★ thirty one, we were made for each other darling.

1.1K 146 38
                                    

ig: spearcbns bu bolum icin oylama yapmistik kingdom kazandi valla beklemiyodum bi baktim en cok oyu kingdom almis sifirdan bolum yazmam gerekti..

"Baba uyanmayacak mısın?" Hyunjin gözlerinin yavaşca araladı. Oğlu sıkıca babasına sarılmış kıkırdıyordu.

On yaşına gelmişti oğlu ve çok çabuk büyümüştü. Yavaşça uzun saçlarını okşadı, kendisi gibi uzun saçlara sahipti.

"Baban nerede?" Bu soruya karşı Jongin biraz düşündü.

"Sanırım çalışma odasında, uyandığımda buradaydım." Hyunjin güldü, Jeongin her zaman kendisinin bir işi olsa ikisini bir arada uyumaya bırakıyordu.

Aslında kendisi de burada uyuduğunu hatırlamıyordu. Anlaşılan eşi kendisini yatağa taşımış bir de üstüne oğlunu yanına getirmişti.

"Baba bugün de çalışacak mıyız?" Hyunjin onu onayladı. Jongin sekiz yaşına geldiğinde kendini koruyabilmesi için dövüş eğitimlerine başlamışlardı. Hyunjin'e de çocukken pek fırsat tanınmadığı için oğlu ile birlikte çalışıyorlardı. Genelde dersleri veren de özel öğretmenleri, kılıç kullanmakta bir numara olan kişiydi. Yani Kral Yang Jeongin.

Otuzlu yaşların ağırlığı iki babasının da üzerindeydi ancak ikisi de oğullarının yanında dünyanın en çocuksu insanı oluyordu.

"Ben Yongbok'un yanına gidebilir miyim baba?"

"Gidebilirsin bebeğim, Yongbok'a dikkat et tamam mı? Abilik yapmana ihtiyacı var." Jongin onu kafa sallayarak onayladı. Babasının yanağına yaklaşıp dudaklarını bastırdı. Daha sonra zıplayarak yataktan atladı ve koşa koşa odadan çıktı.

Hyunjin oğlu gittikten sonra yatakta esnedi, kalkmak için biraz daha oyalandı. Üzerine daha resmi bir şeyler giymek için dolabının kapağını araladı. Kolları fırfırlı olan gömleklerinden asla vaz geçemiyordu.

Odadan çıktıktan sonra çalışma odasına yürümeye başladı. Jeongin'i odada bulmayı umuyordu.

Aynı zamanda farklı şeyleri de düşünüyordu. "Changbin ve Seungmin'i özledim. Jisung ve Minho da tatile gitti zaten..." Kendi kendine konuşarak yavaşça çalışma odasının kapısını araladı.

"Hyunjin? Erken uyanmışsın."

"Jongin uyandırdı, pek erken sayılmaz zaten." Masaya kadar geldi ve Jeongin'in yanına oturarak kafasını omzuna yasladı.

"Yine hasta mı oluyorsun? Sesin değişmiş bile. Deniz kenarındaki eve gittiğimizde her seferinde hasta olmayı başarıyorsun."

"Yüzmeyi seviyorum ne yapayım?" Kafasını kaldırıp eşine baktı prens, daha sonra Jeongin yüzünü kavrayıp öpmek istedi ancak Hyunjin kafasını geriye çekerek onu reddetti.

"Hastaysam sana da geçebilir."

"Ben senden daha güçlü bir bünyeye sahibim." Hyunjin'in burnunu dalga geçercesine sıktıktan sonra dudaklarına eğilip birleştirdi.

Ayrıldıklarında iç çekerek kalemi tekrar eline aldı Jeongin. "İşlerim bitmedi, istersen beklemeyip kahvaltı yapabilirsin." Hyunjin kafasını iki yana salladı. "Birlikte yaparız yeni uyandığım için aç değilim." Jeongin onu onaylandıktan sonra ayağa kaldırıp kucağına oturmasını sağladı.

Hyunjin, Jeongin'in kucağına ters bir şekilde oturarak ona sarılmıştı. Kafasını omzuna tekrar yasladı ve huzurla gözlerini kapattı. Bu sırada kral da bir kolunu eşine sarmış diğer eliyle de yazı yazmaya devam ediyordu.

kingdom, hyunin. ✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant