Mahalleler Arası *Yarı Texting* #F#

56

Emin motoruna yaslanmış Pelin'i bekliyordu. Yolun karşısında gördüğü yeşil elbiseli Pelin ile doğruldu. Pelin simsiyah giyinmiş adama bakıp içinden 'Biz Pelinlerin kaderinde sert adamlar yazılı' dedi. Emin yeşilin her tonunu üstünde barındıran kadına bakıp 'Bizim gibi sert adamların kaderinde renkli kadınlar yazılı.' diye geçirdi içinden. Haklıydı, hem de ikisi. Zıt insanlar birbirlerini çekerler ve tamamlarlardı. Kadın adamların canı, adamlar kadınların hayatıydı. Kadın adama emanetti.

Emin doğrulup yanına gelen Pelin'e bakıp "Hoş duruyorsun." dedi. Pelin ilk başta şaşırdı. Tuhaf bir iltifattı. "Sen de çok hoş olmuşsun." dediğinde ikisi de saçmalamalarına güldü. Emin elinde tuttuğu kaskı uzatıp "Biraz yolculuğa ne dersin?" diye sordu.

"Mükemmel olur derim."

Pelin üstündeki elbiseye bakıp motora baktı. Yüzünü astığında Emin güldü. "Motorla gitmeyeceğiz. Arkadaşıma motoru vereceğim. Şu an onu bekliyoruz."

"Neyle gideceğiz ya?"

"Arabayla."

"Hee." diyerek anladığını belirtti Pelin. Hemen ardından da "Emin." dedi. Bir anda deli cesareti gelmişti.

"Efendim?"

"Senden hoşlanıyorum."

"Pelin." der demez arkadaşı gelmişti. Pelin'e arabayı gösterip anahtarı verdi. Arkadaşıyla tek kalınca "Zamanlamanı," deyip sustu.

"Ben ne yaptım kardeşim? Kızla yolun ortasında konuşan sensin."

"Al şu anahtarı da git artık."

Emin seri ve öfkeli adımlarla arabasına binince elini kontak kısmına uzattı. Anahtar yoktu. Pelin'e döndüğünde anahtarı parmak ucuyla havada tuttuğunu gördü. Almak için uzandığında Pelin geri çekti.

"Pelin! Versene!"

"Hayır! Belki biraz saf olabilirim ama salak değilim. Sen söylemeden vermeyeceğim."

"Sen iki dakika içinde ne içtin?"

"Bir şey içmedim Emin. Sadece senden bir cümle duymak istiyorum. Bu kadar zor değil."

"Anahtarı verir misin?"

"Demek burda bekliyoruz. Bana uyar."

Pelin kollarını göğsünde bağlayıp önüne döndü. Kendisine bakan Emin'in farkındaydı. Emin derin bir nefes alıp "Seni seviyorum." dedi.

"Ne?" diye çığıran kadınla geriye yaslandı. Sonra da kadının saçmalamasını izledi.

"Şey, bir anda öyle söyleyince aman işte sen öyle dedin diye. Ya of!"

"Pelin?"

"Efendim."

"Seni seviyorum."

Pelin gülümseyip anahtarı uzattı. "Ben de seni seviyorum."