32

1.4K 116 27
                                    

Dua yeni butiğinin temizliğini yaparken kapının tıklanma sesini duydu. Hemen ardından Duha'nın sesini. "Acıkmadın mı?"

Duha'ya bakıp yerleri silmeye geri döndü. Onunla konuşmayacak, söylediklerini hiçbir tepki vermeyecekti.

Duha cevap alamayınca içeriye girip Dua'nın iki adım yanında durdu. Dua'yı rahatsız etmek istemiyordu.

"Dua? Cevap vermeyecek misin?"

Dua yerleri silmeyi bitirince malzemeleri arkadaki odaya götürdü. Geri dönüp ellerini beline koydu. Butiğin içine bakarken nereye neyi koyacağını düşünüyordu. Bazı eşyalar konulmuştu ama eksik vardı.

"Tamam. Madem konuşmayacaksın en azından şunu ye." diyerek elindeki poşeti gösterdi Duha. Dua ona arkasını dönüp terzi masasının yanına gitti. Dua terzi masasını çekmeye başladığında Duha da hemen karşı tarafından tuttu.

"Ne inatçı kızmışsın sen de!"

Duha'nın dediğine cevap vermeden masayı koydu. Masayı çektiği yere koltukları çekti. Duha ona yardım ederken konuşmayı bıraktı.

Dua ellerini beline koyup yaptıklarına baktı. Açık gri boyası olan mekanın sağ tarafında köşede iki tane perdeli kabin vardı. Onun biraz berisinde camın yanında gri koltuklar vardı. Ortada duvarın dibine elbise koyulacak olan demir askılığa baktı. Boydan boya uzanıyordu. Sol tarafta ise raf vardı. Raflarda kumaş ve hemen önünde terzi masası... Terzi masasının yanında elbise için birkaç tane manken vardı.

"Güzel oldu." diyen Duha ile mekanını tekrar gözden geçirdi. Gerçekten güzel olmuştu. Güneşi iyi alan, ferah, geniş bir yerdi. Çok hoşuna gitmişti.

"Artık yemek yiyelim mi?"

Duha'nın tekrar konuşması ile Dua telefonunu alıp saate baktı. İkindi olmuştu ve acıkmıştı da.

"Birini mi arayacaksın? Tantuniler soğudu zaten. Gel inat etme de ye."

Dua derin nefes alıp Duha'ya baktı. Fazla dayanmıştı sanki. Başını sallayıp koltuklara yöneldi. Kendisini yorgunlukla koltuğa attığında Duha da karşısına oturdu. Yemek boyunca ikisi de konuşmadı.

Dua yemeğini bitirdikten sonra hızlıca eşyalarını toplayıp dışarıya çıktı. Duha da onunla çıkınca kapıyı kilitledi.

"Gel seni ben bırakayım." diyen Duha ile etrafına bakındı. Kimseyi beklemiyordu aslında ama bunu Duha bilmese de olurdu.

"Birini mi çağırmıştın? Anlaşılan gelmemiş. İnat etme işte." diyen Duha ile gülümsedi. İyi ki arkasını dönüktü de Duha görmüyordu. Gülümsemesini silip "Peki." dedi.

"Sonunda! Sabahtan beri bir sözcük duyabildik ağzından."

Dua hiçbir şey demeden arabaya yöneldiğinde Duha sabır çekip arabayı açtı. Bu kızı yolda giderken ya konuşturacaktı ya konuşturacaktı!

***
Sevgilimyazarım'a da bekleniyorsunuz...

Mahalleler Arası *Yarı Texting* #F#Where stories live. Discover now