8. Bölüm

169 11 10
                                    

İYİ OKUMALAR 

---------------------------&&&--------------------------

Neden bağırıyordu ki bu adam? 

Kızımın kapısını sessizce kapatarak hem bağırıp hem de kapıyı yumruklayan adama kapıyı açtım. Yumruk yaptığı eli havada kalırken öfkeli gözlerini gözlerime dikti.

" Ne oluyor Savaş? " dedim. Bu hali garipti, bu hali çok fazla garipti. 

" Ne demek gece vakti tek başına eve gelmek? Ha? Delirdin mi sen?" dedi bağırarak. 

" Savaş Lütfen.." 

" Ne lütfen Hümeyra? Çocuk musun sen? Sırf kıskançlığın için küçük çocukla kadın başına yola mı düştün?" dedi. Acımasızca. Sözümü kestiği yetmiyormuş gibi, beni dinlemiyordu da. Kalbim de koca bir hayal kırıklığı vardı şuan. 

Dolu gözlerimi gözlerinden çekmeden konuşmayı denedim tekrar. " Eve gelmek zorundaydım. M-Meleğin ateşi vardı " dedim zor da olsa. Çenem titriyordu büyük ihtimalle, konuşmakta zorlanıyordum çünkü.

Bir kaç saniye öyle baktıktan sonra eli ile sert bir şekilde kafasına vurup bana yan döndü. Yine gözlerini sıkıca kapatmıştı. Kendisini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bugün gördüklerim yetmiyormuş gibi, bir de  sözleri ile de kalbimi tamamen parçalara ayırmıştı.  

Kafamı eğip göz yaşlarımı sildim. 

" Nerede şuan " dedi sakinleşmiş sesi ile. Ona bakmadan " Odada uyuyor " dedim. Bir- iki  saniye bana baktıktan sonra Meleğin odasına doğru yürüdü. Onun arkasından odaya girmeden kapının önünde durdum. 

Önce ateşine bakmış sonra anlından öpmüştü. 

" Doktora götürelim mi?" dedi. Eli hala anlındaydı. 

Kafamı olumsuz anlamda salladım . " Gerek yok ilacı verdim zaten. Sabaha hiç bir şeyi kalmaz"  rahatlamıştı.

Savaş Meleğin yanındayken, bende üzerimi değiştirmek için yatak odasına gittim. Bu gece kızımın yanında kalacaktım. Tekrar ateşi çıkabilirdi. Dolaba yönlendiğim anda Savaş' ta odaya girip kapıyı kapattı. Sırtını kapıdan ayırmadan bana bakıyordu. Kalbim varlığı ile kasılırken, ifademi korudum. Son bir kaç gündür bana yaptıklarını asla unutmayacaktım. 

" Korktum " dedi. Sesi kısık olsa da benim duyabileceğim şekilde söylemişti. Sesini duyunca öylece kaldım. Konuşmayacağımı bildiğinden kapıdan ayrılıp yanıma geldikten sonra kolumu tutarak, beni kendisine doğru çevirdi. 

Başımı kaldırıp da bakmadım gözlerine. Çünkü biliyordum eğer bakarsam anında affedecektim onu. Yine elini çeneme koyup başımı kaldırmak istedi. Ama bu defa izin vermedim. 

" Seni korkutmak istememiştim. Çok fazla ateşi vardı " dedim açıklama yaparak. Beni kendisine doğru çekip bedenine yapıştırdı. Kalın kollarını zayıf bedenime sarmış, sıkıca sarılmıştı bana. 

Ben şaşırmış bir şekilde öylece duruyordum kollarının arasında. Kalbim yine hızlanmıştı. Kafasını boyun girintime getirip derin bir nefes aldı. Tenim karıncalanıyordu. 

Hızlanan nefesime bir de titreyen bacaklarım eklenince çareyi ona tutunmakta buldum. Elimin birini kaldırarak montunu tutup bütün gücümle sıktım.  

" Korktum be kadın, gece vakti tek başına.."  devam edemeden kollarını biraz daha sardı bedenime. Gerçekten korkmuştu benim için. Yaralı kalbim biraz olsun şifa bulmuş gibiydi. Ona hissettirmeden hafif gülümsedim. 

Geri çekildiği anda yüzümü tekrar eski haline döndürdüm hemen, onu affettiğimi düşünmesin şimdi. Benden uzaklaşmadan bu defa ellerini yüzüme koydu. 

~Hümeyra~Where stories live. Discover now