27. Bölüm

136 10 5
                                    

İYİ OKUMALAR 

---------------------&&&-----------------------

Bekledim cevap versin diye ama o sadece  susuyordu. 

" Cevap vermeyecek misin? " diye sordum artık. 

" Sakin bir şekilde konuşalım dedin. Senin bu söylediklerine benim sakin olmam mümkün değil" 

" Ne yapacaksın peki? İkimizi aynı anda mı idare edeceksin?" diye sorsam da o sadece gülümseyip kafasını iki yana sallayarak kalabalığa çevirdi. 

" Savaş-" diyecekken garson çocuk çorbalarımızı getirmişti. Önce benimkini bıraktı. Kokusu burnuma dolduğu an daha çok acıkmıştım. Savaş'ın çorbasını da bırakıp " Başka bir isteğiniz var mı ?" diye sordu Savaş'a. 

" Yok koçum. Sağ ol " 

Garson kafasını sallayıp gitti. O ara Gül de mesaj atıyordu. Mehmet amca mesaiye kalacağımı söylediğinde haber vermek için yazmıştım. Şimdi de hala eve gitmediğim için endişelenmişti. 

Ona Savaş'la olduğumu yazıp gönderdim. Yine uyarı bulunuyordu. Ona asla affetmememi yazmıştı. 'Tamam' deyip çantama koydum telefonu.

" Gül mü?"  diye sordu telefonla oynadığımı görüce. 

Cevap olarak kafamı salladım sadece. İkimiz de çok aç olduğumuzdan içmeye başladık çorbamızı. Tabi Savaş benden hızlıydı. Bende 2 3 kaşık kalmışken o bitirmişti bile. İştahlı yediğimi görünce gülümsedi. 

Bana baktığı için rahat edemedim. Kaldırdım kafamı. 

" Bir tane daha isteyeyim mi?" 

" Yok " dedim kafamı iki yana sallayarak. Kalan çorbamı da bitirip ağzımı sildim. Savaş iki çay da söylemişti. 

Saat 1 re geliyordu.

" Gitsek mi artık? İkimiz de işe gideceğiz " dedim yine manidar bir şekilde baktı bana. Anlamadım bakışını. Çaylarımızı içip ayaklandık. Savaş hesabı ödemeye giderken bende masasında kalan telefonunu almış çıkışa doğru yürüyordum. 

Kısa süre sonra geldi o da. 

Arabayı açtı. Binmeden telefonunu uzattım ona. Alıp cebine koydu. Hava çok soğuktu. O yüzden beklemedim hiç. Bindim hemen. 

O da kendi yerine geçince tekrar yola koyulduk. 

Yakındı. Fazla sürmedi yolumuz. Sokağa girip durdurdu arabayı. İnmek istiyordum ama konuşmam da gerekiyordu. Sadece önüne bakan adama çevirdim kafamı. 

" Savaş? " 

Ona seslendiğimi duyunca kafasını bana doğru çevirdi. 

" Çorbacıda sorduğum soruya cevap vermedin?" 

" Benden seni sonsuza tek bırakmamı istiyorsun? Bensiz bir hayat istiyorsun. Bu bu kadar kolay bir şey mi senin için?" diye aniden yükselince tutamadım bende kendimi. 

" Olmuyor Savaş. Anla artık sen de " 

" Olmayan ne Hümeyra? " 

" Sürekli aynı şeyleri mi konuşacağız" dedim. Gergin yüzünü önüne çevirdi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra " Peki " dedi. 

Kabul etmiş miydi yani? 

Hala ona bakarken o bir kez daha bana doğru döndü. 

" Nasıl istiyorsan öyle olsun. Boşanmak istiyorsan boşanalım " 

Şimdi de kalbim ondan ayrılacağım için yanmaya başladı. Çevirdim kafamı. Gözlerim kızarıyordu çünkü. Kafamı salladım aşağı yukarı. 

~Hümeyra~Where stories live. Discover now