60.Bölüm

22.6K 2.1K 502
                                    

Ayaklarım artık beni taşıyamayacak kadar yorulmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayaklarım artık beni taşıyamayacak kadar yorulmuştu. Aslında evden, karakola kadar çok kez yürümüştüm. Ama hiç birinde bu kadar yorulmamıştım. Hiç birinde yol bu kadar uzun sürmemişti. Hiç birinde bacaklarım yürüyemeyecek kadar çok titrememişti.

Görüş alanıma karakol girdi ama büyük bir karışıklık vardı. Bir yerden duman çıkıyordu. Askerler bir o tarafa bir bu tarafa koşturup duruyordu. Kısa bir an yolun tam karşısında durdum ve öylece kaldım. Ne bir adım atabildim ne başka bir şey yapabildim. Zaten şu an böyle bir durumda ne yapmam gerekiyordu onu da bilmiyordum.

Derin bir nefes aldım ve karşıya geçmek için yola doğru bir adım attım. Ama o kadar dalgındım ki yoldan gelen arabayı fark etmemiştim. Bir el kolumu sıkıca tutup beni kendine doğru çekince araba kornaya basarak hızla geçti yanımızdan.

Kalp atışlarım iyice hızlanırken başımı kaldırdım ve kolumu sıkıca tutmuş olan elin sahibine baktım.

Fuat'tı. Ve bu karışıklıkta tanıdık birini görünce, pazarda annesini kaybettikten sonra annesini bulmuş çocuk gibi hissetmiştim. Her yerden başka bir ses geliyordu, herkes bir tarafa koşturuyordu.

"Ahsen?" Dedi Fuat. "İyi misin?"

"Fuat." Dedim sorduğu soruyu umursamadan. Şuan nasıl olduğum hiç umurumda değildi. "Cahit, Cahit nerede?"

Bakışlarını kaçırdı.

"Senin nereden haberin oldu?" Diye sordu kolumu hala tutarken.

"Fuat, Cahit nerede?" Dedim tekrardan. "Bir şey mi oldu?"

Göz yaşlarım tekrardan akmaya başladı.

Ben bu zamana kadar acı çekmiştim. Acı ne demek, ölüm ne demek biliyordum ama bunu kaldıramazdım. Böyle bir acıya dayanamazdım.

"Hayır." Dedi hemen. "Hayır bir şey olmadı."

"Nerede o zaman? Biz telefonla konuşuyorduk, kapandı telefon, ses gelmedi. Nerede bir şey olmadıysa?"

"Tamam sakin ol." Derken iki kolumu da tuttu ve beni yolun kenarına çekti. "Derin derin nefes al, sakin ol." Dedi tekrardan.

Dediği gibi derin derin nefes almayı denedim ama başarılı olamadım. Aldığım her nefes ciğerlerime inmeden boğazımda bir yerlere takılıp kalıyordu ve her nefes canımı acıtıyordu.

"Fuat beni Cahit'e götür lütfen, lütfen yalvarırım sana."

"Seni götüremem şuan." Dedi. "Sen gel buraya otur."

Kaldırıma çöktüm ama durmak, oturmak istediğim için değil bacaklarım beni daha fazla ayakta tutmadığı için.

"Fuat." Dedim tekrardan güçsüzce.

"Ahsen." Dedi yumuşak bir ses tonuyla. "Bak şuan seni içeriye sokmam imkansız. Görüyorsun durumu her yer çok karışık."

Hiç bir şey söylemeden yüzüne baktım. Ne yapmam gerekiyordu şuan? Tamam o zaman ben gideyim demem falan mı?

Zemheri | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin