18. Bölüm

106 10 2
                                    

İYİ OKUMALAR 

-------------------------&&&-------------------------

Gözleri ile öldürdü beni. 

Büyük hayal kırıklığı ile bana bakan adama, donmuş bir şekilde bakıyordum. Korku ve endişe ile ona bakarken, Emre, donmuş bedenime kısa süreliğine bakıp benim gibi kafasını Savaş'a çevirdi. 

Kaşları hafif çatılı, o da benim gibi şaşırmıştı. 

" S-Savaş?" dedim zor da olsa. Sesimle birlikte bütün bedenim titriyordu. Kırgın gözlerini benden çekip, Emre'ye çevirdi. O an gözlerinde ateş çıktı sandım. Damarlı ellerini yumruk haline getirir getirmez hızlı adımlarla Emre'ye yaklaşıp yakasını tutarak sert bir kafa attı. 

" Sana karımdan uzak dur demedim lan? " dedi neredeyse kükreyerek. 

Emre aldığı darbe ile yere serilirken Savaş durmamış, üzerine çıkarak yumruk atmaya devam etmişti. Zor da olsa kendimi toparlayıp ikisinin arasına girmeye çalıştım. 

" Savaş lütfen bırak. " beni dinlemediği gibi bir de itti. Sert değildi ama beni koltuğa itecek kadar güçlüydü. Pes etmeden tekrar kalktım. 

" Kurban olayım bırak ne olur. Bir suçu yok. Bir şey yapmadı bana " dedim durumu açıklaya çalışsam da beni duymadan vurmaya devam etti. Bir kaç yumruktan sonra nefes nefese geri çekilip uzaklaştı. Nereye gittiğine bakarken içeri gidip elinde bıçak ile geri geldi. 

Elinde bıçağı görünce kalakalmıştım resmen. Deli gibi bakan gözlerini Emre'ye dikip hızlı adımlarla yanına gelmeye başladığı anda önüne geçtim. 

" S-Savaş?" dedim korkuyla, elini tuttuğum elini bıraktırdı. 

" Çekil " dedi dişlerini arasında. Çekilmedim. 

" Çekilmem. Ne yapıyorsun sen delirdin mi?" Cevap vermedi bu defa kolumdan tutarak beni hızla kenara itti. Düşsem de yine aynı hızla kalkıp önüne geçtim. 

 "Bırak şunu "Deli bakan gözlerini bana çevirdi.  O sırada yüzü gözü kan içinde kalan Emre, bize şaşkın gözlerle bakıyordu. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. 

" BIRAK " dedi yine dişlerinin arasında. Daha çok sarıldım bıçağı tutan eline. Dolu gözlerimle gözlerine baktım. " Bırakmam" dedim. Ne gördü bilmiyorum ama bir anda elimi bırakarak geri çekildi. Bıçağı tutan elimizi hızla çekip bıçağı başka biri yere fırlattı. 

Gözlerimi ayıramıyordum ondan. Hayal kırıklığı ile bakması canımı çok yakıyordu. Neden burada olduğumu açıklamak için yanına yürümeye başlayacağım anda bir anda arkasını dönüp gitti. Hiç vakit kaybetmedim hemen çıktım arkasından. 

" Savaş. Savaş bir dinle beni. " 

"Bırak" dedi tuttuğum kolunu sert bir şekilde çekerek. Yerim de sendelesem de tekrar önüne geçerek iki kolunu tuttum. 

" Beni dinle ne olur? " dedim çaresizce. 

Siyahın en koyu rengin olmuştu gözleri. 

" Hiç utanmadın değil mi? Küçücük kızını evde bir başına bırakıp elin adamlarının evine gelirken" dedi acımasızdı yine. Dolu gözlerimde yaşlar bir bir süzülmeye başladı. İki elim de güçsüzce bıraktı kollarını. 

" Yalan söylüyor dedim lan " yüzünü yaklaştırarak devam etti. " Yalan söylüyor. Benim karım yapmaz bunu.  Başka adamın evine gitmez dedim. Nasıl yaptın bana bunu Hümeyra?" dedi. O da acı çekiyordu bunu gözlerinde görebiliyordum. 

" Yapmadım " dedim ama beni duydu mu bilmiyorum. Kanlanmış gözlerini gözlerimden ayırmadan " merak etme en kısa sürede boşanacağız. O zaman rahat rahat görüşürsün sevgilinle " deyip son darbeyi vurdu kalbime. 

~Hümeyra~Where stories live. Discover now