13.

41 33 0
                                    

Telefon elimde kalakaldı.

"Telefon şakası... telefon şakasıdır." İçimde oluşan bir korku vardı. Endişe. Defileye gitme korkusu... Ne olacaktı? Yine bir silahlı saldırı mı? Kapı zilim çalınca beynimde bir bomba patladı. Aniden gelen bir mesaj beynime o zehri salmıştı. Mantıklı düşünemiyordum hareket edemiyordum.

"Sude!" Ve tekrar kapı çaldı. Arel'in sesiydi. Ben endişeyle ne yapacağımı bilemeyecek yerimde durmaya devam ettiğim için oda kapıda kalmıştı. Yutkundum. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldım ve kapıya yaklaşıp yavaşça açtım.

"Sen harika görü-" bakışları yüzüme ulaştığında sözler dilinden geriye döndüler. "Sude, güzelim noldu? İyi misin?"

Onu bu önemli günde endişelendirmek ve keyfini kaçırmak istemiyordum bunun bir telefon şakası olduğuna emindim.

"İyiyim, sadece Mavi geldi aklıma." İlk defa Mavi'yi düşündüğümü söyleyerek yalan söylemiştim. Özür dilerim Arel. Arel'in hafifçe yüzü düşse de buruk gülümsemesini eksik etmedi.

"Seni anlıyorum ama bu gece tamamen kendini defileye vermeni istiyorum. Bu gece çok güzel olacak Sude. İnan bana." İşte şimdi o düzgün inci dişlerini ortaya sere sere gülümsüyordu. Onun gülümsemesi benimde yüzüme bulaşınca artık içimde ki endişeyi susturabilmiştim.

"Çantamı alıp geliyorum."

"Arabada bekliyorum seni." Arel merdivenleri inmeye başlarken içerden ince zincirli beyaz çantamı aldım ve evden çıktım.

"Endişe yok, Arel yanında. O asla kötü bir şey olmasına izin vermez." Arel'e bu kadar çok güvenmemin sebebi neydi ki? Yakınlaşmalarımızın olması mı? Bilmiyordum.

Arabaya geçtiğimizde Arel'i izledim. Arabayı kullanış biçimini, arada bana olan kaçamak bakışlarını.

"Bana öyle bakma anlayacaklar..." Arel'in söylediği sözlere ilk başta bir anlam veremesem de sonra ne demeye çalıştığını anladım ve çok geçmeden devam ettim bende.

"İkimize karşı bu dünya, bizi anlamıy'caklar."

"Bana öyle yaklaşma," dedi ve kömürün en zifiri tonu gözlerime kilitlendi. "Bana öyle dokunma." Diye devam etti. Ona dokunmak istedim o anda. Onu yaşamak istedim. Arel'i yaşamak, sahi düşünüyorum da Arel'i yaşamak nasıl bir duygu olurdu?

"İkimize karşı bu dünya, bizi anlamıy'caklar."

"Teomanın." Dedi gözlerini çekti benden kaza yapmak istemediğimiz için "En sevdiğim şarkılarından."

"Bende severim." Diyerek içimde hissettiğim yoğun bir duyguyla gülümsedim ona.

~

  Herkes çiftler halinde salondan içeri giriyorlardı ve her yer çok ışıltılıydı. Arel'e baktığımda hadi dercesine bakıyordu bana hafifçe başımı sallayarak onayladım. Arel arabadan indiğinden bende indim. Herkesin gözünün üstümde olduğunu görünce utanmadan edemedim. Arel kolunu uzattı ve bende girdim. Emin adımlarla defile girişine serilmiş kırmızı halının sonuna doğru yürümeye başladık. İçimde ki endişe kendini bir anlık hissettirdi ve elimde olmadan gerilmeye başladım. Kesik ama sıklıkla aldığım nefesler boğazımı sarıp bir el varmışçasına sıkıyorlardı.

Göz temasından ne kadar kaçınsam da illa birileriyle kesiştiğinde yüzüme takmış olduğum maskemle gülümseyişlerine karşılık veriyordum.

Arel'le bir masaya geçtiğimizde bazı masalarda şaraplar, rakılar, biralar ve kokteyller olduğunu gördüm. Arel bana baktı ve "Ne içmek istersin?" Diye sordu. Alkollü şeylerden kaçınırdım çoğunlukla.

Kalbin İntiharıWhere stories live. Discover now