22. Bölüm

127 8 7
                                    

İYİ OKUMALAR

--------------------&&&-------------------

" Bir şey söylemeyecek misin abi?" Dedi Zeynep. Her şeyi anlattığından beri Savaş'ın tepkisini bekliyorduk.  

Konuşmadığı gibi sadece yere bakıyordu. 

" Savaş? " dedim en sonunda dayanamayarak. Ona seslenmemle kafasını bana çevirdi. Gözlerinde gördüğüm hüzün canımı yakmıştı. Konuşamadık ikimiz de. Bir süre gözlerime baktıktan sonra kafasını diğer tarafa çevirip " Ben Zeynep'i eve bırakıp geleceğim" dedi. Bu kadar sakin olması hiç hayra alamet değildi. 

Onu şimdi çoktan ortalığı yıkması bağırıp çağırması gerekiyordu. 

Cevap vermemizi beklemeden Zeynep'i de alıp çıktı. Onların gitmesi ile ben de oturup düşündüm. Gelince vereceği tepkiyi tahmin etmeye çalıştım. Ama hiç biri, aklıma uymadı. 

Neden bu kadar sakindi? 

Geçen yarım saatin ardından arabanın sesi duyuldu. Gelmişti. Vereceği her tepki beni tedirgin ederken içeri girmesini bekledim. Çok geçmeden içeri girip kapıyı kapattı. 

Kalbim onunla yapacağımız konuşma için deli gibi çarparken vereceği tepkiler için de hazırlık yapıyordu. Mutfağa girmesiyle kalbim daha da hızlanmıştı. Ayağa kalkıp yanıma gelmesini bekledim. 

Yüzüme bakmadan, sessizce sandalyeye geçip oturdu. Ne kadar sesiz kaldık bilmiyorum ama sonunda  sıkılmış gibi kafasını kaldırıp bana baktı

"Hiç mi güvenmedin bana?" dedi. Kırgın gözlerine bakamadım. Eğdim kafamı. 

" Eğme kafanı. Daha kaç kere söyleyeceğim? Kafanı hiç kimsenin önünde eğme" Göz yaşlarım gözlerimi yine hücum ederken kaldırmak zorunda kaldım kafamı. Onun da gözleri kızarmıştı. Gözümden yaşlar akmasın diye hızla sildim. 

" Zeynep'i yalnız bırakamazdım." 

" Onun yerine kendini tehlikeye attın öyle mi? " dedi. Bağırmamak için kendini sıktığını, gerilen yüzünden anlamıştım. 

" Tehlikeye atmadım " dedim. " Emre iyi biri" az daha öldüreceği adamın adını duyunca, dişlerini sıkıp bir kaç adımda yanıma geldi. " iyi değil anladın mı? Benim dışımda güvendiğin hiç bir adam iyi değil" bir saniye sessiz durduktan sonra histerikçe güldü.

 " Gerçi sen bana güvenmiyorsun ama" dedi. Bende sinirlenmeye başlamıştım artık. Sanki o kadar şeyi o yapmamış gibi her defasında beni suçluyordu. 

"Güveniyordum sana, ta ki eski sevgilin çıkıp gelene kadar.  Değiştin sen Savaş. Önceyken beni sevmesen de yanımdaydın. Yanımda olmadığın zamanlarda bile hissediyordum seni. Ama artık yoksun. " 

" Gerçekten körsün sen " dedi. Neden böyle dediğini anlamamıştım. 

" Ben mi körüm? " 

" Evet " dedi bu defa sesini kontrol edememiş az da olsa yükseltmişti. " Evet sen körsün. Eğer görseydin senden hiç bir zaman gitmediğimi görürdün. Ne seni ne de kızımı asla bırakmayacağımı bilirdin. Ama yok Hümeyra hanım illa bildiğini yapacak çok gururlu ya. İndirmez burnunu aşağı " Sinirden tırnaklarımı etime batırıyordum artık. Nasıl da beni suçladı hemen? 

" Ne yapsaydım ya? Sen sevgilinin evinde sabahlarken,  gurursuz kadınlar gibi seni evde mi bekleseydim. " o geceyi bilmeme rağmen bir de onun ağzından duymak istiyordum. 

" Ne evi lan? Kimin evine gitmişim ben? " bağırması ile korksam da geri adım atmadım. 

" Sevgilinin evi. Hani yanında hiç ayrılmayan" dedim. sözlerim onu daha da sinirlendirmişti. Öyle ki  üzerime gelip kolumu tutarak sıktı. 

~Hümeyra~Où les histoires vivent. Découvrez maintenant