fourteen, terrible attacks and wounds.

2K 271 378
                                    

yorum yapin da sevineyim bolumu yanlislikla yayinladim sonra kaldirdim ama herkes sormus o yuzden tekrar atiyorum ✊🏻

Hyunjin hazırladığı küçük çantayı taşırken Changbin çantayı almak için uzandı. Yine de Hyunjin vermedi, bu kadarına gerek yoktu. Çantasını gayet taşıyabiliyordu.

"Sadece bu kadar mı?" Hyunjin kafa salladı, Jeongin çantayı alıp Minho'ya uzattı.

Minho çantaları arabaya yerleştirirken Hyunjin heyecanla gülümsedi. Bugün kardeşinin yanına gitmek için yola çıkıyorlardı ve shin krallığı beklediğinden daha yakındı. Bu yüzden kısa sürede kardeşini görebilecekti.

"Veliaht her şey hazır yola çıkabiliriz." Hyunjin, Jeongin, Jisung, Minho ve Changbin ile Shin Krallığına gideceklerdi.

Hyunjin ve Jeongin kendi arabalarına bindi, asker Changbin'de arabanın önüne şoförün yanına oturdu böylelikle yola çıkmaya hazırlardı.

Araba taşlık yolda sallanarak ilerlerken yapacak pek bir şey yoktu. Hyunjin ve Jeongin sohbet ediyorlardı. Shin Krallığında gitmek istedikleri yerler için plan yapıyorlardı. Hyunjin hem kardeşini görmüş olacaktı hemde güzel bir tatil yapmış olacaktı. Bu yüzden heyecanlıydı.

"Jeongin- ah!" Hyunjin tam bir şey söyleyecek iken dışarıdan bir el silah ateş edildi, Hyunjin daha şaşıramadan kolunda ufak bir sızı hissetti. Mermi kolunu sıyırıp at arabasının tahta duvarına saplandı.

"Siktir." Jeongin panikle oturduğu yerden kalkıp Hyunjin'i kontrol etti. Kolunda ufak bir sıyrık vardı ama olması gerekenden fazla kan vardı. Gömleğinin kolunun bir kısmı yırtılmış, kan gömleğinin kolu boyunca kayarak tamamen kirletmişti.

"İnin lan arabadan!"

"Çekil yoldan." Changbin'in soğuk kanlı sesi duyuldu. Yine de karşı tarafta herhangi bir geri çekilme olmadı.

"Çekil yoksa seni vurmak zorunda kalacağım." Saldırgan bunu umursamadan Changbin'e doğru silahını kaldırdı. Minho onun silahını ateşlemesine izin vermeden tam kafasından vurdu.

Jeongin Hyunjin'e dışarı çıkmamasını söyleyerek arabadan indi. Askerlerinin yanına ilerledi ama saldırganlardan birisi bunu fırsat bildi ve arabadaki hyunjin'e silahını dogrultup inmesini söyledi.

Hyunjin mecburen arabadan indi, saldırgan yakın arkadaşının yerde yatan bedenine bakarak daha çok nefretle doldu.

"Hyunjin!"

Saldırgan Hyunjin'i sıkıca tutarken elindeki bıçağı prensin boğazına dayadı. Korkudan ve şoktan ne hareket edebildi ne de ağzını açıp tek kelime etti.

"Eğer onun tırnağına zarar gelirse ölmekten beter olursun." Jeongin'in tehditkar sesiyle herkes kıpırdamadan olduğu yerde kaldı.

Jeongin bir adım attığında salgılan Hyunjin'in boğazına bıçağı bastırdı.

"Yaklaşma." Hyunjin doğrudan Jeongin'e bakıyordu. Göz yaşları akmaya hazırken korkudan ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu. Bıçağın soğuk ve kesin ucu tamamen boğazına temas ediyordu.

"Bırak onu dedim."

"Yaklaşma dedim öldürürüm onu, uzak dur. Gideceğim." Saldırgan geri geri adım atarken Hyunjin'i canlı kalkan olarak kullandı.

Herkes olduğu yerde dururken saldırgan uzaklaşmaya devam etti, Hyunjin'i de saçlarından tutmuş, zorla sürüklüyordu. En sonunda Hyunjin'i ileri doğru itekleyip düşmesini sağladı. Böylelikle koşmak için kendisine zaman yaratmıştı. Jeongin endişeyle Hyunjin'e koşarken, saldırganın planı işe yaramadı. Çünkü Changbin tam bacağına ateş etti. Ağzından acıyla bir çığlık dökülürken, Minho ve Changbin sertçe ona doğru ilerledi. Adamı yakalarından tutup kaldırdılar. Bir Veliahta, bir prense saldırı düzenlemek ölüm için çaresizce yalvarmak demekti.

kingdom, hyunin. ✓Where stories live. Discover now