BÖLÜM 1

19.5K 489 72
                                    




Güneş bugün Mardin'de Haznedar konağına farklı doğmuştu. Sanki konak halkında bir telaş ayrı bir şenlik vardı. Her yer temizlendi,en güzel yemekler yapıldı ve evin en büyük oğlu baran dönüyordu. Kaç yıl olmuştu Mardinden İstanbula döneli? Bitmek bilmeyen okul bitti sonunda. Aşiretin ağalığına,şirketin başına geçme vakti gelmişti. Herkes avluya oturmuş,Baranı karşılamak için bekleyemeye koyulmuştu. Miran havaalanına gitmişti karşılamak için. Az sonra ihtişamlı konağın kapısı açılmıştı. Kapı açılması ile herkes ayağa kalktı. Kapıdan gülen yüzü ile giren Baran olmuştu."Selamun aleyküm Haznedarlar ben geldim" diyerek gür sesi ile konağı inletti. Adeta oğluna ilk sarılıp kucaklayan devran ağa:

-Hoşgelmişsen oğlum

-hoşgördük baba

Baran babasının elini öpüp sıkıca kucaklaştı.O esnada arkada ona nemli gözlerle bakan annesini süzdü. "Avşin sultan" dedi hafif tebessümle 

-Anam nasılsın? 

-Hoşgeldin oğul şimdi daha iyi oldum.Nasıl özledim seni 

-Ben de annem ben de özledim.

Baran herkesle tek tek kucaklaştı. Gözleri avlunun sedirinde oturan bir çift yaşlı ela gözlere kaydı."Şermin yadem'de burdaymış"

-Baran'ım kurban olduğum gözümün nuru aslan torunum hoşgeldin

-Hoşbuldum yadem(babaanne) nasılsın?

-İyiyim aslanım iyi 

Ev halkı baran'ın geliş heyecanından arkadaki miran'ı unutmuştu bile,tabi miran'ın yanında duran güzeller güzeli kızı da, o kadar daldılar ki kapıda duranları ancak oturduklarında fark ettiler.Avşin hanımın dikkatini çekmesi ile anlamsızca bakışı bir oldu.Bir baran'a bir de miran'a baktı.Baran herkesin aynı anda aynı yere baktığını fark edince,arkasına dönüp kapıya ilerledi ve abisine doğru baktı. Kardeşi,birazdan olacakları az çok tahmin ederek gözleri ile güven verdi kardeşine.Baran yanında gelen bu güzel kızın elinden tutup avlunun ortasına getirdi.Herkes şaşkınlıkla Baran'a baktı.Derin bir nefes çekerek Hazan'ın gözlerinin içine baktı.Korkma demek istiyordu bakışlarıyla.Annesine onun için en önemli olan kişi yadesine baktı.Yade (Babaanne)bilirdi,Baran'ın bakışı ve duruşu ile ne anlattığını.Torunundaki tedirginliği gören yaşlı kadın;
-Baran kure min (Oğlum) kimdir bu kızımız?
Baran tuttuğu nefesi dışarı vererek;
-Bu kız Hazan.Benim karım olacak kız.

Herkes şok geçirmiş bir biçimde hatta koro haline "Ne" diye adeta çığlık gibi bir ses yükseldi koca avludan.Baran konağa gelmeden kardeşine durumu anlatmış.Ondan yadesiyle konuşmasını istemişti.Üzerinden şaşkınlığı atan Devran ağa öfkeyle ayağa kalkıp bir adımda Baran'ın yanına ulaştı.Sert çehresi ve çatılmış kaşlarıyla söylendi.

-Bu ne demek oluyor baran? Sen nasıl kendi kendine böyle bir karar verirsin.Tanımadığımız bir kızı nasıl konak'a getirir,bu benim karım olacak dersin.

-Baba sakin olur musun?

Daha oğlunun sözünü tamamlamasına izin vermeden annesi Avşin hanım girdi araya;

-Ne o baran istanbulda düşüp kalktığın kızı gelin diye karşımıza mı diktin?

Genç kız duyduğu bu cümleler sonrası göz yaşlarını tutamadı.Bu nasıl bir ithamdı böyle!bu kızın kalbinin kırıkları hiç bitmeyecek mi? Genç adam annesinin sözleri üzerine hızla Hazanın gözlerine baktı.Onun gözlerinden bir damla yaş akmasına kıyamayan adam içinden kendine küfürler savurdu."Ana ağzından çıkanları kulakların duysun" Baran Hazan'ın elini sımsıkı tutarak ona bir nebze de olsun güven verdi.Tuttuğu eli yukarı kaldırarak;"Bu kız iki yıldır benim aldığım nefes,içtiğim sudur.Benim sevdiğim kıza böyle şeyler nasıl dersiniz?"Derin bir nefes alıp ela gözlerini herkesin üzerinden geçirdikten sonra konuşmasına devam etti."Siz isteseniz de istemeseniz de Hazan benim karım olacak.Bu böyle biline."Baranın konuşması üzerine Devran ağanın sabrı kalmamış artık bütün öfkesi ile bağırmaya başlamıştır."Kes sesini artık baran iki gün sonra aşiret toplanacak,ağalık sana devredilecek.Ne diyeceğiz ne söyleyeceğiz ağalara
Topraklarımızdan olmayan örfümüzü adetimizi bilmeyen kim olduğu belirsiz bi kızı gelinimiz yapacaz nasıl deriz?Olmaz baran"ım olmaz oğlum yapma etme.

-Neden baba?neden evlenecek olanların kararını sizin töreniz aşiretiniz belirler?Ağa olunca illa aşiret kızı ya da berdel sonucu evlilik olmak zorunda mı?Madem kabul istemezsiniz benden bu ağalığı kabul etmem mirana devredesiniz.Bizde geldiğimiz gibi gideriz.

Ağalık kelimesini duyan miran daha fazla sessiz kalmak istemedi.

-Yapma abi ben alamam ağalık falan 
-Sus miran!
- Ne miran'ı lan ne miran'ı bu aşiretin ilk erkek çocuğu sensin.Senden başkası olmaz.Bunu bilmez gibi neden konuşursun?

Devran ağa ateş püskürürcesine konuştu.Baran boynunu kıtlatırcasına iki yana sallayıp ses tonunu daha alçak tutarak konuşmaya başladı.

-Biliyor musun baba?Acıyorum sizin bu halinize üç beş tane yaşını başını almış koca koca adamlar,yüzyıl önce kendi başlarına kurdukları bir sistemde adaleti olmayan gencecik insanların sevgisine saygısı olmayan adına "töre" dedikleri saçma sapan bir düzenin arkasına sığınıp,kaç tane can yakan kaç kişinin hayatının mahveden yuvasını yıkan bu iğrençliğin bu cinayetlerin arkasına sığınan insanlarsınız.
-Doğru konuş oğul senin karşında baban vardır

Avşin hanım bu konuşmanın sonu iyi olmayacak diye düşünüp oğlunu susturmayı tercih etti.Ama hesaba katmadığı bir şey vardı.Artık bu konu raydan çıkmıştı."Bu saygısızlığın yeter Baran,ben soyunu sopunu ne olduğunu bilmediğim birini bu konağa bu aileye bu aşirete gelin diye almam."Kendini her defasında hor gören her defasında aynı sözleri söyleyen insanların yanında bu kadar küçük düşmeye dayanmadı.Bu sözlere genç kızın gözyaşları da eşlik ediyordu."Ben... ben özür dilerim affet Baran"diyerek çantasına doğru yöneldi.Avlunun kapısına doğru yürürken bir ses yankılandı;"Hazan o kapıdan çıktığın an bil ki benim öldüğüm andır.Sana demiştim ya hani kürtçede bir söz vardır.Zanımın mırın heye ez dıssa jite ez dıkım(Bilsem ki sonunda ölüm var yine de seni seveceğim.)Sana anlamını da öğrettim ve yine söylüyorum,Allah şahidim olsun ölümüm olursun.Bu kız ne yaptı bu adama? Bu adam ne güzel sevdi böyle,iç sesiyle savaştı. Hazan olduğu yerde gözlerini kapadı ve hıçkırarak;nasıl giderim?nasıl yaparım?Eğer baranı tanıdıysam bu dediklerini yapar dedi kendi kendine. Derin bir nefes aldı ve bütün bedeni ile arkasındaki adama döndü gözlerini gözlerine sabitledi."Nasıl güzel bakıyon nasıl güzel seviyon be baran ağa dedi.Evin küçük oğlu boran bile abisini ilk defa böyle görmüştü."Eğer bu kız giderse midyat bile kaldıramaz bu yıkılmış adamın enkazını ben size söyleyeyim daye (anne)"Miran boran'ın ensesine hafif vurarak susmasını söyledi.Sözler tükendi..Birkaç dakika öldüm sessizliği sardı konağı.Ama bu ikili hala ayırmadı gözlerini birbirinden.Aralarında uçurum vardı yada birkaç adım.Baranın kalbi sanki hazan'ın ellerindeydi bu kadın bu kalbi ya uçurumdan atacak ya da birkaç adım atıp kapatacak."Baran ben bir tek sana eğdim bu dik duran başımı ve bir tek sana açtım ele acuva sığmaz yüreğimi ben ben... "sesi kısıldı Hazan'ın hıçkırıkları el vermedi söylemeye."İnan bana benim de kalbim acıyor ama onlar senin ailen affet beni" dedi ve son sözlerini söyledi Hazan.Peki ne olacaktı?Bu aşk başlamadan bitecek miydi?

*

*

*evet canlar bu benim ilk hikayem sizler den oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum

eleştiriye açığım ama saygı çerçevesinde ayrıca bu hikaye ile birlikte hali hazırda iki hikayem daha var.ilerleyen zamanlarda onlarıda yayınlayacağım.

DOĞUYA UZANAN AŞK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now