yirmi üç | oda arkadaşı

92 6 14
                                    

oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın benim için, rüzgar'ın gelişiyle işler farklılaştı sanırım biraz 🪄

genç kız, ona elini uzatan çocuğun elini sıktığında berk'e döndü. berk de aynı şekilde çocukla tokalaşarak tanıştığında arkasına yaslandı. ayağa kalktığında da sevgilisine seslendi gitmek için. burada bu diğer insanların yanında fazla bile kalmışlardı.

"odaya geçelim mi sevgilim yemeğin bittiyse?"

"bitti bitti sevgilim, geçebiliriz." ona tatlı tatlı gülümseyen kızın yanında burada oluşlarına, sarp denen çocuğa ve diğer tüm olaylara öfkesi azalıyordu sanki. sakinleştiriyordu ela gözleri onu, yumuşatıyordu.

"sevgilim mi? siz sevgili misiniz?" oldukça şaşırmış görünen rüzgar aybike'ye döndüğünde masalarına ilk geldiğinde gayet arkadaş canlısı davranmış berk, kaşlarını çatmıştı.

"evet, sevgiliyiz." aybike'sinin cevabıyla memnun olmuşken rüzgar'a döndü tekrar. kumral çocuk ise az önceki gülümseyen bakışlarının yanında daha sönük ve neşesiz bakıyordu şimdi. hangisi sahte hangisi gerçek ayırt edememişti berk.

"hadi güzelim," genç kıza uzattığı elini tutmasıyla iç çekti. "gidelim artık."

arkalarından gelecek gibi olan sarp'a döndüğünde elindeki anahtarı salladı. gerçekten artık bunu yapmasına hiç gerek yoktu ve her seferinde bakıcıları gibi onları odalarından alıp geri odalarına bırakmasına ayrı ayar olmaya başlamıştı berk. sanki odaya girmeseler kaçabilecekleri bir yer vardı.

"yolu biliyoruz. kaçacak yerimiz de yok zaten. adım başı on adam var. peşimize takılmana gerek yok."

iki elini suçluymuş ve yakalanmış gibi havaya kaldırdı sarp. başını da yana eğdiğinde yanındaki rüzgar, çok dikkatli bir şekilde hareketlerini izliyordu.

"ona ne şüphe canım benim. keyfinize bakın." gitmelerine izin vermesi ciddi bir sürprizdi ve onlara hiçbir fayda sağlamayacak da olsa bir gelişmeydi nihayetinde. berk odaya oldukça yavaş adımlarla yürürken ne yapmaya çalıştığını anlayan genç kız da onun yaptığını yaparak etrafı inceleyerek yürüyordu. bir şekilde kaçıp kurtulmak istiyorlardı buradan ve bunu yaparken yakalanma ihtimallerini sıfıra indirgemek için de her yeri iyice taramalı ve tüm düşmanları tanımalıydılar.

kaçmayı mı düşünüyoruz?

burada kalmayacağımıza göre?

etrafı incelemekten başka bir planımız var mı ki?

sarp denen itten anahtarları çalmak.

genç kız duraksayıp ona dönen çocuğa karşı başını aşağı yukarı salladığında odaya girdiler. aradan daha çok geçmeden sarp ve yanındaki yeni çocuk rüzgar'ın da gelmiş olmasına gözlerini devirdi berk. iyi ki kendilerinin gelebileceğini söylemişti, ona rağmen böyleyse söylemese neler olacaktı kim bilir.

"ne var yine?"

"arkadaşınızla kaynaşın diye geldim. onun odasının hazırlıkları bitmemiş henüz, o yüzden akşam yemeğine kadar burada kalacak. birbirinizi tanımış olursunuz hem."

"bir dakika ya." aybike odadan çıkacak sarp'ın kolunu tuttuğunda koluna baktı yeşil gözlü çocuk. aybike'nin gözleri ise bir şeyi anlamaya çalışıyormuş gibi kısılmıştı. "biz yirmi üç kişi değil miydik? bu özelliğe sahip sadece yirmi üç kişi yok muydu? yirmi dördüncü olarak nasıl gelmiş olabilir rüzgar?"

"çok zekice." iki elini birbirine çok kısa süre vuran yeşil gözlü çocuk, berk'e döndü yönünü. "bu kız çok zeki gerçekten." berk'in zaten bildiği şeyle ve sarp'a katlanamamasıyla gözleri devrilmişti. "ama bir detayı atlıyorsun canım. rüzgar burada yeni demedim ki ben sana. siz, yeni arkadaşınızla tanışın dedim. rüzgar zaten hep buradaydı, kısa bir süreliğine aramızda değildi, geri döndü ama."

e.t. | ayberWhere stories live. Discover now