Mahalleler Arası *Yarı Texting* #F#

46

Pelinsu
Pelinsu
Pelinsu
Su
Su
Su
Suuuu

Ne ne ne ne neee!

Ben aşık oldum

NE?
DUR BEKLE

Bekliyorum zaten?
Nereye gittin
Beni hepten unuttun zaten
Beni beni
Pelin'ini
Ben ya ben

İki dakikada ne kurdun sen yine Pelin?
Kime aşık oldun
Ne zaman oldun
Hangi ara oldun
Benim niye şimdi haberim oluyor bundan?
Düğün günüme ben böyle mi uyanacaktım?

Kız bir soluk al
Söyleyeceğim zaten.

Çabuk söyle!

Aşağı mahalleden var ya
Burak'la falan takılıyor arada
Sürekli sahilde yarışlara katılan çocuk

Çocuk dediğin 30 yaşında
Bizden kaç yaş büyük!

Olsun
Beş yaş var alt tarafı

Pelin
Gülüm!
Biz onlarla kavgalıyız ya
Hem en son da çok fena kavga ettik
Dua'nın butiği yandığı gün

Biliyorum
Ama kavga ettiğimizde o yoktu ki
Hem bir bakarsın kavga da bitmiş olur

Mahalleler Arası kavganın bitmesi çok iyi olur
Herkes rahatlar
Ama senin olay bambaşka
Emin misin aşık olduğundan

Eminim ya
Hem onun ismi de Emin
Çok güzel değil mi?

Bayağı bayağı
Ne zaman aşık oldun?
Nerede gördün?

Zaten tanıyordum da
Birkaç gündür konuşuyoruz

Birkaç gün?

Hafta

Hafta?

Tamam ya
Üç dört haftadır falan

Benim şimdi mi haberim oluyor?

Senin benimle ilgilendiğin yok ki

Olur mu öyle şey
Bu tanışma olayını da detaylı olarak anlat

Kuaförde anlatırım.

***

Pelin'in Emin'i gördüğü gün...
{Yaklaşık üç hafta önce}

Pelin sıkıntıdan kendini sahile atmıştı. Yürürken ilerideki topluluk dikkatini çekti ve oraya baktı. Tanıdık gelen motora baktığında bunun aşağı mahalleden Emin'in motoru olduğunu anladı.

Tekti ve canı sıkılıyordu. Bir banka oturup izlemeye başladı. Çok geçmeden yarış başladı. Yarış devam ederken yanına bir kız gelip "Burda oturman yasak." dedi.

"Ne kadar da saçma." deyip ayaklandı. Sakin ve huzurlu gününü kıza laf atarak berbat etmek istemiyordu. Yoluna devam ederken sahilde sürekli şarkı söyleyen ikizlerin olduğu yeri gördü. Sahil yolundaki oturma alanlarında olurlardı sürekli.

Orada oturmaya başladığında motorcu grup gelmişti. Herkesin gülerek konuşmasından ve Emin'in sırtına vurmalarından onun kazandığını anladı. O bir tarafta, Emin ve arkadaşları diğer tarafta oturuyordu. İkizler şarkı söylemeye başladığında onları izlemeye koyuldu.

Yarım saat kadar sonra sıkılıp ayaklandı. Sahil boyu yürümeye devam etti. Bayağı ilerledikten sonra bir süt mısır satıcısı gördü. Bir tane aldığında arkadan bir ses "Çocuk gibi şuna bak. Hâlâ mısır yiyor." dedi. Satıcıya bakıp "Abi seni bir saniye bekleteceğim. Kusura bakma." deyip arkasını döndü. Banktan onu kaldıran kız olduğunu görünce ilerleyip "Senin derdin ne?" diye sordu. Sesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu.

"Seninle benim ne derdim olabilir?"

"Doğru. Benimle aşık atacak cesaret yok sende. Anca arkamdan laf atarsın sen."

"Tabi canım." diyen kız saçını savurdu. "Senin gibiler de anca laf atar, sonra da ağlayarak kaçar."

"İnsan kendisinden bilirmiş tabi."

"Ah. İşte o köşeye sıkıştım cümlesi."

"Ah. İşte laf bulamadım cümlesi."

Pelin kızın iyice sinirlendiğini anlayınca durmayıp "Noldu? Sinirlendin mi? Kıyamam. Git de bir yastığına sarılarak ağla." dedi. Kız dayanamayıp sert adımlarla uzaklaştı. Pelin arkasından bakıp güldü. Bazılarının havası çabuk sönüyordu. Süt mısırını alıp sahile bakan banklara gitti.

Sessiz sessiz yerken yanına birinin oturmasıyla oraya baktı. Emin oturmuştu. Kaşlarını kaldırıp anlamak ister gibi baktı. Bir şey demediğinde önüne dönüp mısırını yedi. Bitirince kalkıp çantasını da aldı.

"Biraz daha kalmayacak mısın?" diye soran Emin'le elindeki bardağa baktı. "Bardağı atacağım." deyip çöpe ilerledi.

Gerisin geri banka döndüğünde ne yapacağını, ne diyeceğini bilmiyordu. Bacağını sallarken Emin "Yürüyelim istersen." dedi soru sorar gibi.

"Olur."

Karşılarından gelen Burak ve Selin ikisini yan yana görünce şaşırdılar. Selin hemen Pelin'in karşısından "Vay hain. Bize haber vermeden neler neler yapıyorsun sen?" dedi.

"Ne yapıyormuşum?"

"Emin, hayırdır kardeşim?" dedi o sırada Selim.

"Ne hayırdırı? Ne oluyor oğlum? İkiniz birden."

"Size sormak lazım Emin abi." diyen Selin'le Pelin yenice anladı. "Yok öyle bir şey. Denk geldik. Birlikte yürümeye başladık.

"Neyse neyse. Hadi biz devam edelim." diyerek eşinin elini tuttu Selin. İçten içe ikisini yalnız bırakmak istiyordu. Belki anlaşırlar da mutlu olurlar diye...

"Te Allah'ım ya."

Emin'in dediğinden sonra yürümeye devam ettiler. Mahallelerine gittiklerinde bile bir şey konuşmamışlardı. Sokağın ayrılma yerine geldiklerinde Emin "Görüşürüz." dedi. Pelin geçiştirme amaçlı "Görüşürüz." deyip yoluna devam etti.

Gerçekten görüşüp görüşmeyeceklerini ise bilmiyordu.

***

İlk önce Pelin'in Pelinsu'ya anlatıyordu ama öyle güzel olmayınca silip böyle yazdım.

Ayrıca yakınlarda bir yerde düğün var. İki saattir oynamalık şarkı çalıyor. Mezdeke çaldı bir ara! Psikolojik baskı altında düğün bölümü yazacağım galiba...