Bölüm 1 : Hiyerarşi

121 14 22
                                    

"Deniz!"

İsmini seslenişim üzerine koşarken durdu ve nefes nefese bir şekilde bana baktı. Bakışları kurşunmuşcasına delici, aynı zamanda da masum bir çocuk gibi yumuşaktı. Kahve saçları... Yemyeşil gözleri ve dudakları... Her ayrıntısı ile güzeldi. Gerçek miydin sen Deniz? Nasıl normal bir bakışı bile beni böyle hissettirebiliyordu?

"Arya?"

Manzarama davetsiz bir şekilde dahil olan annemin sesiyle kendime geldim. Mekan algımın aniden değişmesi üzerine afalladım. Okul bahçesinden ne ara buraya gelmiştim? Odamdaydım, annemse başımda durmuş, bana sesleniyordu.

"Arya? Uyan artık. Kalk yatağına yat."

Yavaş yavaş kendime geldim. Odam... Çalışma masam... Coğrafya kitabı. Tabi ya... Ders çalışırken uyuyakalmışım. Ama uyanmaya ihtiyacım yoktu ki benim. Dünyanın en güzel tablosuna odaklanıyordum ve bu tablo için masada uyumak bile bana koymazdı.

Kafamı yavaşça kitabımın üstünden kaldırıp mahmur gözlerle anneme baktım. Ardından anneme cevap vermeden masamdaki şişeyi görür görmez açıp su içtim. Bu uyku sonrası neden hep ağzımızda iğrenç bir tat olmak zorundaydı ki?

Ben suyumu masum masum içerken annem konuşmaya başladı.

"Dönemin ilk yarısı bitmek üzere ve sen sadece bu kadar mı test çözdün?" dedi kitabın çözülmüş sayfalarını işaret ederek.

Şişeyi aniden indirip yer çekiminin de etkisiyle aşağıya inen suyun bir kısmının üstümdeki sarı tişörtüme dökülmesine sebebiyet verdim.

"Her gün okuldan sonra mutlaka test çözüyorum anne. Üstelik tek coğrafya kitabım bu değil."

"Ben de öyle sanıyordum ama uyuduğunu görene kadar kızım. 2 saattir odadasın kim bilir kaç saattir uyuyorsun?"

"Anne sen günlerimin ne kadar yoğun olduğunun farkında değilsin sanırım. 3 ay sonra 18 oluyorum, izin ver de çalışma programımı bari ben hazırlayayım."

Annem kaşlarını çattı, sanki bu çıkışı benden beklemiyor gibiydi. Sinirle arkasını dönüp odamdan giderken haksız olduğunu anlamış olmasına hiç ihtimal vermedim. Çünkü o kendi penceresinden bakıp haklı olduğuna emin oluyordu. Yine beni onu anlamamakla ve vefasızlıkla suçlayıp babamla benim hakkımda dertleşmeye gidecekti kesin.

Çalışma koltuğumda geriye yaslanıp gerindim. Belim ağrımıştı. Cidden annemin dediği gibi ne kadardır uyuyordum kim bilir. Esnedim ve coğrafya kitabımı elime alıp kaldığım son sayfaya baktım. Peh.

Su ekosistemleri bla bla bla... Ne zaman gelecekti bu üniversite sınavı ya? Atlatsaydım ve Deniz ile aynı üniversiteye gitsem yeterdi.

Elimdeki kitabı masaya atıverdim ve kolumdaki saatime baktım. Saat 10 buçuktu, bu da çalışma programıma göre yarım saat daha çalışmak demekti. Ama çalışmak istemediğim için masanın başından kalktım ve telefonumu alıp ışığı kapattıktan sonra yatağıma uzandım.

Bildirim ekranında sınıf grubundan mesajlar görünce merak edip baktım.

1.Dönem (Öğretmensiz)

Erdem: Yarın karma sınavı var.

Murat: İyi çalışın da kadroyu koruyalım

Buse: Her şey berbat ilerliyor, hiç çalışamıyorum. gerçekten nefret ediyorum hayatımdan.

Çok yoruldum

Dayanamıyorum artık.

Ege: Sakin ol kızım

Hayatından daha önemli değil sınavlar

LavantalarWhere stories live. Discover now