on dokuz | sev beni

100 9 10
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen, yorum sayısı çok az geliyor artık. keyifli okumalar dilerim 🪄

"ne?" kızın şaşkınca aralanan gözleri oğlana bakarken kızıl çocuk halinden oldukça memnundu. genç kıza sırıtarak bakması ise kızın heyecanını ve yanaklarının kızarıklığını artırmaktan başka bir şey yapmıyordu.

"başka bir şey söylemeyecek misin peki? ne, mi diyeceksin sadece?"

"berk ben-"

kapının tıklatılmasıyla öfkelendi kızıl çocuk. bu sarp denen heriften nefret etmesi için zaten yeteri kadar sebebi vardı elinde. bir de şimdi böyle gelip de konuşmalarının en önemli kısmında, belki de aybike'nin hislerini doğrulayacağı kısmında gelmesi ve onları bölmesi nefretini epey katlamıştı.

"müsait değiliz bekleme."

aybike neden öyle dediğini anlamaz ve de sorgular şekilde berk'e bakarken kızıl çocuk derin bir nefes alıp genç kıza dönmüştü yeniden. kız yeniden tıklatılan kapıyı işaret ettiğinde de sabrı taşmaya başlıyordu kızılın.

"yalnız o iş öyle olmuyor canım. kapıyı kilitleyelim dedin tamam dedim özel hayat dedim ama böyle kullan diye değil. müsait değilseniz giyinin napıyosanız yapın ve müsait hale gelin. beş dakikaya kadar bu kapı açılmış olacak."

"aybike duşta açamam." kızılın bahane bulmak için söylediğiyle genç kız seslenmişti ona. eninde sonunda girecekti zaten odaya. ertelemenin hiçbir faydası olmayacaktı ki.

"sevgilinle değil zaten işim seninle." berk genç kızın bu sefer tehlikede olmadığını duyunca en azından eskiye oranla daha rahat hissettiğinde kızın yanından kalktı ve kapıyı açtı. sarp alaylı bakışını sürdürürken de odanın içine adımlamıştı. "burayı da günden güne geliştiriyorlar ya. kurutma makinesi de koymuşlar odalarınıza. kıvırcık, saçların ne kadar çabuk kurumuş." 

berk'in duş bahanesine karşı kıvırcık kıza yönelik dalgasıyla genç kız tüm nefreti ve umursamazlığıyla bakışlarını değiştirmezken kızıla döndü yeşil gözlü çocuk.

"hadi gidiyoruz." berk ondan beklenenin aksine kolundan tutan sarp'ın onu götürmesine hiç zorluk çıkarmadı. ama tabi kıvırcık kız buna izin vermeyecekti.

"ya hayır nereye gidiyorsunuz? ben de geleceğim. bırak onu."

"sen gelmeyeceksin canım çünkü seninle işimiz yok şuan. sevgilinle işimiz var."

"hayır ya, berk." kızıl çocuk kıvırcığının ona seslenmesiyle yönünü döndüğünde gözleri dolmuştu kızın, berk'in ise onu böyle görmekten acı çekiyor gibi bir hali vardı. "berk gitme. götürmesinler seni. ben de gelmek istiyorum. çok canını yakacak mısınız?"

"birazcık." dedi hiç de güven vermeyen şekilde sarp. "ya hadi ağlama ama. gelecek birazdan bir şey yok. beni bile üzüyorsun ama." 

genç kız berk'i odadan hızla çıkaran sarp'ın çıkışıyla peşlerinden gitmek için koşarca kalktığında kapıdan çıkmadan aldığı anahtarla kapıyı kilitledi. anahtarı berk'e geri uzattığında da kızıl çocuğun dümdüz ve hiçbir duyguyu belli etmeyen bakışları tedirgin edici gelmeye başlamıştı. 

"al, odaya geri döndüğünde açarsın. şimdi sevgilin de peşimizden gelirse bizi uğraştırır diye kilitledim. sen de hak vereceksindir bana herhalde." berk'in bakışları ise hala çok tepkisizdi. genç kızın içeriden ağlamasıyla hıçkırık sesi duyulduğunda sadece değişmişti bakışları, acı dolu bakmıştı o an.

"sizde de ne aşk varmış arkadaş ya."

"sen kessen mi sesini artık."

eliyle ağzına fermuar çekmiş işareti yapmasına da tek verdiği tepki sert bakışları olan kızıl, yine birkaç iğnenin ardından ve bu sefer koluna bağlanan aletten gelen elektrik gibi garip ve acıtan akımın etkisinden sonra dışarı çıkmıştı. aybike'yi daha fazla merakta ve öylesine üzgün bırakmak istemiyordu. hemen odaya gidip kilitli kapıyı açtığında genç kız ağlamaktan kızarmış gözleriyle berk'e masum masum bakıp boynuna sarılmıştı.

e.t. | ayberWhere stories live. Discover now