35

1.3K 93 90
                                    

Yazara sövmek yasaktır! Savaş ve diğerlerine sövmek yasaktır! Polat'a sövmek serbesttir.

***

"Gerçekten inanamıyorum! O kadar gün kavga etmediniz de benim butiği açmamı beklediniz!?"

Dua'nın sitemine karşılık yanındaki Duha fısıltıyla "Sakin ol." dedi. Dua ona dönüp "Olamam! Gerçekten onlara ihtiyacım varken onlar gitti ve kavga etti! Pelinsu bayıldı ve şu halimize bak." dedi. Kollarıyla yemek masasını gösteriyordu.

Butiğin açılışı sıkıntılı olsa da hepsi ilgilenmişti. Dua ilk günden bir sürü kişi ağırlamış ve yeni yeni siparişler almıştı. Pelinsu ve Polat ise gün boyu birbirlerinden uzak durmuştu. Şimdi ise Pelinsu'nun eski mahallesindeki tüm gençlerle yemek masasındaydılar.

"Ne varmış halimizde?" dedi Serdar.

"Karşımda Savaş var!" dedi Dua. Evet, Savaş ve eşi sürpriz olmuştu. Sonuç olarak o da eski mahalledendi.

"Tamam yeter! Hadi biz gidelim." dedi Pelinsu.

"Biz niye gidiyoruz?" dedi hemen Dua. Ortam güzeldi ama abisi sinirliydi. Savaş denen adam yüzünden sürekli bir olay çıkıyordu. Savaş ve eşinin ilişkisi ise onlara zıt olarak çok güzeldi.

"İyi! Siz kalın, ben gidiyorum." diyerek ayağa kalktı Pelinsu. Çantasını aldığında Serdar "Hadi ama Pelinsu! Kaç yıl sonra toplanmışız. Böyle mi yapacaksınız? Dua, sen de biraz sakin olur musun? Pelinsu'yu üzüyorsunuz." dedi.

"Pelinsu, hadi gel otur." dedi Polat. Başını kaldırıp Pelinsu'ya baktı. Tek gördüğü şey üzüntüydü. Pelinsu çocukluğunu özlemişti. 'Önceden böyle dargınlık olmazdı.' dedi içinden. Savaş ve Pelinsu konuşmazken herkes onlar hakkında yorum yapıyordu.

Pelinsu bir iç çekip yerine oturdu. Bu masadan kavgayla ayrılacağına adı kadar emindi. Son zamanlarda kaçınılmaz olmuştu.

Savaş eşine, eşinin karnına ve kızına baktı. Kızı arada gözlerini ovuşturuyordu. Eşinin de uykusu geldiği her halinden belliydi. Kızı kucağından indiğinde gözleriyle takip etti. Doğruca Pelinsu'nun yanına gitmişti.

Pelinsu yanına gelen küçük kızla şaşırdı. Kız bacaklarına ellerini koyup çıkmaya çalıştı. Pelinsu kızı kucağına aldı ve Polat'a baktı. Polat'ın duyguları yine belli olmuyordu. Sadece ne olacak diye bakıyordu.

Savaş'ın eşi Melis, kızının Pelinsu'nun kucağına oturduğunu görünce şaşırdı. "Kızım, gel ablayı yorma." dedi. Kızı ise uykulu sesiyle "Hayır anne." dedi. Sonra da Pelinsu'ya döndü.

"Şenin işmin Şu mu?" dedi. Masadaki herkes kahkahaya boğulduğunda gülmeyen iki isim Polat ve Pelinsu'ydu. Pelinsu başını salladığında kız devam etti. "Annem şenin şok iyi biri olduunu şöyledi. Şen babbanın arkadaşımışşın. Üzülmüşşün."

Pelinsu boyu küçük aklı büyük kıza baktı. Gerçekten çok akıllıydı. Polat şaşkınca kıza baktığında Pelinsu'nun ne diyeceğini de merakla bekliyordu.

"Üzüldüğümü de nereden çıkardın? "

"Annem şöyledi. Anneler her şeyi bilir. Ayrıca babam da üzgün." dediği anda Savaş ve Polat göz göze geldi. Savaş, Polat'ın yanlış anlamasından korkuyordu. Pelinsu'yla olan her şey çocukçaydı ama aralarının bu yüzden açık olduğu çok belliydi. Polat ise sinirliydi. Küçük kız ise konuşmaya devam etti.

"Şen de evlimişşin ama eşin şana kızmış. Ben de ona kızarım şen üzülme."

Pelinsu gülümseyip küçük kızın kulağına eğildi. "Beni sadece ben üzerim."

Mahalleler Arası *Yarı Texting* #F#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin