7. Bölüm

63.5K 3.3K 553
                                    


2 haftadır bu pislik çukurundaydım. Bu Sercan'ın tüm sırlarını bir an önce çözmem lazımdı.

Geceleri hiç uyuyamıyordum. Kendime planda oluşturmuştum. Burada göze batmamam gerekiyordu. Sercan sayesinde koruma altında gibiydim zaten. O yüzden masum salak kız rolüyle, şerefsizlerin dikkatini çekmeden tüm bilgileri toplayacaktım.

"Rojda buraya gel çabuk" diye çadırın içinden bağırdı Sercan. Hemen korkmuş numarası yaparak ürkek adımlarla çadırın içine girdim.

"Buyrun" dedim başım önde.

"Rojda bak biliyorum korkuyorsun ama sana zarar vermeyeceğimi artık anlamış olman lazım. Geçen kulağıma kamptan bir laf geldi. Buradaki kadınlar bizim birlikte yatmadığımızı anlamışlar. Buradaki hevaller buna inanırsa sen tehlikeye girersin. O yüzden bundan sonra yatağımda yatacaksın. Korkmayasın benden."

Hay ben senin dedim içimden. Sinir yine tüm damarlarıma akın etmişti. Ama vücut dilime asla yansıtmıyordum. Karşımdaki it, zeki biriydi. Ayrıca merhametli. Hakikaten bu şerefsizler merhametten yoksun olurlardı. Bu durum çok tuhaftı. Umurumda değil zaten bu adam birkaç aya mezarda olacaktı nasılsa. Benim için bilgileri almak önemliydi. Gerisi umurumda değildi.

"Başka yolu yokmudur? Be-Ben tek yatsam yine nerden bilecekler."

"Olmaz Rojda" diye sesini yükseltti it. Sonra daha sessiz bir şekilde devam etti.
"Bak anlamıyorsun oyun değil bu. Bunu öğrenirlerse ne yaparlar sanıyorsun? Başkan sıkılmış kızdan sıra bizde derler. Sana zarar gelmeyeceğine dair söz verdim. Bana güven sana dokunmayacağım. Zaten zorla sahip olacak değilim. Hem tipim de değilsin korkma."

Ne? Bu adam ne saçmalıyordu şimdi ya. Benimle mi konuşuyordu kendi kendine mi? Dikkat et de ben sana dokunmayayım it soyu. Neyse ben bunları düşünürken dışarıdan ağlamaya başladım tabii ki.

"Ta-tamam dediğin gibi olsun. Senin yatağında yatarım." Ağlayarak böyle söyledim mecbur. Benim bir an önce şu belgeleri bulmam gerekiyordu. Yoksa bu işin sonu kötü bitecekti.

2 ay geçmişti. Lanet olası herif belgeleri neresine sokuyorsa hiçbir yerde yoktu. Zaten beni yalnız bırakmıyordu. Sadece önemli görüşmeleri yapacağı zaman, beni çadırda bırakıp başıma güvendiği bir adamını koyuyordu. Gece olunca ise çadıra gelip hiç konuşmadan yanıma yatıp uyuyordu. Yatağın ortasına yastık koymuştum. Pis teni uyurken bana değmesin yoksa kafama sıkardım. Zaten tam anlamıyla uyumuyordum. Genelde gündüzleri bir iki saat kestiriyor, gece de ayağa kalkıp yatakta boş boş oturuyordum. Sercan'ı izleyip yapacaklarımı düşünüyordum.

Sabah Sercan erkenden, birkaç adamı alıp gittiler. Güvendiği bir iti yine başıma bıraktı. Bıraktığı şerefsiz Sercan'ın gözüne girmek için kendini çatıdan bile atabilirdi. Sercan'ların nereye gittiğini sordum belki bilgi alırım diye. Adam bana sırıtarak

"Bir tim varmış da onlara gününü göstermeye gitti başkanımız" demişti. Tabii sinirle çadıra geri girip, volta atmaya başladım. Albayla iletişime geçsem bile hiçbir şey bilmiyordum ki.

Sıkıntılı bir bekleyiş sonucu Sercan ve adamları kampa girdiler. Hemen çadırdan çıkıp arabalara yaklaştım. "Allah'ım inşallah askerler iyidir" diye dua etmekten başka çarem yoktu.

Sercan sıkıntıyla arabadan indi ve sertçe kapıyı çarptı. Adamlar hemen önünde sıraya girmişti. Ellerini bağlayıp kafalarını aşağıya eğmişlerdi. Kamptaki diğer 2 kadın yanıma geldi ve benimle birlikte kenarda beklemeye başladılar. Kadınlardan biri Sercan'ı seviyordu galiba çünkü bana düşman gibiydi. Sürekli çadırda Sercan'la yalnız kalmaya çalışıyordu. Sercan'da önemli bilgiler konuşulacağı zaman bu kadını yanına çağırıyordu. Bu durum çok canımı sıkıyordu. Ne yapıp ne edip o toplantılar yapılırken benimde orada olmam gerekiyordu.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin