38.Bölüm

46.7K 3.2K 646
                                    

Oturduğum yerde stresle bacağımı sallarken kolumda ki saate tekrardan baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oturduğum yerde stresle bacağımı sallarken kolumda ki saate tekrardan baktım. Tam olarak iki saattir burada öylece oturuyodum. Ve ne gelen vardı ne giden.

İçim içime sığmıyordu. Gece heyecandan uyuyamamıştım. Bu yüzden sabah erkenden gelmiştim karakolun bahçesine.

Cahit göreve gideli bu gün tam bir ay olmuştu. Koskoca bir ay...

Giderken abim burada olduğu için doğru düzgün vedalaşamamıştık bile. Neredeyse her gece aramıştı Cahit, konuşmuştuk ama sesini duymak ile dokunmak, sarılmak arasında çok fark vardı.

Daha önce hayatımda hiç böyle hissetmemiştim. Kimse için bu kadar endişelenmemiştim. Kimseyi bu kadar merak etmemiştim.

Annemden sonra ilk defa Cahit'i bu kadar özlemiştim.

Aklıma getirmemeye çalışsamda bu özlem de kötü biter, bu ayırlık kavuşmasız olur diye çok korkmuştum.

Ve bu bir ayda çok iyi anlamıştım. Cahit hayatımda olduğu sürece, bu korku benim hayatımın bir parçasıydı. Cahit'i hayatımdan çıkarmaya hiç niyetim olmadığı için bu korkuyla yaşamayı öğrenmem gerekiyordu. Öğrenmem gerekiyor diyordum, alışmam gerek demiyordum. Çünkü insan böyle bir şeye alışamazdı. Böyle bir korkuyla yaşamak, alışılacak kadar basit değildi.

Cahit'in daha aramızda bir şey olmadan, her şeyin başında bana yaptığı konuşmaya anlam verememiştim. Ama şimdi anlıyordum. Fakat anlasamda, bir kere bile aklımdan ayrılık geçmemişti.

Nasıl olmuştu bilmiyorum ama Cahit benim içime işlemişti. Daha önce kimseye hissetmediğim şeyler hissettirmişti. İçimde ki aşk her geçen gün büyüyordu. Her geçen gün Cahit'i, bir önce ki günden daha çok sevdiğimi hissediyordum.

Evet Cahit'in hayatı zordu, mesleği zordu, birini beklemek zordu ama bana hissettirdiği şeyler o kadar güzeldi ki. Bu zorluklar için, o güzelliklerden vazgeçemezdim. Vazgeçmezdim.

Başlarda korkmadım diyemem. Böyle bir hayata uyum sağlayamayıp ayrılırım, yapamayız diye korkmuştum. Düşünmedim de diyemem, ya ayrılırsak diye düşünmüştüm.

Ama o zaman her şey daha çok yeniydi. Evet içimde bir aşk vardı, değişik hisler vardı. Ama böyle değildi. Cahit'e bu kadar alışmamıştım, onun sevgisini hissetmemiştim. İçimde ki duyguları bu kadar iyi anlayamamıştım.

Şimdi Cahit'den ayrılma ihtimalini bırak, öyle bir şey düşünmüyordum bile.

Hayatın hep mutlu, günlük güneşlik olmayacağının farkındaydım. Çocuk değildim. Hep böyle mutlu kalmayacaktık. Elbette sorunlar çıkacaktı, zorluklar çıkacaktı. Beraber yürümeye çalıştığımız yolda illa ki engeller çıkacaktı yolumuza.

Ama ayrılmak bu zorlukları halletmek anlamına gelmiyordu. Çünkü bu zorluklar Cahit'in getirdiği zorluklar olmayacaktı, hayatın zorlukları olacaktı. Bu yüzden kim ile birlikte olursam olayım bu zorluklar karşıma çıkacaktı. Ayrılmak çözüm değildi.

Zemheri | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin