on beş | kaçırılma

103 10 48
                                    

YENİ SEZON GİBİ Bİ ŞEY GETİRDİM

oy vermeyi ve lütfen en büyük motivasyonum olan yorumlarınızla her yeri doldurmayı ihmal etmeyin, keyifli okumalar dilerim 🪄

oturduğu yerden kalktığında zonklayan başını tuttu. her adım atmaya çalıştığında daha da artıyordu korkunç ağrı. uyumadan önce bir şeyi yoktu. aklındaki ihtimaller fazlasıyla korkuturken, tüylerinin diken diken ve avuç içlerinin buz gibi olmasına sebep olurken gözleri dolmuştu.

kaçırılmıştı. o yirmi üç kişinin içindeki yirmi birinci olmuştu işte, kaçırmışlardı onu. berk'i bulmak zorundaydı şimdi. ondan haberleri olmuşsa çocuğu da kaçırmışlardı ve bu çok kötü bir şey olurdu. ondan haberleri yoksa kıvırcık kızı aldıktan sonra kızılı öldürürlerdi ve bu daha da kötü olurdu.

"berk?" yutkunduğunda boğazında çok acı bir tat vardı, yüzlerce ilaç yutmuş gibi hissetmesine sebep olmuştu. yüzünü ekşitip birkaç adım attı öne doğru. "berk, berk! berk duyuyor musun beni berk!"

çok karanlıktı burası, duvarda korka korka elini gezdirip ışığı bulduğunda gözlerinin kamaşması geçince etrafa baktı hemen. bir yatak, yerdeki halı, kompleks olmaktan oldukça uzak sade bir masa, koltuk, dolap ve yine kilitli başka bir kapı haricinde hiçbir şey yoktu.

kapıya koştu hemen genç kız. kapı kolunu hızlı hızlı asılsa da hiçbir faydasını görememişti. kapının arkasında bir yerlerden gelen sesler duyduğuna emindi, yeniden seslendi.

"berk! berk orada mısın? berk duyuyor musun beni berk?"

"aybike!"

"berk!"

kızılın sesini duymanın heyecanı ve şuanki durumlarına göre rahatlamasıyla kapıya yeniden yüklendi. kapının diğer tarafındaki berk'in de devamlı kapıyı açmaya çalıştığının farkındaydı.

"aybike, iyi misin güzelim? ben buradayım hemen, aramızda sadece bu kapı var. hemen kapının arkasındayım tamam mı korkma. iyi misin sen?"

"ben iyiyim. berk sen iyi misin asıl? of senden ses alamayınca o kadar korktum ki."

"iyiyim ben bitanem, iyiyim sen düşünme beni. gerçekten iyiyim. bir şekilde yanına geleceğim tamam mı? sakın korkma."

"berk lütfen gel." ağlaması şiddetlendi kızın, sesi kesik kesikti artık. "sana çok ihtiyacım var, sen yanımda olursan hepsini atlatabiliriz. hiç korkmam zaten o zaman."

"geleceğim güzelim, geleceğim."

arkasından gelen alaycı yavaş yavaş ellerini birbirine çarparak alkışlayan sesle oraya dönen kızıl, koyu kahve saçlı yeşil gözlü ve onun yaşlarında bir erkeğin ona doğru geldiğini görünce tüm siniriyle onu öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"vay, vay, vay. duygulandım ama ben. merak etmeyin aşıklar, birkaç test yapılacak şimdi. sonra kavuşturacağız sizi, sevenleri ayırmayız biz."

berk öfkeden gözü dönmüş halde karşısındaki çocuğa yumruk atmak için elini kaldırdığı anda yeşil gözlünün elindeki tuşa basmasıyla yere düştü, ona nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde elektrik vermişti ve sızlanan çocuğun boynu acıyordu.

"bir dahakine senin ufaklığa kurarım sistemi, eğer acıdan ölmek nasıl olur diye deneyim kazanmak istersen. kime yumruk atacağına dikkat etmelisin burada."

"berk? berk ne oldu? berk iyi misin ne yaptılar sana?"

"iyiyim aybike, bir şeyim yok canım."

güldü yeşil gözlü, elmacık kemikleri çıkıntılı çocuk. kapının arkasını başıyla işaret etti kızıla.

e.t. | ayberWhere stories live. Discover now