Bölüm 21 : Geçmişten

18 7 3
                                    

"13.olmuşsun." Kadın kız çocuğuna baktı. Çocuk elleriyle uğraşıyor, annesinin gözlerine bakmayı reddediyordu.

"Nisa seni yine geçmiş." diye de ekledi kadın elindeki kağıda bakarak. "Neyi eksik yapıyorsun? Oturup çalışmıyor musun yoksa?"

Küçük Arya annesini dinleyemiyordu, aklı hala sınav notlarını annesine nasıl söyleyeceğindeydi. Buna bile bu kadar kızdıysa matematikten 70 aldığını nasıl söyleyebilirdi? Ortalaması 100 olacakken her şeyi bozduğunu duysa annesi delirirdi büyük ihtimalle.

"Bugün doğum günüm. O kadar kızmaz." diye düşündü Arya.

"Cezalısın." dedi birden annesi. "Doğum günü kutlaması yok."

"Ne?"

"Geçen hafta katıldığın müzik yarışmasını da kaybettin, resim yarışmasını da. Bence yeterli bir ceza. Son zamanlarda çok saldın kendini. Hiçbir yerde derece bile alamıyorsun!"

Kız sessiz kaldı. Kesin, kesin çok kızacaktı annesi.

'Beni ailem sadece başarılı olduğum için mi seviyor?' Kafasındaki düşünceler onu gittikçe daha çok üzüyordu. Kalbinde bir şey hissetti. Anlam veremedi. 'Onların istediği gibi biri olmak istemiyorum. Eğlenmek istiyorum doğum günü kutlaması istiyorum...'

Arya birden gözyaşları içinde haykırdı.

"Matematikten 70 aldım!"

"Ne?" Kadın şaşkınlıkla Arya'nın üzerine yürüdü. "Ne dedin?"

"70 aldım. İstersen yine döv, elimden geleni yaptım! Kompozisyon yarışmasına da yazı yazmadım ondan da birincilik bekleme!"

"Daha 13 yaşındasın ve benimle böyle mi konuşuyorsun?!" Kadın sol eliyle yüzüne ağır bir tokat indirdiğine Arya geriye doğru sendeledi. Burnundan akan kanın sıcaklığını hissedip elini burnuna götürdü. Tüyleri ürperdi, başını kaldırıp annesine baktı.

"Seni çok mu şımarttım? Sadece iyiliğini istedim! Ne kadar nankörsün!" Kadın delirmiş gibi çığlık atıyordu. Ardından annesinin ona doğru gelip tekrar elini kaldırdığını gören Arya geri geri yürüdü ve aklına ilk gelen şeyi yaptı.

Kaçmak.

Dış kapıyı açtı, ayakkabılarını bile giymeden dışarıya koştu. Sadece koşuyordu, yağan yağmur ve gök gürültüsü bile onu annesinden daha az korkutuyordu artık.

Madem sizin istediğiniz gibi biri olmak zorundayım... Hiç olmamayı tercih ederim!

Arkasından annesinin seslendiğini duydu.

"Arya! Dur dedim sana!"

"Yalvarırım! Gelme anne!"

Arya, nereye koştuğunu bilmeden koşuyordu. Saçları esen rüzgarla karıştı, tüyleri ürperdi. Sanki bir şey olacak gibiydi. Annesinin çığlığını duydu, kendi ismini...

'Geliyor' diye geçirdi içinden ve hızlandı. Burnundaki kanı sildi. Yine böyle olsun istemiyordu. Ne kadar ders çalışırsa çalışsın dikkati dağılıyordu işte!

Bacakları koşamaz oldu. Gözlerini bir ışık aldı. Sağından gelen fren ve korna sesine döndü.

"Arya!"

Kızın bilinci kapanmadan önce duyduğu son şey kendi ismiydi.

Her şey bir saniyede, hatta daha da kısa bir sürede gerçekleşti. Hızla gelen bir arabanın Arya'nın aniden yola koşması üzerine ne kadar frenlese de Arya'ya çarpıp onu metrelerce uzağa savurması...

LavantalarOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz