Kimse Masum Değil 8

1.6K 241 43
                                    

Aptal dedim öfke ile olduğum yerde bir o yana bir bu yana giderken.
Sertçe alıp verdiğim nefesler boş odada yankı yapıyordu.

Bu zamana kadar susmuşken şimdi neden konuşuyordu?
Susmaya devam etmeliydi. Bu işin sonunda canı yanan o olacaktı.

Dişlerimi sıktım. Buna izin veremezdim. Onun canının yanma düşüncesi bile buzdan bir kütle olan kalbimin sızlamasına neden oluyordu.

O adam ölmeyi hak etmişti. Öyle bir adam yüzünden zarar görmesine izin vermezdim. Bu dünyada var olduğum sürece kimsenin ona zarar vermesine müsade etmezdim.

❄️

Dudaklarım arasından çıkan kelimeler bu odada bulunan insanlar için ne anlam ifade ediyordu ne hissediyorlardı bilmiyordum ama benim canımı çok yakıyordu. Nasıl ki bunu yaşamak kolay değilse anlatmakta kolay değildi.

Sırf bunu anlatmak zorunda olduğum için bile o adamdan nefret ediyordum. Ölmüş olması benim için bir anlam ifade etmiyordu. Ölmeyi hak etmişti. Bin kere dirilip tekrar ölse yine ondan nefret ederdim.

" İlk başta her şey normaldi." Dedim polis memuruna bakarken. Adını hâla bilmiyordum. Ya adını söylememişti ya da ben hatırlamıyordum ama zaten önemli olan adı değildi. " Diğer insanlara karşı nasılsa bana karşı da öyleydi ama sonra birden bakışları değişti. Belki başkasına sorsanız aynı derdi ama birden ondan rahatsız olmaya başladım." Sustum. Konuşmak kolay değildi. " İlk atağını bundan üç ay önce yaptı. Markete ekmek almaya gitmiştim. Ben reyon arasında gezerken yanıma geldi. Bu günlerde nasıl olduğumu sordu. Sonra çok büyüdüğümü güzelleştiğimi söyledi. Daha sonra ben ne olduğunu anlamadan kolunu omzuma atıp beni kendine çekti." Kucağımda olan ellerimi yumruk yapıp sıktım. Birinin sus daha anlatma demesini bekledim.

Arkadaşlarıma baktım. Melisa ile Gizem birbirlerine sarılmış ağlıyorlardı. Nedensizce bu hallerine gülmek istedim. Daha hiç bir şey anlatmamıştım. Adnan oturduğu sandalyeden kalkmış yönünü duvara dönmüştü. Yüzünü göremiyordum.

Serdar önündeki masaya bakıyordu. Erzen ise gözlerindeki milyonlarca duygu ile bana bakıyordu.
Ardından kapının önünde bekleyen polise baktım. Yüzü ifadesizdi. Böyle şeylere alışık olmalıydı. Eminim benim başıma gelen şey onun için çok basit bir şeydi.
Sonra önümde duran adama baktım. Kaşları çatık, yüzü bir mermer kadar sertti.
İstemsizce yüzünü inceledim. Kahverengi saçları kısa kesimti. Sanki askere gitmek için traş olmuş gibiydi ama köşeli çenesini süsleyen sakalları en az bir haftalık olmalıydı.
Uzun boyu, geniş omuzları, hafif kemerli burnu, saçları ile aynı renk gözleri vardı.

"Devam et." Dedi adam düz bir tonda.

Ben biri sus desin diye beklerken o bana devam et diyordu.
Ah! Ne demesini bekliyordum ki? Adam polisti. Tabiki olayı öğrenmek için anlatmamı isteyecekti.

" O günden sonra böyle davranmaya devam etti. Başkalarının yanında o masum iyi adam maskesini taktı ama yalnız kaldığımız her an iğrençleşmeye devam etti. O günde yolumu kesti. Akşam yanına gitmemi yoksa bana rahat vermeyeceğini söyledi. Gelmeyeceğimi buna bir son vermesi gerektiğini söyledim. Durmazsan polise söylerim dedim. Ama bana kimsenin inanmayacağını söyledi. Aramızda geçen konuşma buydu. Ondan sonra da onu görmedim. Akşam 7'ye kadar çalıştım daha sonra da direkt eve geldim. Öldüğünü de bir gün sonra öğrendim."

" İfadeni doğrulayacak biri var mı? Yani saat 7'den sonra direkt eve gittiğini, evde olduğunu bilen biri."

" Abimle yengem var. Onlarla yaşıyorum ama bu olayı onların öğrenmesini istemiyorum. Birde o akşam Melisa ile görüntülü konuşmuştuk 15 dakika. O evde olduğumu görmüştü."

Adam doğrulamak istercesine Melisa'ya döndüğünde bende onunla beraber Melisa'ya baktım.

" O gün Bade hanımın evde olduğunu doğrulayabilir misiniz?"

Melisa korku ile bir polise bir bana bakıp kafasını hızla aşağı yukarı salladı.

" Telefon kaydınızı görebilir miyim?"

Melisa ile aynı anda telefonlarımızı çıkarıp adama uzattık. Buraya gelirken çok gergin olsam da şu an saçma bir şekilde sakindim.
Aslında gergin olmam tamamen saçmaydı. Sonuçta ben bir şey yapmamıştım.

Adam bir süre ikimizin de telefonuna baktı. Ardından ilk benim daha sonra Melisa'nın telefonunu verip ayağa kalktı.

" Telefon numaranız bizde var. Aradığımızda lütfen açın. Bu süre zarfında şehir dışına çıkmayın. Sizi tekrar ziyaret etmemiz gerekebilir. Hatırlardığınız başka bir şey olursa beni arayabilirsiniz. Yada her hangi bir polis memuruna derseniz bana yönlendirecektir."

" Bildiğim her şeyi anlattım." Dedim az önce giden gerginliğim geri gelirken. " Daha ne hatırlamam gerekiyor?"

" Belki bir telefon konuşması, belki etrafında gezinen kötü adamlar, tehdit mesajları. Herhangi bir şey olabilir. Size basit gelen ufacık bir şey dava için çok önemli olabilir. Dediğim gibi bir şey hatırlarsanız eğer bizi arayın. Murat gitmeden size kart verecek. Üzerinde numaramız yazıyor."

Cümlesi biter bitmez ayakta bekleyen adama döndü. " Murat arkadaşlara gitmeden kart verirsin."

Kart istemiyordum. Ne buraya tekrar gelmek ne de bu adamlarla tekrar konuşmak istemiyordum.

Adam odadan çıkarken bize ufak bir baş selamı vermişti. Adının Murat olduğunu öğrendiğim polis ise biz karakoldan çıkana kadar bize eşlik etmişti.

KİMSE MASUM DEĞİL  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now