45

1K 82 26
                                    

Okul başladı. Hem yazamıyorum hem de final yapmak istemiyorum. Ara vermek de istemiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum! :(

Neyse. Keyifli okumalar... >3

***

Reiscanım
Neredesin?

Aşağıdayım Mikisu
Bir şey mi oldu
Geleyim mi yanına?

Hayır hayır
Ama çok yoruldum
Kına da ne zor şeymiş ya!

İki gün sonra da düğün var.
Ondan sonra bol bol dinlendirsin.

Beni düşünme de sen kendine bak.
Hem iş hem de düğün.
Düğünden sonra ne yapacaksın?

İşlere bir süreliğine babam bakıyor.
Babamın bizim için aldığı karavanı alıp güzel bir tatil yaparız bence?

Karavan mı?

Evet. Gezeriz diye babam almıştı.

Çok güzel.
Gezelim!
Hemen gezelim!

Tamam Mikisum sakin.
Gezeceğiz.

Nerelere gideceğiz?

Bakarız artık.
Kına nasıl gidiyor?

Yorucu!
Kaç saat kaldı ya!

Az kaldı
Sabret.

Eve gidelim artık.

***

Pelinsu eve girer girmez kendini yatak odasına attı. Onun bu haline Polat gülüp arkasından yavaş yavaş gitti. Pelinsu kuaförde yaptırmış olduğu eşarbını zorlukla çıkarmaya çalışıyordu. O kadar çok iğne vardı ki hangi biri nerede bilmiyor ve göremiyordu. Gınağa gelmişti!

Polat, Pelinsu'nun eşarbını çıkarmasına yardım etmeye başladı. İğnelerden birini eline batırınca "Neden bu kadar çok iğne var!? Ne gerek var?" diye hayıflandı.

"Sağlam olsun diye."

"Olsun! Olmasın diyen yok ama bu kadarına da gerek yok. Montelemişsiniz resmen!"

Pelinsu eşinin dediğine kahkaha atıp son iğneyi de çıkardı. Saçlarını saldığında Polat uçlarından oynamaya başladı. Pelinsu Polat'a bakıp gitmesini bekledi. Polat da ona baktığında anlamadığını fark edip "Polat çıksana." dedi.

"Neden?"

"Üstümü değiştireceğim."

"Hm, peki." dedikten sonra kapıya yöneldi. Pelinsu çabucak bir duş alıp üstünü değiştirdi. Polat'ın hâlâ gelmediğini fark edince salona gitti. Televizyona bir oyun bağladığını ve oynadığını gördüğünde inanamazc baktı.

"Polat? Saat gecenin biri ve sen oyun mu oynuyorsun?"

"Evet."

"Oyun yerine benimle mi ilgilensen?"

"Tamam."

"Hâlâ oynuyorsun."

"Evet." diyen Polat'la derin bir nefes alıp yanına gitti. Yanına oturup bekledi. Polat hiçbir şey demeyince "Bana da öğretsene." dedi.

"Tamam."

Polat'ın otomatik bir cevap verdiğini görünce elinden oyun kolunu aldı. Düğmelere bakıp "Evet. İlk önce ne yapıyoruz?" dedi. Polat hem şaşkın hem mutlu bir şekilde anlatmaya başladı.

Bir saatte çoğu şeyi kavramıştı Pelinsu. Polat ise eşinin onunla beraber oynamasından acayip keyif almıştı. Onu oyundan ayırmaya çalışmamıştı.

"Pelinsu, artık uyuyalım bence." dediğinde Pelinsu saate baktı. "Ne ara iki oldu ya? İyi, hadi yatalım."

Pelinsu oyun kolunu yanına koyup ayaklandı. Polat da ayağa kalkıp Pelinsu'nun beline kolunu doladı. "Bir tanesin sen Mikisu."

"Öyle miyim?"

"Öylesin."

Pelinsu kollarını Polat'ın boynuna dolayıp "Ama yine de arada bana vakit ayırsan çok güzel olur. Bence oyunu bir saat az oynasan hiçbir şey olmaz." dedi. Polat gülümseyip "Bence de." dedi.

Pelinsu "Teşekkür ederim," deyip yanağından öptü. "Hem beni bu kadar çok sevdiğin için. Hem de bunu gösterdiğin için."

Mahalleler Arası *Yarı Texting* #F#Where stories live. Discover now