iki | korkular

362 32 87
                                    

hellooo, nasılsınız? fantastik kurgumuza oy verip satır arası yorumlarla doldurmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar dilerim 🪄

"aybike? aybike, iyi misin?"

evde tekken kapının çalmasından zaten yeteri kadar korkan süsen, kapının adeta kırılacak kadar sert ve peşpeşe çalınmasıyla korkarak gelmişti. kapıyı yüksek sesli kalp atışlarıyla açtığında da aybike'yi gördü karşısında. genç kız içeri atmıştı kendini hemen. yüzü ise kireç gibiydi.

"aybike? bir cevap bekliyorum neler oluyor? bembeyazsın, geç otur şöyle."

mutfaktan bir bardak su getirdiğinde tek seferde bitiren kız, hala ellerinin titrediğinin farkındaydı.

"aybike." daha sakin bir sesle konuştuğunda yeterince korkmuş arkadaşının daha fazla korkmasını istemiyordu. "neler oluyor?"

"süsen ben-" gözlerindeki yaşları silip derin bir nefes aldı. daha güçlü devam etmek istiyordu, kendinde güç namına bir şey bulabilirse tabi.

"sen?"

"çok garip şeyler oluyor."

"ne gibi aybike? söylesene. korkutuyorsun."

bir hışımla söylemek aklından geçtiyse de vazgeçti bu fikirden. esmer kızın zaten kendi sorunları vardı. ayrıca tek yaşıyordu ve onu korkutmak aybike'nin en son isteyeceği şeydi. tek başına halletse daha iyi olurdu.

"hiç. hiçbir şey. ben, ıı şey, korku filmi izlemiştim de. korktum biraz, erken geleyim dedim."

"ne? korku filmi mi?"

"evet." inandırıcılığını kontrol etmek isterce birkaç saniye arkadaşının yüzüne sevimli tavırlarla baktıktan sonra konuyu dağıtmak isterce kolundan tutup salona çekiştirmişti. "salakmışım gibi bakma süsi. korku filmi izledim korktum işte. biliyorum kapını alacaklı gibi çalmam için fazla çocuksu bir sebep ama çok korktum."

gözlerini deviren kız iyi bari demekle yetindi. mutfağa bir şeyler getirmeye giderken eklemeyi de ihmal etmedi. "kendini daha iyi hissediyorsan sorun yok demektir."

"iyiyim iyiyim süsi'm merak etme sen beni."

mutfağa yanına gelip arkadaşının hazırladığı şeylere yardımcı olduğunda kocaman sarılmayı unutmadı.

"aybike ya, bahçede kupalar vardı onları alıp geleyim ben kahve içeriz. sen de yiyecekleri içeri götürürsün olur mu? sonra da film izleriz."

"korku filmiyse neden olmasın?"

"akıllanmazsın sen değil mi? bugün burada kalacaksan neden olmasın?" diye devamını getirirken bahçeye gitmişti esmer kız. aybike gülerek içeri adımladığında telefonuna gelen mesaj bildirimiyle elindeki tepsiyi masaya bırakıp dikkatini oraya yöneltti.

bilinmeyen numaradandı.

bilinmeyen numara: bilgisayarından kaçarak gerçeklerden kaçamazsın

elindeki telefonu istemsiz bir irkilmeyle koltuğa atarak etrafına bakındı kız. koca evde yalnızdı şimdi, boş etrafa seslendi.

"kimsin? benden ne istiyorsun? çocuk oyunları oynayacağına ortaya çıkıp ne söyleyeceksen söylemeye ne dersin?"

bilinmeyen numara: hadi ama aybike katil ya da sapık mıyım ben?
güçlerinin farkındayım ve senin de bunun farkına varmanı istiyorum
inandırıcı olabilmek için de zihninle iletişime geçmeye çalıştım ama izin vermedin
tekrarlıyorum, farkına varmak zorunda kalacağın kadar güçlüsün
çok geç olmadan

"madem öyle çokbilmiş, madem zihnimi okuyabiliyorsun, söyle bakalım tam şuan aklımdan ne geçiyor?"

bilinmeyen numara: recep usta'nın aşırı yakışıklı olduğu geçiyor aklından

"siktir." elindeki telefonu bir anda koltuğa bıraktı kız yine refleks olarak. "bunu nereden bilebilirsin? tamam peki, çok yakışıklı bir oyuncu sonuçta biraz zor da olsa tahmin edilmesi olası. bir kez daha deniyorum eğer bilirsen inanacağım."

bilinmeyen numara: emir can iğrek şarkısı söylüyorsun, zemin
sesin de çok güzel

"bak. söylediklerinde haklı olabilirsin ama bu seni masum yapmaz. düpedüz sapıklık bu."

bilinmeyen numara: aklını okumamı istedin ve okudum
bunu istemediğin zaman yapmam
artı olarak gücün o kadar fazla ki bende de aynısı olduğu için beni buldu
süsen geldiği için sesli konuşamadığının farkındayım ve rahatsız olmanı da istemediğimden aklını okumayacağım, sen de mesajlaşsan iyi olur

aybike: aklımı okumandan rahatsız olabileceğimi düşünecek kadar incesin ama evi gözetleyebiliyorsun öyle mi?

bilinmeyen numara: aybike
sen zeki bir kızsın lütfen
sabahtan beri aklını okuyorum ya hani
oradan biliyor olabilir miyim?

aybike: maalesef haklısın
çok gerginim ama şuan

bilinmeyen numara: biliyorum haklısın
ama gerilme lütfen
gerilecek bir şey yok, sadece başın biraz tehlikede

aybike: o ne demek?
tehdit mi bu?

bilinmeyen numara: hayır tabi ki de
seni korumak istiyorum ve bunun için önlem almak zorundayız
bak, burası bile güvenli değil
doğrudan zihninle iletişime geçmeliyim ama şimdi olmaz
benden korkup bilgisayarını kapatıp kaçtığın için

aybike: doğru düzgün konuşmak yerine esrarengiz esrarengiz şeyler yaparsan korkmam normal değil mi?

bilinmeyen numara: böyle gerekti
ama yine de korkuttuğum için özür dilerim

aybike: sorun değil
kendini suçlu hissetmeyi bırak artık

bilinmeyen numara: nasıl yani?

aybike: tek akıl okuyabilen sen değilsin ya :)

bilinmeyen numara: bak sen
ilk günden benimsemişiz

"aybike!" elindeki kumandayı bacaklarına hafifçe fırlattığı arkadaşı sızlanmıştı. "onuncu kez seslenişim bu, kiminle yazışıyorsun ya öyle sırıta sırıta duymuyorsun da beni."

"hiç." dedi kız istemsizce kilit ekranını kapa aç yaparken. "eski bir arkadaşım yazdı da ona cevap veriyordum konu uzadı."

süsen filmi seçmeye koyulduğunda yeniden döndü telefonuna kız.

aybike: süsen'le film izleyeceğiz şimdi, gerçi biliyorsundur
kimsin, beni nereden tanıyorsun, tehlikedeyim ne demek, hakkımda ne biliyorsun hepsini merak ediyorum ama şuan değil cevapları sanırım

bilinmeyen numara: yarın da değil
yarın kendine zaman tanımanı istiyorum senden
bugün için kafanı resetle ve yarın da evine dönüp yalnız kal
tek başına bir şeyler düşün ve araştır
yarın için endişelenme, bilgisayarına mesaj atıp korkutan olmayacak :)

aybike: ah, peki
dediğin gibi olsun
tüm sorularımın cevabını alabilirim umarım
ama yarın değil, anladım
kendine iyi bak

bilinmeyen numara: sen de
bu arada
gücünün adı telepati
araştıracaksan bilmen gerek

e.t. | ayberWhere stories live. Discover now