★ thirty, i will always love you like this. [!]

1K 118 21
                                    

Uyarı, cinsellik var. ig: spearcbns

Kral Jeongin'den,

"Jongin'i evde bıraktığımızdan içim pek rahat değil." Eşime gülümseyerek baktım, düşüncelerini açıkça söylediği için mutluydum.

"Merak etme sevgilim, iyi olacağını biliyorsun. Felix'ler sonunda geldi ve bu sefer Yongbok ile geldiler. Yani oyun oynayacağı birisi de olduğu için bizi çok özleyeceğini sanmıyorum." Yongbok, Prens Felix ve Kral Bang Chan'in oğluydu. Yongbok ailesine alışmakta zorluk çekiyordu bu yüzden Jongin ile tanışmasının iyi olacağını düşünerek buraya gelmişlerdi. Bizde bu fırsatı değerlendirmek istemiştik.

Sırf bu tatili yapabilmek için günlerdir işlerimizi bitirmeye çalışıyorduk.

"Peki peki onlara güveniyorum." Kafamı sallayarak onu onayladım.

"Aç mısın?" Hyunjin kafasını iki yana sallayıp omuz silkti. "Pek aç değilim ama sen yiyeceksen yerim."

"Ben de aç değilim..."

"Yüzüğünü değiştirelim mi?"

"Bu nereden çıktı ki?" Ona özel yüzük yaptırmıştım. Yapımı aylar sürmüştü, özel bir anlamı olsun istemiştim. Bu yüzden ortanca şeklinde bir yüzük yaptırmıştım. Tamamen altındı ancak çiçeğe daha çok benzer olması için altını boyamışlardı. Çiçeklerin ortasında minik mücevherler vardı.

"İşte buradan çıktı." Kutudaki yüzüğü açarak ona uzattım. Şaşırdı birkaç saniye, anıları canlanmaştı belki de. "Çok güzelmiş." Elini tutarak eski yüzüğünü çıkarıp yenisini yerleştirdim.

"Bunu da saklayalım ama."

"Tabii ki." Aile yadigarıydı hepsi.

O kendisini koltuğa attığında ben de yanına oturdum.

O an aklımdan yaramaz düşünceler geçti, yavaşça prensimin kolunu okşadım. Beni anlayarak bana döndü. Heyecanlanarak dudaklarını yaladığında onu yavaşça merdivenlere yönlendirdim.

Yatağa yayılarak oturduğumda ondan bir hamle bekliyordum. Çok sürmedi kendisini kucağıma bıraktı. Ona izin verdim her seferinde önce ona fırsat verirdim çünkü o sevgisini böyle yumuşakca gösteriyordu.

Dudaklarını boynuma sürttü ve minik minik öpücüklerini bıraktı. Geri yukarıya çıkıp dudaklarımızı birleştirdi. Elimi yanağına yaslayarak öpücüğüne karşılık verdim, kendisini geriye çekmek istediğinde izin vermeyerek biraz daha dudaklarının tadını çıkardım.

Elim yavaşça belini okşadı. Geriye doğru uzanarak daha rahat bir konuma geçtim. Gömleğimi çözmeye çalışarak bir yandan da boynumu öpüyordu. Saçlarını okşayarak ona izin verdim ve birkaç dakika sonra kendisini üzerime bırakarak tamamen uzandı. Haline güldüm, şimdi kendisini bana teslim etmişti.

Yerlerimizi değiştirdim, altımda uzanıyordu şimdi. Gömleğinin ipek kumaşında ellerimi gezdirdim daha sonra tamamen düğmelerini açtım.

Bana yaptığı gibi boynunu öptüm, tek farkı ben net bir şekilde iz bırakıyordum. Kraliyetin kurallarından birisiydi bu ben ne kadar uymamasını söylesem de bazı kurallara istemsizce uyduğunu fark etmiştim.

"Jeongin!" Dişlerimle etini kıstırdığımda sızlandı. Gülerek üzerindeki bütün kıyafetleri çıkarmaya başladım, çıplak kalınca bembeyaz teni gözlerimin önündeydi.

O kadar güzeldi ki, gözümü alamıyordum.

Doğrularak bu sefer düzgünce gömleğimin düğmelerini tamamen çözüp omuzlarımdan aşağı ittirdi. Ben de pantolonumu çıkararak nefes verdim.

kingdom, hyunin. ✓Where stories live. Discover now