twenty three, you were born to be King.

1.2K 194 113
                                    

Hyunjin gergince her şeyin doğru gidip gitmediğini kontrol ediyordu. Neredeyse birkaç saat sonra kral olacaktı Jeongin, ancak yağan yağmur büyük bir problemdi. Sanki Veliahtın içindeki acının sesi gibiydi sağanak yağmur.

"İyi misin?" Jisung, Minho ve Changbin odada her şeyin en iyisi olması için uğraşıyordu. Hyunjin onları sorun etmeden Jeongin'e sarıldı.

"İyiyim." Hyunjin'in içten içe kendisini üzdüğünü biliyordu. Bir gün bunun olacağını biliyorlardı ama en mutlu günlerinin hemen üzerine bunun yaşanması üzücüydü.

"Artık yağmurun durmasını bekleyemeyiz sanırım."

"Gidelim, halk da yağmur olmasını umursamıyor."

Üzerinde altın işlemeleri olan takım elbisesini düzeltti ve başı dik bir şekilde odadan çıktı. Sarayın önü bile kalabalıktı. Altından yapılmış özel aracına bindi. Normalde tek başına gitmesi gerekirdi ama Hyunjin bir istisnaydı.

Araba yavaş yavaş ilerlerken yağmur etkisini yitirdi, güneş tekrar bulutların arasından çıkarak parlamaya başladı.

"Çok yaşa Kral Jeongin!" Daha resmi tören yapılmadan onu kabul eden halkına el salladı.

Büyük klisenin önünde durdu at arabası. Askerler halkı uzak tutuyordu. Güvenlik en yüksek seviyedeydi, bütün soylular her zamanki gibi buradaydı.

Klisenin büyük kapısından içeri girdi Jeongin. İçerideki soylular karşısında hafifçe eğilerek selam verdi. Ardından tam ortada hemen yanında duran din adamına bir bakış atıp boğazını temizledi.

"Ben veliaht Yang Jeongin, tacı kabul ediyorum. Ülkemin adaletini ve kanunlarını koruyacağıma yemin ederim. Kendimi krallığıma adayacağım ve en iyi şekilde yöneteceğim." Changbin ve Minho onun kırmızı ve altın işlemeleri olan pelerinini getirdi ve omzuna bıraktı. İşte şimdi gerçek bir kral olmaya hazırdı. Din adamının işaretiyle taç giyme tahtına oturdu. Adam elindeki kutsal yağı bazı yerlere sürdü. Eline alnına gibi...

Changbin kırmızı yastığın üzerinde duran tacı eğilerek din adamına uzattı. Adam dualar eşliğinde kralın başına yerleştirdi tacı.

"Tanrı seni korusun Kral Jeongin!" Halk gürültüler eşliğinde heyecanla bağırdı.
Hyunjin eşine gururla baktı, ona büyük saygı duyuyordu.

×××

1 hafta sonra,

"Hyunjin!" Jeongin sinirlenerek sesini fazla yüksek çıkardı. Prensin masaya düşmek üzere olan kafası yüksek ses yüzünden sıçrayarak kalktı.

"N-ne, ne dolu?"

"Sana evraklarım ile uğraşma demedim mi?"

"Özür dilerim yanlış bir şey mi yapmışım?" Hyunjin'in sesi kırılmış çıkarken gözleri önündeki belgelere kaydı. Sadece Jeongin'e yardım etmek istemişti..

"Bir tanem, yanlış bir şey yapmadın. Kendini çok yoruyorsun, bunlar benim görevlerim. Kendini bunlar için uykusuz bırakmamanı söyledim sana."

"Ama bunların hepsini sen yapmak zorunda kalıyorsun? Aynı şey ben sana yardımcı olmaya çalışıyorum." Jeongin memnun olmayan yüz ifadesiyle elini Hyunjin'in saçlarında dolaştırdı.

"Tamam şöyle yapalım, ben yardıma ihtiyacım olduğunda yardım isteyeceğim. Sen ekstra kendini yormayacaksın, kıyamıyorum sana."

"Tamam ama gerçekten yardım isteyeceksin?"

kingdom, hyunin. ✓Where stories live. Discover now