★ twenty eight, the kidnapped crown prince Jongin.

904 128 41
                                    

ig: spearcbns

"Jeongin!" Ağlayarak hızlı hızlı geniş kapıyı aralayıp içeri girdi. Elleri korkuyla titriyordu onun bu halini gören kral endişeyle yaptığı önemli toplantıyı bölmek zorunda kaldı.

"Hyunjin?" Onun yanına adımladı ve titreyen ellerini sıkıca tuttu. Toplantının ortasında olmalarını ya da asker changbin ve bazı diğer soyluların endişe veya merakla onlara bakmasını umursamadılar.

"Jongin yok, bahçedeydi. Yok şimdi kayboldu!" Kaşlarını çattı kral Jeongin. Sakinleşmesi için eşini kendisine çekti.

"Güzelim buralardadır korkma, üzüyorsun beni. Gel birlikte etrafa bakalım." Changbin'e işaret verdiğinde hızlıca ayaklandı ve birkaç askeri çağırıp etrafa bakmasını emretti.

"Jeongin bir şey olduysa, ya birisi bir şey yaptıysa? İçimde kötü bir his var." Hyunjin'in titreyen sesi kralın canını yaktı. Haklı olabilirdi ama sakin kalmalıydı çünkü prens hyunjin duygularını çok uçta yaşıyordu.

"Kral." Changbin'in yüz ifadesi gergindi, çaktırmadan Hyunjin'i işaret etti. Anlaşılan Hyunjin'in duymaması gereken bir şeydi.

"Hyunjin'im Seungmin'e bakmaya gider misin?" Hyunjin yaşlı gözlerle kafasını iki yana salladı. Bir şeylerin kendisinden saklanmasını istemiyordu, bilmek hakkıydı.

"Beni üzüyorsun, lütfen." Hyunjin hıçkırarak uzaklaşırken olumsuz bir şeyin olduğunu anlamıştı. Jeongin sıkıntıyla yüzünü sıvazladı eşinin bu halde olması zaten moralini bozmuştu bir de gelecek kötü haberi düşündükçe strese giriyordu. Oğlu ortada yoktu, daha kötü ne olabilirdi bilmiyordu.

"Jeongin bütün çalışanlara sordurdum birisi Veliaht Jongin'i görmüş buralarda çalışan hizmetlilerden birisi onu saraydan çıkarmış. Doğruluğunu olabildiğince teyit ettirdim. Yüksek ihtimalle doğru."

"Nasıl olabilir? Saraydan girmek ve çıkmak o kadar kolay değil. Elini kolunu sallayarak nasıl çıkabilir!" Gür sesi bahçede yankılanırken Hyunjin'in ağladığını gördüğünde sakinleşmeye çalıştı. Onu da korkuttuğunun farkına vararak sakinleşmeye çalıştı.

"Çıkmasına izin veren asker Jongin'in, senin izin verdiğini söylediği için çıkarmak zorunda kaldığını bildirdi." Jeongin nefes verdi, acilen oğlunu bulmalıydı.

"Ah oğlum benim, askerlerinin hepsini görevlendir bir an önce bulun. Kendi isteğiyle gitmediğine eminim. Başına bir şey gelirse sorumlu olan herkesi yakarım Changbin." Askeri onu onayladı ve hızlıca ilerledi.

Jeongin ağlayan eşine baktı uzaktan. Seungmin onu teselli etmeye çalıştıkça daha çok ağlıyordu. Bu yüzden hızlıca güzel eşinin yanına ilerledi ve onu gören seungmin geriye çekildi.

"Daha fazla ağlarsan gerçekten çok üzüleceğim. Bana güvenmiyor musun?"

"Ya bir şey olduysa!" Hyunjin'in önünde dizi çökerek elini tuttu. "Güzelim buna izin vermeyeceğimi biliyorsun, lütfen ağlama. Sen kendini böyle üzerken nasıl kendimi işime verebilirim hm? Bulacağım oğlumuzu."

"Çok korkuyorum." Hyunjin'in ıslak yüzünü sildikten sonra alnına öpücük kondurdu ve sakinleşmesi için bir süre uğraştı.

Hyunjin'in ağlaması biraz durulsa da korkusu çok tazeydi.

"Şimdi sen odamızda dinleniyorsun ve ben de oğlumuzu bulmadan gelmiyorum. Anlaşıldı mı?"

"Ben de geleyim ne olursun."

kingdom, hyunin. ✓Where stories live. Discover now