3 |İlk Cinayet

2.6K 273 144
                                    

Zamanın benim için farklı geçtiği bir andaydım. Bir şeyleri idrak etmeye başladığım ilk an anlamıştım diğer insanlardan farklı olduğumu.

Onlar gibi değildim. Benim gibi başka insanlar var mıydı bilmiyordum ama o aptal insanlar gibi olmadığımı biliyordum.

Okullu zamanlarım zor geçmişti. Farklı olmak kolay değildi. İnsanlarla arama ördüğüm duvar benim küçük dünyamı oluşturmuştu.
Öğretmenlerimin ve orta okul ikide gitmeye başladığım psikoloğumun dediğine göre öfke problemim vardı.

Hah. Aptallar. Öfke problemim yoktu. Sadece etrafımda aptal insanların olmasına dayanamıyordum.

Babamın zoru daha doğrusu üvey babamın zoru ile gittiğim psikoloğu lise üçte bırakmıştım.
Onun sürekli bilmiş bilmiş konuşması içimde onu öldürme isteği uyandırıyordu. Zihnimde onu kaç farklı çeşitte öldürdüğümü bilmiyordum. Bir gün bunu gerçekten yapabileceğimi fark ettiğimde gitmeyi bırakmıştım. Masum insanları öldürmezdim. Ne kadar aptal olsalar da canını alacağım kişiler bunu hak etmeliydi. Bilmiyorum, belki de bu cinayetlerim için uydurduğum bir kılıftı.

İlk cinayetimi lise sonda işlemiştim. İlk seferim olmasına rağmen oldukça profosyeneldim. Öldürdüğüm kişi benimle aynı okula gidiyor, dahası aynı sınıfı ve aynı sırayı paylaşıyorduk.

Adını şimdi hatırlamıyor olsam da son nefesini verirken ki yaşadığım o hazzı hiç bir zaman unutamazdım.

Gözlerinde ki korku ve çaresizlik kanımı kaynatmıştı. Aptal. Bana bulaşmamalıydı. Çocuk okulda zorba denilen tiplemelerdendi. Kendinden aşağı olan herkesi kız erkek ayırt etmeksizin hırpalardı. Beni de o hırpaladığı aptallar gibi sanmıştı.

Hata yaptığını anlamıştı ama artık çok geçti. Uslu dursaydı belki de şimdi hayatta olacaktı ama ölüme kendisi koşmuştu.
Cinayetim o kadar kusursuzdu ki herkes onun intihar ettiğini düşünmüştü. Sorunlu bir kişilik olduğu için ölümü hemen kabul görülüp unutulmuştu.

Aptallığının bedelini canı ile ödemişti.

İkinci cinayetim ise birincisinden tam on gün sonra olmuştu. Bu sefer öldürdüğüm kişi orta yaşlarında bir kadındı. Ölümü hak etmişti. Bana bir zararı olmamıştı ama onun gibi kadınların yaşamasına gerek yoktu.

Ağına düşürdüğü kızları zorla başka adamlara satan iğrenç biriydi. Neden yaşasındı ki? Ah onu öldürmek ayrı bir zevkliydi. Beni de müşteri sanmıştı. Giydiğim oldukça pahalı marka şeyler onu cezbetmişti. Kendi elleri ile kendi sonunu hazırlamıştı. Onun için yaptığım zehir karışımını büyük bir zevkle içmişti. Açıkçası yaptığım karışımın işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordum ama yaramıştı. Yarım saatlik bir can çekişten sonra bu dünyadan ayrılmıştı.

O kadar pislik biriydi ki ölümünden kimsenin haberi olmamıştı. Kimse kayıp diye bildirim yapmamış kimse peşine düşmemişti. Öylece ölüp gitmişti. Çöp gibi.

Yaşım küçüktü ama yaptığım ve hissettiğim şeyler büyüktü. Kabul etmek gerekirse ilk seferimde gece başımı yastığa koyduğumda çok değil azıcık pişman olmuştum, çünkü artık normal biri olma şansım kalmamıştı. O çocuğu gizlice çatıya çıkarıp aşağı ittiğim an benim için her şey değişmişti.
Pişmanlık uzun sürmemişti tabi. Bir kaç gün sonra o hazzı tekrar duyma isteği dört bir yanımı sarmış, gece gündüz yeni kurbanımı düşünmüştüm.

Üvey annem ve babam bende ki o büyük değişimi fark etmiş, gece gündüz bu değişimin sebebini aramışlardı ama hiç bir şey bulamadıklarında kendilerince beni kendi halime bırakmışlardı.

Okulda çıkan olaydan dolayı ise okulumu değiştirmişlerdi.  Çocuklarının bozuk olan psikolojisinin daha da bozulmasını istememişlerdi.
Açıkçası o okulda okumayı hiç bir zaman istememiştim.

Yeni okulum ise okuldu işte. Sabah okula gidiyor derse giriyor kimse ile muhatap olmadan eve geliyordum. Gün içinde tek düşünebildiğim şey ise ikinci kurbanımdı. Kim olabilirdi? Nasıl öldürebilirdim?

Altıncı gün okul çıkışı direkt eve gitmek yerine sokaklarda gezmeye başladım. İkinci avımı arıyordum. Yanımdan geçen insanları dikkatlice inceliyor, dikkatimi çekenleri takip ediyordum.

Üzerimde gittiğim lisenin forması varken oldukça sıradan görünüyordum. Kimse benim normal olmadığımı düşünmezdi.
Bunun rahatlığı ile gözüme takılan oldukça şık giyinimli bir kadının peşine takıldım. 
Kadın her önüne çıkan erkeğe gülücükler saçıyor, sebepsizce sinirimi bozuyordu. Dakikalarca o önde ben hemen onun peşinde yürüdük. Saatten haberim yoktu ama hava kararmaya başlamıştı.

Kadın oldukça güzel bir evin önünde durdu. İnce parmakları ile krem renkli zile dokundu. Sanki biri onun zili çalmasını bekliyormuş gibi kapı saniyesine açılırken, kapının aralığından görünen kız kadını saygı ile içeri aldı.
Kadın içeri girdiğinde bir süre daha olduğum yerde kaldım. İçim kıpır kıpırdı.
İkinci avım bu kadın olacaktı.

Sonraki günlerde kadını takip etmeye devam ettim. Takip ettiğimin üçüncü günü kadın hakkında bir çok bilgi edinmiş ve tamamen onu avım olarak belirlemiştim.

KİMSE MASUM DEĞİL  (Tamamlandı)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ