22.Bölüm

66.9K 3.4K 2K
                                    

Hayat bazen insanı tahmin ettiğinden çok daha farklı yerlere sürükleyebiliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayat bazen insanı tahmin ettiğinden çok daha farklı yerlere sürükleyebiliyordu. Her şey bir anda tamamen değişebiliyordu.

Buna insanın kendisi de dahil.

Mesela ben...
İki aydır doğup büyüdüğüm şehirden farklı bir şehirde yaşıyordum. Adını duysam 'ne işim var orada' diyeceğim bir şehirde. Burada ki insanları görsem üstten bakacağım da bir gerçekti.

Ama insan değişebiliyordu.
Ya da ben kim olduğumu bilmiyordum ve yeni öğrenmeye başlıyordum.

İki türlü de olsa fark etmez. Bu şehrin ve burada ki insanların bana iyi geldiği gerçeğini değiştirmez.

Buraya gelirken, bu zamana kadar yaşadıklarımı da geri de bırakmak isterdim. Hatta en çok bunu isterdim.

Geçmiş ayağım da bir pranga gibiydi. Peşimden gelmeyi bırak yanımdan bir an bile ayrılmıyordu. Her seferinde üzülmemek için kurduğum o sert duvarı yerle bir edip, yıkıp döküyordu.

Elimde ki karton bardağı dudaklarıma götürüp, çaydan bir yudum aldım.

"Teşekkür ederim." Dedim.

"Afiyet olsun." Deyince ona doğru döndüm.

"Yok onun için değil." Dedim. "Yani onun içinde teşekkür ederim de, o kadar işinin arasında geldin bir de benimle ilgilendin. Teşekkür ederim."

"Önemli değil."

"Benim için önemli." Dedim gözlerimi kaçırarak.

Cahit'in mesajını görünce aklıma ilk o gelmişti. Hoş mesaj atmasada o durumda aklıma gelecek, yanına gidebileceğim başka kimse yoktu...

"Teşekkür ederim."

"Eyvallah." Dedikten sonra kısa bir sessizlik oldu. "Ne olduğunu anlatmayacak mısın?"

Derin bir nefes aldım.
İnsan böyle şeyleri nasıl anlatırdı? Ya da anlatabilir miydi? Bilmiyorum. Ben daha önce ailem ilgili şeyleri sadece psikologuma anlatmıştım. Hoş o da ne kadar işe yaramıştı bilmiyorum.

"Anlatmak istiyorum aslında ama." Dedim ve duraksadım. "Nasıl anlatabilirim bilmiyorum."

"Tamam o zaman. Ne zaman anlatmak istersen o zaman anlatırsın."

Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım.
Bu soğuk havada, çay ellerimi ısıtırken bakışları içimi ısıtıyordu. Gözleri bir ateşin başlangıcıydı sanki. Nereye baksa orası cayır cayır yanıyordu.

"Ne zaman anlatmak istersem mi?"

"Evet."

"Ne zaman istersem dinleyecek misin?"

"Dinleyeceğim."

Böyle büyük sözler vermeyi çok seviyordu Cahit. Daha önce hayatımda hiç kimsenin yapmadığı gibi.

Zemheri | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin