eighteen, we are finally back.

1.6K 234 121
                                    

Hyunjin Jeongin'in kolunun altına girmiş ona destek oluyordu. Birkaç gün daha shin krallığında kaldıktan sonra kendi ülkelerine geri dönmüşlerdi. Herkes bu dönüş ile gerçekten rahatladı. İlk Hyunjin hafif yaralansa da ikincisinde Jeongin gerçekten ağır yaralanmıştı. Kimin ne amaçla veliaht ve prensle uğraştığını henüz bulamıyorladı. Olabildiğince çabuk bulmaları gerektiği bir gerçekti.

"Jeongin, pansumanı değiştireyim mi?" Veliaht kafa sallayarak elini düğmesine attı ama prens ondan önce davranıp tek tek düğmeleri açtı.

Hekimin yaptığı pansumanı ve bezi çıkardı dikkatlice, arada Veliahtın tepkilerini izleyip acıyıp acımadığını kontrol ediyordu.

"Acımıyor, iç çekip durma iyiyim ben."

"Yalan söyleme acıyor işte."

"Gerçekten az acıyor." Yüzüne gelen saçları kulağının arkasına sıkıştırdı böylelikle Hyunjin daha rahat işine devam etti.

Hafif nemli bezle yaranın etrafını temizledi ardından yeni uzun bezi aldı. Boynundan başlayarak yaraya kadar bir tur doladı ardından karnına da birkaç tur attırıp bezi sabitledi.

"Dinlenmek ister misin?"

"Uykum yok ama yorgunum bu yüzden sadece yatakta oturmaya ne dersin?" Jeongin kendisini yatağın başlığına yasladı, Hyunjin de hemen yanına yaslandı.

"Düğün için hazırlıkların yapılmasını isteyeyim mi?"

"Yaralısın."

"Merak etme hazırlıklar yapılana kadar çoktan iyileşmiş olurum." Hyunjin'in emin olamayan yüz ifadesine baktı, daha iyi açıklama yapmalıydı.

"Biliyorsun bu düğün basit olmayacak koskoca davetler verilecek. Halka duyurulacak, krallıklara haber gidecek... Yani uzun işler var çoktan iyileşmiş olacağım."

"Ya gerçekten iyileşmiş olmazsan?"

"Merak etme, nereden baksan hazırlıklar iki hafta sürecek." Hyunjin kafa salladı, sonunda jeongin ile evleneceklerdı. Her geçen gün daha çok yaklaşıyorlardı ve bu onu heyecanlandırıyordu.

"Biraz dinlendikten sonra üst kattaki odaya gidelim, beğenmezsen farklı odalara bakabiliriz. Nasıl olsa saray büyük." Prens kafa sallayarak Jeongin'in omzuna daha çok yaslandı.

"Jeongin ben alacağımız sorumluluklardan korkuyorum biraz..."

"Hm, hangi sorumluluklardan?"

"Sen kral olacaksın, o sorumluluklardan..."

"Biliyorsun babam hasta olduğu için şimdi de ülkeyi ben yönetiyorum, o kral olsa da şu an ülkeyi yöneten benim. Değişen bir şey olmayacak, sen istemediğin sürece ülke işlerine karışmak zorunda değilsin."

"Sen çok yorulursun o zaman, hem eşin olarak benim de sorumluluk almam gerekir."

"Baskı altında hissetmemelisin." Elleri Hyunjin'in saçlarında dolaştı, bu her zaman uykusunu getiriyordu.

"Jeongin... Sana saldıran ya tekrar bir şey yapmaya kalkarsa?" Hyunjin'in sesi titredi, korkuyordu işte.

"Bir daha böyle bir şey yaşanamaz emin ol. Kimin adamıysa da bulacağız merak etme." Net sesine karşı prens kafa salladı, Veliaht öyle diyorsa öyleydi.

"Odaya bakmaya gidelim mi?" Hyunjin neredeyse uyuyacak iken gelen soruyla doğruldu.

Hafifçe yataktan kaydı ve kalktı. Dağılmış saçlarını eliyle düzeltip Jeongin'e elini uzattı, nazikçe kalkmasına yarım etti ve kolunun altına girdi.

kingdom, hyunin. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin