dört | karşılaşma

267 24 36
                                    

selamlarrr, bu kurgunun yorum sayısı çok az geliyor ya, çok güzel konusu var aslında. oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar dilerim ✨️

"ee?" dedi süsen telefondaki arkadaşına. genç kızın sesi oldukça heyecanlı geliyordu. "sende var herhalde birileri. bu aralar pek bir canlısın da."

"yok canım, yok hiç kimse."

birileri denildiği zaman aklına direkt zihninden iletişime geçebildiği çocuğun gelmesi çok da tüm gidişatın normal devam ettiği bir durum değildi ama bir şey söylemek için gerçekten fazlasıyla erkendi. daha onu görmemişti bile!

"iyi peki. öyle olsun bakalım. şimdilik kurtulabildin ama bir dahakine bu sırıtmalarının, mutlu mutlu mesajlaşmalarının sebebi olan kişiyi anlatmadan bırakmam."

"ay tamam." dedi genç kız oflayarak. "tamam, bırakmazsın."

iki kız gülüşerek telefonu kapattıklarında bilgisayarını açtı hemen kıvırcık. hiçbir mesaj yoktu, aynı telefonunda olduğu gibi. dudak büzüp kapağını kapattığında da sorguluyordu kendini. ne bekliyordu ki? çatlağın biri mesaj atıyordu arada, ona özel zihinsel güçleri falan olduğunu söylüyordu. belki de tek amacı flörtleşmekti ve ilgi çekmeye çalışıyordu. ama bu ihtimali de eliyordu aybike kafasından. öyle olsa onunla gerçekten zihninden iletişime geçemezdi.

bugün konuşmadıklarını fark ederek mesaj atmayı düşündüğünde bir süre kararsız kalıp vazgeçmişti. bir süre de uzanıp kendi kendine derin düşüncelere daldığında zihninden ulaşmayı denedi çocuğa.

berk? orada mısın?

berk, odasında uzanıp aybike'yi düşünmekle meşguldü. birkaç gündür olduğu gibi. aybike'yi henüz tanımıyordu ama onunla konuşma biçiminden heyecanlı, hedefleri olan, canlı genç bir kız olduğu anlaşılıyordu. on yedi yaşında olduğunu söylemişti kız, çocuktan bir yaş küçüktü.

berk ise aybike için çok endişeleniyordu. büyük güçlerin neyin peşinde olduğunu biliyordu ve aybike'yi korumak zorunda hissediyordu. bir an önce onunla planladığı yüzyüze görüşmeyi yapmalıydı.

aklında şekillenen sesle durup etrafı dinlemeye koyulduğunda sesin aslında kafasının içinde, çok net bir şekilde duyulduğunu fark etmişti.

berk?

aybike? bir sorun mu var?

sonunda ulaşabildim sana. hayır, hiçbir sorun yok ama bugün hiç yazmadın. ulaşmaya da çalışmadın bana. merak ettim ben de seni, ben ulaşayım dedim.

merak mı ettin? gülmüştü gülüşü güzel bir ses.

evet. onun gülüşüne karşılık gülmüştü genç kız. edemez miyim?

yok, edersin de. farklı geldi sadece.

berk?

hm?

bir şey sormak istiyorum.

sor.

hani bir tehlikeden bahsetmiştin, beni bekleyen bir tehlikenin varlığından. öyle bir şey olursa bunu nasıl anlayacaksın? beni tanıyor musun?

mesajlaşırken profil resmine bakabiliyorum, sadece fotoğrafına tanıyorum diyebiliriz.

elindeki telefondan kızın resmine bakıp ela gözlerini büyüttüğünde gülümsüyordu.

yaa. güzelmiş.

evet. çok güzel.

hala baktığı resimdeyken aklı, genç kız oğlanın sesinin tonundan mıdır yoksa büyülü etkisinden midir bilinmez, söylediği iki sözcüğü durumun gidişine değil kendisine söylediğini fark edip gülümsemişti.

e.t. | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin