15.

38 32 1
                                    

  Bazen gün gelir sevdikleriniz tarafından boşluğa atılır yönünüzü kaybedersiniz. O an her yer çıkmaz sokaktır işte size. Aynı o geçen kırk yedi günde bana olduğu gibi...

  Elinde tuttuğu kolyeye bakarken sesimi de kaybetmiştim sanki. Arel elinin tekiyle gözlerini sildi. "Bu annemindi, öldüğü gece almıştım ona." Kanım çekildi. Gözlerinde yaşlar birikirken yüzünde sahici bir gülümsemesi vardı. "Hayatımda ki en değerli kadına gitmesini istiyorum... Biliyorum doğum günlerini sevmezsin sen."

  "Seviyorum." Dediğimde aynı şekilde gülümsedim bende. "Artık doğum günlerimi seviyorum." Bir anlık bakışlarım tekrar kolyede gezindi. "Ama ben böyle kıymetli bir eşyayı kabul edemem Arel."

  "Bu hayatta bir kadını çok sevdim, oda annemdi. Ve ben başka hiç bir kadını bu kadar kutsamazken başka bir kadının acı çektiğini gördüm. Ellerini tuttum." Ellerimi avuçlarının arasına aldı. "Onu iyileştirmek isterken, yavaş yavaş bende iyileştim." Sözleri o kadar anlamlı ve hoştu ki... Ben onda bunları yapabilecek biri olduğuma asla inanmazdım. "Kırk yedi günüm sensiz geçti lan, çok özledim kızım seni... Dayanamadım... Seni öpmeyi, sana sarılmayı, ellerini tutmayı... En çokta saçlarımı sevmeni özledim." Savunmasız saf bir erkek çocuğu... Karşımda çaresizce ellerimi tutmuş acı çekişini haykırıyordu. Avuç içlerini okşadım.

  "Yine öperim seni, yine sarılırım. Tutarım ellerini ve tekrar tekrar severim saçlarını, her telini." Dediğimde sözcükler boğazımdan geçerken canımı yaktılar.

  "Fark etmeden aşık oldum sana."

  "Fark etmeden çok sevdim seni." İlk kez birbirimize sarf ediyorduk bu sözcükleri. Biliyorduk aslında ama duymak daha farklı bir histi. Sevdiğini söylemek, sevildiğini duymak ve bunu hissetmek.

"Sude." Dedi ve yutkundu. "Yalnızlık canını yaktı mı?"

"Yalnız değildim." Doğruyu söyleyerek. Evet Arel yoktu ve eskisi gibi olamazdım ama her daim yanımda duran birisi vardı. "Biri vardı." Gülümsedim büyükçe.

"Biri derken? Yoksa-"

"Arkadaşım ve seni onunla tanıştırmak istiyorum. Beni hiç bir zaman yalnız bırakmadı. O çok iyi birisi."

"Kim?" Bakışları değişmişti. Kim olduğunu çok merak ediyor olmalıydı.

"Hmm bunu tanıştığınızda o söylesin."

~

Gözlerimi kapadım. Tüm vücudum sıcacık olmuştu ve ben bu anda kalmak istiyordum. Bu ana hapsolmak ve geriye asla dönmemek.

Arel'in göğsüne yaslı olan sırtım bana güven veriyordu. Kolları bedenimi sarmıştı ve şöminenin önünde öylece duruyorduk. Benimkilere nazaran daha biçimli olan elleri parmak uçlarımı okşadı. Yüzü hafifçe boynuma gömüldü ve dudaklarının sıcaklığını tenimde hissettim.

"Bu gece benimle kal, gitme." Gözlerimi açtım. Başımı hafifçe çevirerek omzumun üstünden ona baktım.

"Gitmek istemiyorum."

"Kal, göğsümde uyutayım seni." Canım yanarak geçen onca günün ardından bu kadar mutluluk fazla geliyordu. Nedenini bilmiyorum ama tekrar o günlere dönmekten korkuyordum.

  Aklıma gelen düşünceyle oturuşumu dikleştirip bakışlarımı Arel'e sabitledim. Oda önemli bir şey olduğunu anlamış, kollarını kendine çekip konuşacağım anı bekledi.

  "Tasarımı çalan kim?"

  "Bilmiyorum." Dediğinde kaşlarım hafifçe çatıldı.

  "Bana gerçekleri öğrendiğini söylemiştin."

Kalbin İntiharıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin