31. Bölüm

44K 3K 656
                                    

KUZEY'DEN ( 5 Saat Önce)

Acil çağrı alıp karargaha yola çıkmıştım. Saat gece 3'tü. Karargaha nasıl geldim bilmiyorum bile. Aklımda sadece operasyona giden Gökçen vardı.

Karargahın önüne geldiğimde kapının açılmasını bekledim. Kapıdaki askerler bana tekmil verdiler ve hızla telefon görüşmesi yaptılar. Bu beni daha da sinirlendirdi çünkü çok acil karargaha girip güzelimi görmem gerekiyordu. Askerler en sonunda kapıyı açınca arabayı içeriye sürerek park ettim. Arabadan inince bana doğru hızla gelen 4 asker gördüm. Onlara kaşlarımı çatarak baktım ve yaklaşmalarını beklemeden ben de onlara doğru yürümeye başladım.

"Efendim albayın emri ile tutuklusunuz" dedi askerlerden biri. Kaşlarımı daha da çatıp bunun ne tür bir şaka olduğunu sorguladım.

"Ne saçmalıyorsun sen asker?" Dedim ama diğer asker elindeki kelepçeleri uzatıp bekledi.

"Efendim zorluk çıkartmayın. Albayın emri" diye konuşunca sinirle ve şaşkınlıkla arkalarından gelen albaya baktım. Albay hızlıca yürüyerek yanıma yaklaştı. Aynı anda karargaha Poyraz'ın arabası girdi ve park ederek yanımıza gelmeye başladı.

"Komutanım bu askerler ne saçmalıyorlar? Ne demek bu?" Dedim. Albay, Poyraz'ın da yanımıza gelmesiyle konuştu.

"Binbaşı Kuzey Atasoy, vatana ihanet suçuyla sorgulanacaksın. Ellerini uzat." Dediğinde Poyraz araya girdi.

"Bir yanlışlık var komutanım. Kuzey asla vatanına ihanet etmez. Ben kefilim" dediğinde albay sertçe ona baktı.

"Sen de yargılanmak istemiyorsan daha fazla konuşma asker. Binbaşı için deliller var. Aklanana kadar göz altında kalacak. Uzat elini!" Dediğinde ellerimi uzattım ve kelepçeler takıldı.

Hayatımın en, en berbat ânıydı. Derin bir nefes aldım ve etrafta Gökçen'i aradım. Ama hiçbir yerde yoktu.

Askerler ile birlikte binaya doğru ilerledik. Poyraz arkamızdan gelip telefonda birilerini arıyordu. Albay sert adımlarla yan tarafımda ilerliyordu. Sorgu odasına girince sandalyeye oturdum ve ellerimdeki kelepçeleri masaya bağlamalarını izledim. Yaklaşık 1 buçuk saat boyunca yanıma kimse girmedi.

ECE'DEN ( 8 Saat Önce)

Televizyonda Battlestar Galactica dizisinin final bölümünü izliyordum. Çok heyecanlı ilerliyor gözümü kırpmadan ekrana bakıyordum. Tek yaşadığım için televizyonun sesini rahatça açmıştım. Pijamalarımı giymiş, yüzüme maskemi yapıp yıkamış rahatça dinleniyordum. Evde köpeğim Star ile birlikte kalıyordum. Dizideki heyecanlı bir sahnenin tam ortasında Star deli gibi havlamaya başladı. Diziyi durdurup Star'ı kontrol ettim ama kontrolden çıkmış gibi korku dolu havlıyordu. Hemen masanın üzerindeki silahımı elime aldım ve pencereye yaklaşıp etrafa baktım. Normal bir apartmanda ve 1. Katta yaşıyordum. Lojmanda kalmak istememiştim ve bu daire karargaha yakın olduğu için hemen tutmuştum.

Sokak sessiz duruyordu. Saat gece 00.00 civarlarında olduğu için herkes evinde yada uykudaydı. Bir sıkıntı olmadığına karar verip tam arkamı dönüyordum ki boynumda bir acı ile iğne yaptıklarını anladım ve bilincimi kaybettim.

Gözümü açtığımda kaç saat geçmişti bilmiyordum. Bana tekrar bir iğne yapmışlardı ayıltmak için sanırım çünkü boynumun iki tarafı da acıyordu. Etrafa baktığımda yanımda ayılmış ve bana korku dolu bakan Görkem abiyi gördüm ve etrafımızda bekleyen 7 silahlı adamı da. Silahların namlularını bize doğrultmuşlardı. Yüzleri maskeliydi.

"Abi iyi misin? Siz kimsiniz? Burası neresi?" Diye sordum. Aynı zamanda Görkem abi de benim gibi sorular sordu ama adamlar tek kelime bile etmiyorlardı. Etrafımızda çember oluşturmuşlardı ve bir evin teras katındaydık. Arkamda da adamlar olduğu için ellerimdeki ipleri çözemiyordum. Adamların gitmesini bekleyecektim.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin