19. Bölüm

125 12 11
                                    

İYİ OKUMALAR

------------------------&&&----------------------

Emre'ydi bu. Bir bana bir de kucağımda ki kızıma baktı. Gözlerimde ki endişeyi gördüğü anda hızla arabadan inmişti.

" Ne oldu? Bir sorun mu var ?" dedi en az benim kadar endişeyle. Bana yardım edeceğini bildiğim için mi bilmiyorum ama mutlu olmuştum nedense. Dolu gözümden bir yaş düşerken acıyla gülümsedim.

"Kızım çok hasta Emre. Hastaneye götürmem lazım"

" Tamam. Tamam gel ben sizi götürürüm " dedi. Bizi arabaya yönlendirirken o an Savaş'ın bizi görmesi bile umurunda değildi. Tek korkum kızıma bir şey olmamasıydı.

Emre , bizi arka koltuğa yerleştirirken, kendisi de hemen şoför koltuğuna geçti.

" Çok teşekkür ederim Emre " dedim. Arabayı hızlı ama dikkatli kullanan adama bakarak. Dikiz aynasından baktı.

" Teşekkür lük bir şey yok. Ve kızın iyi olacak ağlama."  Ağlıyor muydum ben?

Kızımı bir şey olacak korkusu ile ne durumda olduğumu bile bilmiyordum. Yanağımı ıslatan yaşları silerken bir yanda da onayladım onu.

Hızlı sürmesi ile kısa sürede hastaneye varmıştık. Hemen arabayı park edip indikten sonra bizim tarafa gelerek kapıyı açtı. Vakit kaybetmeden girdim hastaneye. Hemşireye ağlaya ağlaya kızımın ateşi olduğunu anlatmıştım. Beni hemen acil kısmına aldı ve muayene edeceğini söyleyerek koridorda beklememi istedi.

Sakin olmak adına derin derin nefes alırken onu gördüm. Yine yanında Hale vardı. Uzun koridorda yan yana oturmuş. Hale ona bir şeyler anlatırken o kafasını yere eğmiş dinliyordu. İçim öyle bir nefretle doldu ki. O an kendimi tutamadan hızlı adımlarla onlara doğru yürüdüm.

Beni ilk Hale görmüştü.

Sinsi sinsi bakan gözleri yine ışıldarken, biraz daha yanaştı Savaş'a. Öldürecektim bu kızı başka çarem yoktu.

Gözlerimi hala yere bakan adama çevirerek " Savaş " dedim hafif sinirle. Adını duyunca anında kaldırmıştı kafasını. Gözlerinde kısa süreli şaşkınlıktan sonra ayağa kalkıp yanıma geldi.

" Hümeyra? Ne işi var burada?"

" Onu benim sormam gerekmiyor mu? Gerçi neyi soracaksam ?" dedim hafif alayla. Sinirle soluyarak kaşlarını çattı.

" Hümeyra-"

" ne güzel bahanen oldu değil mi? Beni dinlemek istemedin çünkü ayrılıp tekrar sevgilinle birlikte olmak istiyorsun " dayanamamıştı. Bir adımla yanıma gelip kolumu tutarak sıktı.

" Kes sesini. Saçma saçma konuşup canımı sıkma " dedi tuttuğumu kolumu sert bir şekilde itip bir adım geri gitmeme neden oldu. 

" Keşke seninle evlenmeseydim " dedim kendimi tutamayarak. Yan duran kafası, sözlerimi duyunca bana doğru dönmüştü.  " Utanmadan bahsettin ama asıl utanmaz sensin. "  durduramıyordum kendimi ona olan sevgim neredeyse nefrete dönüşüyordu. " Hala evli olduğun halde, eski sevgilinin peşinden ayrılmayan, geceleri bile onun yanında kalan aşağılık adamın birisin. Sen.-" 

Sustum, çünkü beni susturan yüzüme inan tokat olmuştu. Kafam aldığım darbe ile yana dönerken hissizleştim bir anda. Sanki bütün sesler, görüntüler gitti. Bir kaç saniye kaldım öyle. Sonra biri önüme geçti. 

" Abi ne yapıyorsun sen ?" 

Sesler yavaş yavaş kulağıma gelmeye başlarken, görüntümde netleşmeye başladı. Kafamı kaldırdım. Dolu gözlerimi diktim bana vuran adama. Bana bakan gözlerde pişmanlık vardı. Bunu görebiliyordum ama bir önemi yoktu ki benim için. 

~Hümeyra~Where stories live. Discover now