17. Bölüm

115 8 3
                                    

İYİ OKUMALAR

---------------------&&&----------------------

Arabada yakınlaşmamızın üzerinden tam bir gün geçmişti. Direk söylemese de onun da bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyordum artık.

Bu gerçek beni oldukça heyecanlandırırken, mutluluktan tepinmemek için kendimiz zor tutuyordum. 

" Hümeyra ?" 

İşten gelen Savaş, benim kendi kendime güldüğümü görünce delirdiğimi düşünmüştü büyük ihtimalle. 

" Savaş, hoş geldin " dedim gülümseyerek. Güldüğümü görünce oda gülümsedi. " Hayırdır " dedi gözünü kırparak. Gülüşü, eritiyordu beni. Elimde ki mutfak bezini bırakmadan yanına gittim. " Hiç" dedim sonunu uzatarak. 

Gülümsemesini hafif bozup kafasını bana doğru eğdi. " Bir 'hiç' için bu kadar güzel gülemezsin " dedi ve benim kalbim o an normal atmayı bıraktı. Seslice yutkunmamı sağlamıştı. Yüzünü iyice yaklaştırıp, dudaklarıma yönleneceği anda, telefonumun çalması ile durmak zorunda kalmıştı. 

" Kim bu akşam vakti? " dedi homurdanarak. Onu durdurmuş olması sinirlenmesine neden olmuştu belli ki. " Bilmiyorum ki " dedim telefonu elime alıp baktığımda kaydedilmemiş bir numara arıyordu. 

Arayan Emre olabilirdi. Ki büyük ihtimalle oydu. Savaş'ın yanında açamazdım. Bana meraklı ve bir o kadar çatık kaşların ile bakan kocama kafamı çevirerek gülümsemeye çalıştıktan sonra kapatma duşuna basarak aramayı sonlandırdım. 

"Zeynep arıyor. " dedim sesimi normal tutmaya çalışarak. Bana inanması o kadar zordu ki, yalan söylediğimi hemen anlıyordu. İfadesini bozmadan bakmaya devam etti ve bu hiç iyiye işaret değildi. 

" Ne için arıyor bu saatte?" 

" Bilmiyorum ki" dedim. 

" Ver bir arayalım" dedi telefonuma uzanacağı anda hemen masanın üzerine bırakıp, yanına yaklaştıktan sonra ellerimi göğsüne koydum. Çatık kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmıştı. 

" Arama şimdi. Farklı bir şey olsa seni arardı " Bir süre daha gözlerime baksa da belli etmemek için gülümsedim yine. " Sevdiğin yemekleri yaptım yine " dedim. Gülümsedi. 

" Sen üstünü değiştir bende, masayı kurayım " 

Beni onaylayıp gitti.

O arayan kişi Emre ise kesin önemli bir şey olmuştu. Yoksa bu saate aramazdı. En kısa sürede onu tekrar aramam lazımdı. Savaş, daha fazla şüphelenmeden hemen masayı kurdum. Savaş'ın da üzerini değiştirmesi ile masaya oturmuştuk.

Meleğim babasının kucağından hiç inmiyordu bu aralar. Savaş'ın ona ve bana karşı artırdığı ilgiden kaynaklıydı büyük ihtimalle.  Hayran olası görüntüleri beni tekrar tekrar gülümsetiyordu. 

Melek, küçük parmakları ile, kopardığı küçük parçayı Savaş'a uzatıyor, oda gülümseyerek alıyordu. Gülümseyerek baba kızı izlerken aç kalmıştım resmen. Onlara bakmaya devam ederken, Savaş ile göze göze gelmiştik. 

" Biliyorum çok güzeliz ama aç kalacaksın yemeğini ye " dedi gülerek. Sözleri benim de gülmeme neden olmuştu. " gözlerimi sizden alamıyorum maalesef " dedim. Gülmüştü yine. Gülüşe gülüşe yemeğimizi yedikten sonra Savaş, kızımızı alıp oturma odasına geçti. Bende hızla masayı toplayıp çay koydum. 

Her akşam gibi bu akşam da aynı olsa da ikimiz de fazla durgunduk. Benim aklımda Zeynep varken, Savaş neyi düşünüyordu bilmiyordum. Önüne bıraktığım çaydan sadece bir yudum almıştı.

~Hümeyra~Where stories live. Discover now