tezgaha döndüğünde gidip arkasından sarıldı.

Pelinsu'nun irkilmesiyle "Korkma." diye fısıldadı. Pelinsu yutkunup arkasını döndü. Kollarını bağlayıp Polat'a bakmaya başladı. Polat başını onun omzuna koymuştu. Gözlerini de kapatmıştı. Pelinsu omuzlarını kaldırıp indirdiğinde "Uykum var." dedi Polat.

"Daha yeni uyandın!" diyen Pelinsu kendi kendine aldığı kararları unutmuştu.

"Olsun. Ben seninle uyumak istiyorum." dedikten sonra daha sıkı sarıldı Pelinsu'ya. Pelinsu kollarını çözüp Polat'a sardı.

"Yemek ye. Ondan sonra gideceğim zaten."

"Gitme."

"Olmaz. Babam kızar."

"Kızsın."

"Polat! Bir çekil ya." dediğinde Polat çekildi. Başını yana eğip "Bir gece sadece." dedi.

"Olmaz diyorum Polat." dediğinde telefonu çaldı. Telefonuna baktığında ise annesinin aradığını gördü.

"Efendim anne?"

"Neredesin sen? Baban çatlamak üzere."

"Polat'ın yanındayım." dediğinde Polat'ın bakışları üzerindeydi. Polat kendisine ve Pelinsu'ya yemek katıp masaya koydu.

"İyi, orada mı kalacaksın? Ona göre babanı oyalayacağım."

"Ne kalması anne? Kalmayacağım tabi ki."

"Babası kılıklı. Pelinsu koyduk ismini ama hala romantik değilsin. Bu gece oradasın. Gelme. İşim var babanla!"

"Anne?"

"He evladım."

"Kudurdun mu?" dediğinde Polat'ın bakışları kendisini buldu. Pelinsu gülmemek için kendini tutuyordu.

"He kudurdum. Terbiyesiz. Eve gelsen bile almıyorum. Ne yaparsan yap!" deyip kapattı. Pelinsu telefona baktı. Polat'a dönüp "Bu gecelik evden kovuldum." dedi.

"Yeşim annem benim tarafımda." dedi Polat.

"Yeşim annen?"

"Evet. Geçen kendisine teyze dedim diye bir dövmediği kaldı. Anne diyecekmişim."

"İyi." deyip masaya oturdu. O kadar yapmıştı elbette ki yiyecekti. "Ee hani su?" dediğinde Polat "Onu da sen al." dedi.

"Madem hazırlıyorsun tam hazırlasana." diyerek ayağa kalktı. Sürahiye su doldurup bardakla birlikte koydu.

"Çorbada senin de tuzun bulunsun diye koymadım."

"Yemekleri kim yaptı?"

"Olsun."

Yemeklerini yerken Polat bacağını uzatıp Pelinsu'nun bacağını esir aldı. Pelinsu bir şey demeden ve Polat'a bakmadan yemeğine devam etti. Bu gece boyunca Pelinsu'yu sinir etmek istiyordu.

Mahalleler Arası *Yarı Texting* #F#Where stories live. Discover now