Bölüm 38

3.9K 199 60
                                    



Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular...


Öyle sevelim ki birbirimizi,
HZ. ALİ taa ötelerden desinki;
"Bak ya Fatıma aynı bizim gibi...

Allah iki insanı nedensiz bir araya getirmez:
Ya imtahan,ya sevda
Birine sabır, diğerine şükür gerekir...



"Ben bu yaşıma kadar tek bir kadın sevdim.
Adı Hazan,
Anlamı; Sonbahar.
Ama benim gönlüme bahar getirenim.
Benim gönlüme bahçe eken, Her güldüğünde çiçekler açtıran tek kadın.O benim karım,O benim gökyüzüm."





Onbeş gün olmuştu yeni konağa taşınalı.Eski Haznedar konağına göre daha büyük,daha geniş ti bu konak.Eskiye dair,yaşanan tüm kötü günlere ait hiçbir iz yoktu.Miran iki gün içinde bulmuştu yeni HAZNEDAR konağını.Bir kaç tadilat işi olsada taşındıktan sonra da halledilirdi düşüncesi ile karar verilmiş,Baran tarafından da onaylanınca hemen taşınmışlardı.Sadece Devran ağa olmadan...

Konağın en üst katı daha öncede olduğu gibi,yine Baran ve Hazan'a aitti.Genç adam kendine ait olan katı istediği gibi dizayn edeceğini söylemişti.Şimdilik en hızlı yaptığı bebeklerin odasını düzenlemek olmuştu.Öyle biri pembe,biri mavi düşüncesi ile değildi bu düzenleme...
Duvarın bir kısmını gök mavisi rengine,diğer tarafını yeşil tonları karışımına.Bir taraf kendi göz rengi,diğer taraf karısının göz rengi.
Alınan beşiklerin rengi ise beyaz ve gri idi."Ben çocuklarım arasında renk ayrımı yapmam"demişti Baran.
Tamamen sadeye dönük bir oda hazırladı bebeklerine.Yan tarafında bulunan diğer odayı da onlara oyun odası olarak tasarladı...
Yatak odası eski odasına göre daha geniş,ama bir çok şey benzeri idi.
Dört kat olan konağın, üçüncü katı diğer aile üyeleri arasında oda paylaşımı yapıldı.Yade ve Anneannen'in odası ikinci kata düzenlendi.Yorulmamaları adına,hem avlu'ya hemde çardak katına yakın olması içindi...
Kötü ve kara günler geride kalmıştı.Artık herşey yeniden başlayacak.Bu konakta mutlu aile tabloları yer alacaktı.

Baran annesi Havin hanım için.Bütün zorlukları en az seviyeye indirmeye çalıştı.Hala da çalışmaktaydı.Annesini konağın içinde daha rahat gezdirebilemek için.Merdivenlere bile tekerlekli sandalye'nin kolaylığını sağlamıştı...

Hamileliğin son dönemlerinde olan karısı bir türlü mutfaktan çıkmaz olmuştu.Gün içinde peşinde dönenlerden rahat edemeyince kaçamağı gece uyanınca yapardı.Bu gece de aynısını yapmış,önüne ne çeşit bulursa doldurmuştu.O kadar iştahla yiyordu ki.Eğer Baran'a yakalanmasa daha da yerdi.

"Seni yine mutfakta ne yapıyorsun Hatun?" Demişti Genç adam.Karısını korkutmuş,yakalanmanın suçluluğu ve paniği ile.Adamın derdi yemek yemesi değil.Doktor son dönem tuzlu yeme dediği içindi;

"Barannnnn ahhh..!! Barannn.!!" Diye adamı panikletip, kendini kurtarmanın zaferini yaşayacak olan karısı.Kendini fazla akıllı görürdü..

Adam gerçek ve sahte arasında gidip gelmişti.Ya doğru ise? Ya sancısı varsa? Düşüncesi ile hızla koştu kadının yanına

"Ahhh.!! "Diyen karısı elini karnına koymuş yüzünü buruşturmaktaydı...
Kadının yüzüne daha dikkatli baktı Baran,Karısı yalanı bile beceremeyendi.

"Ah.! Benim deniz gözlü,gökyüzü mavisi karım.Sence ben buna inandım mı?"diye sorarken aralarındaki mesafeyi tamamen kapatmıştı.Baş parmağı ile kadının ağzının kenarında kalan pasta kırıntısını almış,parmağının ucunu kendi ağzına götürdü.Hazan kocasının ona inanmadığını anlayınca bu kez kendini savunmak için bebekleri kullanmayı denedi.Saç perçemlerini kulak arkasına sıkıştırarak oynayan adamın yüzüne bakıp:

DOĞUYA UZANAN AŞK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now