43

1.1K 84 40
                                    

"Kızım ne bu inat! Şurada nikaha kaç saat kaldı!? Gelinlik üstünde üstünde!"

Melike'nin kapının arkasından bağırmasıyla yediği çikolatanın paketini çöp kutusuna attı. Aynadan kendisine bakıp etrafında döndü.

"Olabilir! Polat bebek odasını göstermeden o masaya oturmayacağım!"

Koltuğa oturup telefonunu eline aldı. İndirdiği bir oyunu oynamaya başladığında kapının arkasından babasının sesini duydu. "Kal orada kızım. Zaten veresim yoktu."

Babasıyla birlikte o da gülerken annesinin sesini duydu. "Olur mu öyle şey! Pelinsu. Çık kız sen de dışarı. Nikaha az bir şey kaldı. Benim kalbime mi indireceksin sen!"

"Sana bir şey olmaz annem. Sen merak etme." dediği sırada Polat'ın sesini duydu. "Güzelim. Hadi aç kapıyı. Kırarım yoksa."

"Kır. Nikah masasında hayır derim ben de." dediğinde babasının şen kahkahasını duydu.

"Yengelerin en pembişi. En güzeli. Bak hadi hepimizin yüreğini ağzına getirdin. Yeter ama!"

Dua'nın sözlerinden hemen sonra Polat'ı duydu. "Tamam. Çık odadan bebek odasını göstereyim sana."

Ayaklanıp kapıya yanaştı. "Eğer göstermezsen-"

"Hayır dersin. Tamam. Hadi çık artık."

Kapının kilidini açıp gülümseyerek dışarı çıktı. Polat'la birlikte herkes derin bir nefes verdi.

"Hadi gidelim." dediğinde eteğini toplayıp ilerlemeye başladı. Gülerek hemen Polat'ın süslenmiş arabasına bindi. Polat da sürücü koltuğuna geçtiğinde kendisine kısa bir bakış atıp arabayı çalıştırdı. "İnatçısın sen inatçı!"

"Ben de seni Reiscanım."

Polat apartmanın önünde arabayı durduğunda hemen inip Pelinsu'ya yardım etti. Asansörle hemen evlerinin katına çıktıklarında aceleyle kapıyı açtı. Bebek odasını da açtığında Pelinsu hemen içeri girdi. Gri temalı sade ve güzel odaya baktı. Gözleri dolduğunda ilerleyip beşiğin kenarını tuttu. Üstten sallanan oyuncaklara bakıp parmağıyla salladı.

Polat gülümseyip arkasından sarıldı. Pelinsu'nun omzuna çenesini koyup "Biraz daha sabredemedin ki." dedi.

"Burası çok güzel olmuş."

"Üç çocuğumuzdan sadece birinin odası. Diğerlerini birlikte hazırlarız."

Pelinsu Polat'a dönüp boynuna kollarını doladı. "Evet ama ilk önce yetişmemiz gereken bir nikahımız var."

"İnatçı Mikisu."

"Sen de inatçısın!"

Evden daha sakin bir şekilde çıkıp nikah salonuna gittiler. Kapıda anne ve babaları vardı. Pelinsu'nun annesi bir sandalyede oturuyordu. Pelinsu'yu görünce anında kalkıp "Kızım sen deli misin? Hayır biraz bana çekseydin de akıllı olsaydın bari!" dedi.

"Aman Yeşim teyze. Şimdi hiç sırası değil. Birazdan kendi nikahlarına geç kalacaklar." diyen Dua'nın ardından kapıdan Duha çıktı. "Kaldılar bile. Nikah memuru geldi içeride bekliyor."

Duha'nın dediğiyle anne ve babalar hariç herkes kahkaha attı. Polat gülerek Pelinsu'nun elinden çekti. Daha fazla zaman kaybedip de memuru kaçırmak istemezdi.

Masaya geçtiklerinde nikah memuru nikahlarını kıymak için mikrofonu aldı. "Nikah memurunun geciktiğini gördüm de gelin ve damadın geciktiğini hiç görmemiştim. Görmedim demem artık."

Nikah memurunun dediğiyle salonu gür bir kahkaha ardından da alkış tufanı doldurdu. Polat ve Pelinsu da güldüğünde nikah memuru boğazını temizleyip soruları sordu.

Nikah kıyıldıktan sonra Pelinsu Polat'ın ayağına bastı. Polat ayağını çekip Pelinsu'ya "Az daha bassaydın." dedi.

"Ayağını kaçırmasaydın."

Kalktıklarında Pelinsu aile cüzdanını aldı hemen. Dua da "İade kabul etmiyoruz." diye bağırdı. Ortam bayram havasına dönerken Polat Pelinsu'nun alnından öptü.

"Şükürler olsun seni Yaradana Pelinsu'm."

***

Bu günleri de gördük çok şükür.

♥️

Mahalleler Arası *Yarı Texting* #F#Where stories live. Discover now