Bölüm 17 : Deja Vu

30 8 3
                                    

"Yalvarırım! Dur artık anne!"

Kız evden kendini zor attı. Nereye koştuğunu bilmeden koşuyordu sadece. Saçları esen rüzgarla karıştı, tüyleri ürperdi. Sanki bir şey olacak gibiydi. Annesinin çığlığını duydu, kendi ismini...

'Geliyor' diye geçirdi içinden ve hızlandı. Burnundaki kanı sildi. Yine böyle olsun istemiyordu. Ne kadar ders çalışırsa çalışsın dikkati dağılıyordu işte!

Bacakları koşamaz oldu. Gözlerini bir ışık aldı. Sağından gelen fren ve korna sesine döndü.

"Arya!"

"Arya!"

Başımı aniden masamdan kaldırdım.

"Ha?"

Birden insanların güldüğünü duydum. Görüşüm netleşince karşımdaki Halil Hoca'yı farkettim. Sınıftaydım.

Diğerleri de bana gülüyordu.

Saçlarımı düzelttim.

"Pardon hocam."

"Yüzünü yıka gel."

Suçlu bir şekilde sıramdan kalkıp yüzümü yıkamaya gittim. Sınıftan çıkınca bir anda etraf dönüyor gibi oldu.

Koridorda duvara yaslandım ve gözlerimi kapattım.

Kulağımda bir an psikiyatrinin sözleri yankılandı.

Ne yapıyorduk Arya? Derin nefesler alıyorduk.

Ne rüya görmüştüm yine? Korkunçtu. Yeni bir randevu almam gerekiyordu. Lavaboya gidip yüzümü yıkadım ve tekrar sınıfa yöneldim.

Sınıfa yürürken koridorda Deniz ile karşılaştım. Hiçbir şey yok gibi yanımdan geçip gitti.

Beni tehdit eden birine göre fazla soğukkanlıydı.

Kapıyı çalıp sınıfa girdim ve ölü gibi yerime oturdum. Deniz'i görmemle günüm mahvolmuştu yine. Halil Hoca ders anlatmaya devam ediyordu.

Teneffüs zili çalınca yerimden kalkıp sınıftan çıkıyordum ki Halil Hoca beni durdurdu.

"Arya bekle."

Arkamı döndüm. Halil Hoca okulun müdürüydü ve o kadar gıcık biriydi ki... Ne zaman bir etkinlik yapmaya kalışsak mahvediyor, siz öğrencisiniz sınavınıza odaklanın, diyordu. Bu sınıflar arası rekabetçi tutumu ve deneme sıralamalarını gidip de okulun en büyük panosuna asması yüzünden okul her geçen gün daha da karmaşık hale geliyordu. Hiç mi ergen olmamıştı? Hiç mi öğrenciyken eğlenmek istememişti?

"Buyrun hocam." Halil Hoca'ya yaklaştım ve ellerimi önümde birleştirdim.

Öğretmenler masasına yaslanıp kollarını bağladı.

"Dün öğretmenler olarak neredeydik biliyor musun?"

Soru beni şaşırtmıştı. Acaba bizim gittiğimiz baraja mı girmişlerdi? Ama neden?

"Bilmiyorum hocam."

Sesli bir şekilde nefes verdi ve devam etti. "Şube öğretmenler kurulu toplantısındaydık."

Pekala... Bu iyi bir yere gitmiyor.

'Yani?' dercesine hocaya baktım.

"Demek istediğim şu Arya, öğretmenler sürekli derste uyuklamandan şikayetçi. Katılımın yok, sürekli uyuyorsun. Üstelik son zamanlarda arkadaş ortamın da epey değişti..."

Son cümlesi kulağımı tırmalamıştı ama cevap vermedim. Ben sustuğum için de konuşmaya devam etti.

"Biliyorsun ki haftaya yine karma sınavı var, eğer D sınıfına gerilersen velini okula çağırmak zorunda kalacağız."

LavantalarWhere stories live. Discover now