29. Bölüm

141 11 8
                                    

İYİ OKUMALAR 

----------------&&&------------------

Bir kaç saniye şaşkınlığımı atamadım. O da gözlerimizi ayırmadan yanıma gelip karşımda durdu. 

" Tam da layık olduğunun yerdesin " 

Küçümseyici bakışları devam ederken onu duysam da bozmadım kendimi. 

" Hoş geldiniz " dedim. Gülümsemesini genişletti. Yanımda geçip boş bir masaya oturuşunu izledim bir süre. Kilitlenmiş gibiydim. Ne ses çıkarıyor ne de hareket edebiliyordum. En son Yasemin geldi yanıma. 

" İyi misin Hümeyra?" İyi miydim? Emin değilim. 

Zar zor kendime gelmeye çalışıp kafamı salladım. Tam da karşımda ki masaya oturmuştu. Gözlerim ondan sonra oğluna çevirdim. Aynı Savaş gibi kara gözlere sahipti. Sakin bir yapısı vardı. Bunu sürekli durgun duran yüzünden anlamıştım. 

Artık kendime gelmem lazımdı. 

Yavaş yavaş işlerime dönmeye çalışacakken " Garson " diye bağırdı. Kafamı çevirince göz göze geldik. Direk bana seslenmişti yani. 

İşim için deyip yanına doğru yürümeye başladım. 

" Buyurun ne alırdınız? " 

" Sen ne tavsiye edersin garson?" deyince atılıp saçlarını yolmamak için kendimi zor tuttum. 

" Okuma yazmanız yok sanırım? Önünüzde menü var " dedim. Bozulacağına sadece gülümsedi. 

" Benim var da senin yok herhalde? Farkındaysan tavsiye istiyorum senden? Yoksa bunu da yapacak kadar beceriksiz misin? " Yok öldürecektim ben bu kadını. 

Dişlerimi sıkarak masaya eğildim.

" Benim sabrımı taşırma Hale. İşten atılmayı umursamadan seni yerde sürüye sürüye atarım dışarı" 

" Ah doğru öyle şeylerinde var. Malum varoşluğun hat safa da. Savaş senden ne buldu anlamadım? Yazık adamı da çocuğunu göstermemekle tehdit ediyorsun herhalde  boşanamıyor bile "

Bilerek yapıyordu biliyorum. İşe ihtiyacım olduğunu bile bile kışkırtıyordu beni. 

Ama düşmeyecektim oyununa. 

Sinirli yüzümü bir anda gülümsemeye çevirdim. 

" Doğru ama göstermemeden değil benden ayrılmak istemediğinden. Daha sabah zor ayrıldık. " Biraz daha eğilip fısıldayarak devam ettim." Mahallenin ortasında dudaklarıma yapıştı da " dedim. Öyle bir bozuldu ki, keyfim dört köşe olmuştu resmen. 

Şimdi işime dönebilirdim işte.

Yaseminden onun masasına bakmasını rica edip diğer müşterilerle ilgilenmeye başladım. Yemekleri almak için mutfağa girerken Yaseminde benimle aynı anda girdi. 

" Ay ne gıcık kadın ya. Bir türlü ne istediğini anlayamadım " Kimden bahsettiğini biliyordum sanırım. 

" Takma. Boş ver" dedim kafasını sallayıp siparişlerini verdi. Usta başına. O geleli neredeyse 1 saat olmuştu. İstemesem de ara ara gözlerim onların masasına kayıyordu. 

Özellikle oğluna. Gerçekten de Savaş'a çok benziyordu. Ve bu beni üzmekten başka bir işe yaramıyordu. O yüzden bir daha bakmamaya karar verdim. O da kalkmaya başlamıştı zaten. 

Önce oğlunun montunu giydirdi. Sonra kendi kabanını giyinip elini tuttuktan sonra kasaya doğru yürümeye başladı. Ödemesini yapmış bana doğru yürümeye başlamıştı. Söyleyeceği her şeye hazırlık yapmalıydım. 

~Hümeyra~Where stories live. Discover now